🍂
Oturduğumuz siteye vardığımızda halâ sessizdi.
Tanışalı uzun bir süre olmamıştı belki ama şimdiye kadar geçen sürede onu hiç bukadar sessiz görmemiştim..Birbirimize iyi akşamlar dileyip ayrıldık,O kendi dairesine çıktı ben kendiminkine girdim. Kendimi salondaki koltuklardan birine atıp bu akşamı düşündüm.
Konuştuklarımızı.. Benim uzun zamandır içimde tuttuklarımı.. O'nun yaşadığı, benim hiç tahmin bile edemeyeceğim hayatı, düşünce yapısı, bu akşam beni gerçekten şaşırtmıştı kafamda daha sığ, daha klasik biri gibi hayal etmiştim ama öyle biri olmadığını kanıtladı.
Ve en son yaşadığımız şey..
Ben.. neredeyse artık ne olacaksa olsun kıvamına gelmiştim..
Konuştuğumuz süre zarfında gözlerine her baktığımda, içimdeki buz dağından bir parçanın eridiğini hissettim.. O konuştukça babamın ettiği nasihatlar kulaklarımda çınladı resmen..
"Kızım sen cok değerlisin, benim en değerlimsin, en kıymetlimsin..
Bu kolye aslında sadece bir sembol belki, ama sadece gercekten senin kıymetini,degerini bilecek, Seni gercekten sevecek ve en önemlisi fikirlerine önem verip seni dinleyebilecek O adam için sakla!"~~~
"Bildiklerini ve doğru zannettiklerini bir kenara koy güzel Azra'm.
İnsan,tüm hayatı boyunca yalnız bir kişiyi sevebilir,kalbini yalnız bir kişiye teslim eder güzel kızım, ve o gün geldiğinde, diğer yarını bulduğunda pusulan kalbindir.. O asla yalan söylemez.. sende bunu hissedeceksin.."Gerçekten o gün geldiğinde hissedebilirmiydi insan? Peki şimdi hissettiklerim neydi? O günün geldiğinin bir işareti miydi?
O adam... Bora olabilirmiydi?
Tanrım! Adı bile midemde karıncalanmalara sebep oluyorken, kalbimde hissettiğim bu ritim bozukluğu, tansiyonum olmadığına göre başka neyi işaret ediyordu ki?
Kafamda okadar çok soru vardı ki! Kime soracağımı bilemiyordum..
Ah baba! Keşke şimdi yanımda olsan! Şuan yanımda olman için neler vermezdim.. dizine yatmayı, saçımı okşamanı, benimle konuşmanı okadar özledimki...
Bugün uzun zamandır olmadığım kadar huzurlu ve rahatlamış hissediyordum, Bora bey ile konuşmak gerçekten iyi gelmişti, ama ayrılırken pek iyi görünmüyordu,şimdi ne yapıyordu acaba?
Aldığı haber kabuğuna çekilmesine sebep olmuştu. Normaldi tabi, onu çok iyi anlıyordum, hatta bu hayatta onu anlayabilecek biri varsa o da bendim büyük ihtimal.
Sevdiğin birini kaybetmenin verdiği boşluğu yakından deneyimlemiş biri olarak bunu çok rahat söyleyebilirdim..Bora bey babasını kaybetmemişti tabiki ama üzüntüsünü çok iyi anlıyordum.
Şu hayatta kızlarda olmasa yapayalnızdım..
Dahası varmıydı?Selim bey'i düşündüm.
O iyi bir patron'du, ama herşeyden önce iyi bir adam'dı.. Çalışanlarına karşı hep alçak gönüllüydü, burada çalıştığım süre zarfında kimseyi terslediğine yada azarladığına şahit olmamıştım.Umarım bir an önce sağlığına kavuşur..
Telefonumu çıkarıp mesaj yazmaya karar verdim;
~~~
Azra:
Hey..
iyimisiniz.. merak ettim..Patron(spk) yazıyor...
Bilmiyorum...
Sanırım..
Değilim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI]
RomanceMasama doğru yaklaştı, ve tam karşımda durdu. Eğilerek iki elini de masaya koydu. Yüzüme doğru biraz daha yaklaşarak, sanki bir sır veriyormuş gibi kısık sesle; "Biliyor musun? Gözlerini deviriyorsun.. Ve ben ufaklık, göz deviren yaramaz ve gamzel...