30.BÖLÜM~🕸️

11.2K 459 74
                                    

🍂

Serkay ile beraber şirketten çıkıp arabasına atladık. Bora'yı aklıma getirmemeye çalışıyordum. Eğer düşünecek olursam kafayı yiyebilirdim çünkü.. O son sahne gözümün önünden bir türlü gitmiyordu.

O aptal kadının blöf'üne inandığı yetmiyormuş gibi, bir de beni odasından gönderdiğine hala inanamıyordum.. ikisini de oracıkta pataklasam yeriydi. En azından biraz rahatlardım belki..

Ben bunları düşünüp, dudağımı sinirle kemirirken;

"Hayırdır güzelim bir sorun mu var? Dalgınsın."

Serkay'ın sesi ile daldığım düşüncelerden bir anda sıyrılıverdim.

"Efendim, bir şey mi dedin Serkay? Kusura bakma duymadım."

"Dalgınsın diyorum."

"Ah kusura bakma ya.. Bu aralar biraz tuhafım. Hiç tadım yok. Gelemedim Cafe'yede."

"Ben de bu yüzden bugün seni bir göreyim dedim ya zaten."

.....

Güzel otantik bir restorant'ta yemeklerimizi yerken, bir yandan da dertleştik. Daha doğrusu Serkay neler olduğunu sorunca, ben olduğu gibi döküldüm desem abartı olmazdı sanırım..
Bora ile olan hikayemizin tüm ayrıntıları olmasada çoğunu anlattım. Serkay da hiç yadırgamadan, yorum yapmadan beni öyle güzel dinledi ki, kendimi biraz da olsa rahatlamış hissediyordum.

"Ee ne düşünüyorsun?" diye sordum düşüncelerini merak ederek.

"Hmm.. Demek şimdi berabersiniz ha.. Vay be! O gün seni çuval gibi götürmesinden, ve senin de başkası olsa şu bir yıldır dersini aldığın Krav Maga dalgasını üzerinde çatır çutur deneyeceğin, ama ne hikmetse bu hıyara dokunmayışından belliydi zaten sizde bir numara olduğu." dedi gülerek.

"Ya serkay! Deme öyle ya çok utanıyorum o gün aklıma geldikçe. Çok ayıp olmuştu. Kusura bakma tekrar özür diliyorum." Dedim ellerimle yüzümü kapatarak.

Uzanıp ellerimi yüzümden çekti. "Saçmalama Azra. Ben unuttum O olayı, hem zaten senin suçun değildi, tasalanması gereken kişi sen degilsin.. Gerçi onunda kendini suçlu hissettiğini hiç sanmıyorum ya neyse.."

"Malesef bende.."

.....

Ne kadar süre daha oturduk bilemiyorum ama telefonuma sürekli mesaj gelip duruyordu. Ve kimden geldiğini az çok tahmin edebiliyordum.. Çünkü bir ara ekranda beliren bildirimlerden birinde yazan mesajın bir kısmı "Neden Siktiğimin telefonuna cevap verm.." gibi bir şeydi. Gerisini az çok tahmin edebiliyordum.. Zaten amacım biraz merak edilmek olduğundan, bilerek hiçbirini henüz açıp okumamıştım.

Serkay da farketmiş olacak ki; "Hayırdır kızım ya? Telefonun bir susmadı geldiğimizden beri? Niye bakmıyorsun? Yada dur ben tahmin ediyim. Senin şu Patron bozuntusu, şirketten benimle çıktığını öğrendi ve senden haber alamayınca çılgına mı döndü yoksa.." dedi tam da üzerine basarak.

"Aslına bakarsan bilmiyorum.. Hiçbirini okumadım.."

"Çünkü..?"

"Çünkü bugün biraz merak edilmeyi hakediyorum bence!"

"Hmm.. Sende haklısın tabi Azra bacım!" dedi abartarak.

"Serkay benimle dalga geçme seni öldürürüm! Burada meraktan dokuz doğuruyorum zaten.."

Tam o sırada telefonum yine çalmaya başladı. Ama bu kez mesaj değil çağrıydı.

"Bence senin şu patronu biraz daha kızdırmalıyız! Ne dersin?" dedi ve çevik bir hareketle telefonu masadan kaptığı gibi, ben daha bir şey diyemeden açtı.

PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin