Bölüm parçası :Nick Jonas & Nicki minaj- Bom bidi bom.
(multimedya'da mevcut)🍂
Nihayet asansör istediğim kata ulaşınca, hiç vakit kaybetmeden kendimi dışarı attım. Bora'nın kapısına geldiğimde heyecan ve beklenti tüm bedenimi etkisi altına almıştı.
Tanrım.. Şimdiye kadar alışırım sanmıştım ama, hala onu her gördüğümde nabzımın tavan yapmasına, ve midem de ki kasılmalara engel olamıyordum.
Hele bu beklenti.. Gözlerinde ki o bakış... İçimde bulunduğundan bile daha önce emin olmadığım tüm ilkel duyguları harekete geçiriyordu..
Sanki bedenlerimiz de sadece bizim algılayabildiğimiz, kimsenin göremediği bir radar sistemi vardı. Nerede olursak olalım belli bir mesafeden sonra birbirimizi hissedebiliyorduk.. Ve yine hep olduğu gibi, ben daha zili çalmadan geldiğimi hissetmiş gibi kapıyı açıp beni dehşete düşürdü!
Yanlış anlaşılmasın dehşete düşmemin sebebi az önce bahsettiklerim değil di elbette..
Tamamen paralize olmuş bir halde, tüm çıplaklığı ile karşımda dikilen adamdan gözlerimi bir türlü alamıyordum.. Sanırım bu arada nefes almayı unutmuş olabilirim çünkü odaklanma sorunu yaşıyordum..
Islak saçlarından süzülen su damlaları göğsünden göbeğine doğru ilerleyip adonislerinden kasıklarına ulaşıyor, oradan yere damlıyor du..
Görüntü okadar erotikti ki..
Lanet olsun! Beni şaşırtmaktan hiç vazgeçmiyor du..
"Bebeğim izlemeyi bitirsen de icraat'a mı geçsek acaba?" dedi, eğlenen bir tavırla. Beni nasıl dumura uğrattığını çok iyi biliyordu. Pislik..
"...Ya gelen ben değil de, gideceği adresi şaşırmış bir pizzacı olsaydı?" dedim, tepkisini merak ederek.
"Hmm.. Sanırım gördüklerinden sonra yanlış adreste olduğunu anlar arkasına bakmadan kaçardı. Ya da.. Pizzayı isteyenin içeride nasıl bir fantazi yaşadığını merak eder, iş arasında pizza söylememize anlam vermeye çalışırdı. Ya da.."
"Tamam anladım! Kafanda ki fantazilere yetişemiyorum gerçekten!" dedim elimle göğsünden ittirip içeriye girerken. Bıraksam kimbilir daha ne absürt senaryolar üretirdi serseri.. Kapıyı ayağımla kapatıp çantamı kenara fırlattım. Daha fazla konuşmasına izin vermeden, dediği gibi icraata geçerek.
"Sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun?" dedim, bir yandan üzerimde ki uzun kollu tshirt'ü aceleyle çıkarıp atarken, bir yandan da ayakkabılarımı halletmeye çalışıyordum..
O ise elinde şampanya kadehi, yüzünde keyifli bir ifade ile benim aceleci soyunma çabalarımı seyrediyordu. Birazdan yüzünde ki bu ifadeden eser kalmayacaktı.. Çünkü aklımda çok kötü yaramazlıklar vardı.. Nihayet kot pantolonumu da bacaklarımdan sıyırıp attıktan sonra, üzerimde spor sutyen ve kilotla karşısında dikiliyordum.
Aç bakışları üzerimde gezinirken, yavaşça sutyenimi de çıkarıp ayaklarımın dibine bıraktım. Geriye birtek kilodum kalmıştı, sabırsızlıkla onuda çıkarmamı beklediğini çok iyi biliyordum, ama biraz kıvrandırmaktan zarar gelmezdi.. Bunun onu delirttiğini bilerek parmaklarımı belimdeki çamaşırın lastiğinde gezdirdim, ama sonra vazgeçip ona doğru bir adım attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI]
RomanceMasama doğru yaklaştı, ve tam karşımda durdu. Eğilerek iki elini de masaya koydu. Yüzüme doğru biraz daha yaklaşarak, sanki bir sır veriyormuş gibi kısık sesle; "Biliyor musun? Gözlerini deviriyorsun.. Ve ben ufaklık, göz deviren yaramaz ve gamzel...