Yine gecikmeli bir bölüm.. kusura bakmayın bebeklerim💞 biraz beklettim. Ama nihayet yayınlıyorum iyi okumalar umarım beğenirsiniz🌹 vote'lemeyi(⭐) unutmayinn. Xoxo😘😘
🍂Tanrım! Cennet Gerçekten de bu kadar güzel miydi?
Hayatımın geri kalanında, her gün doğumunu bu şekilde, kucaklayabilirdim sanırım.. Hem de hic şikâyet etmeden, bıkmadan,sıkılmadan.. Burnumda bu koku ve güven veren kollar tarafından sarmalanmış bir halde..
Birinin seni sahiplenmesi, koruyup sakınması.. Senin için dünyayı yakabilecek birisinin olması.. Yada kendini birine ait hissetmek. Bir yapbozun parçası olduğunu bilip,Onu yuva kabul etmek.. Bunları hiç yaşamamış birisi için, inanılmaz değerli ve kıymetli hissettiriyordu..
Şimdiye kadar kimseyi benimseyememiş. Güven duvarlarını kimse için indirmeye cesaret edememiş. Hayatta yalnızlığa alışmış biri olarak. Şuan kendimi hep aradığım yuvam da hissediyordum..
Beni sıkı sıkı saran bu güçlü kolların arasında, hiç olmadığım kadar emniyette olmanın verdiği huzur.. Kulağımın altında atan kalbinin ritmi, içimde bazı duyguların filizlenmesine ve kabuslarım bana oyun oynadığın da güven verircesine beni sakinleştiriyordu.. Bu şekilde yaşamaya hiç bir itirazım olamazdı.
Hem bir kız başka ne isterdi ki?Bazen bu mutluluk beni biraz korkutmuyor da degildi. Bazı geceler zihnim bana oyunlar oynuyor, mutluluğumla beni sınıyordu. Kulağımda sürekli karamsar bir ses, bu kadar kendini kaptırma Azra. Her güzel şeyin bir sonu vardır. Diye vesvese veriyordu...
Babamdan sonra şimdiye kadar hayatıma herhangi bir erkeği dahil etmekte zorlanmış, tereddütlerimin ardına sığınmış, hep bir bahane bulmuştum kendime.. Kim bilir belki de o zamanlar daha vakti gelmemişti.
Şimdi ise tüm kalbimle ve ruhumla biliyordum ki, tam da şuan Oradaydım.. Babamın hep bahsettiği gibi hissedebiliyordum.. Yani bekleyişini nihayet tamamlamış olan Yakup'un,Yusuf'una kavuştuğu o vuslattaydım...
.....
Ama sabahın bu kör Saat'inde beni uykumdan alıkoyan bu Ponçik hayallerim değildi elbette..
Kalçamda hissettiğim ve bana ait olmadığına yüzde yüz emin olduğum bu sertlik(!) Ve acil boşaltmam gereken mesanem di!..
Tanrım! patlamak üzereydim. Ama Onu uyandırmadan kalkabilmem imkânsız gibi görünüyordu. Ve biraz daha oyalanırsam eğer, 25 yaşında olmayı falan umursamadan, bana ait olmayan bir yatağı ıslatmak üzereydim!
Daha fazla tutabileceğimi sanmıyordum. Yavaşca hareket etmeye çabaladım. Ama neyse ki kolunu üzerimden alınca, hızla yataktan kalkıp, seri adımlarla ses çıkarmadan odadan çıktım. Üst katta da olmasına rağmen alt katta ki lavaboyu tercih ettim. Hala biri ile beraber uyanmaya alışık olmadığımdanmıdır bilmem. En azından bu konuda mahremiyete ihtiyac duyuyordum..
Neyse ki rezil olmadan kendimi tuvalete atabilmiştim..
En sevdiğim aktivitelerden(!) Biri de malesef lavaboda iken cep telefonumla oynamaktı. Bu konuda yalnız olmadığımı varsayıyordum..Ne var, ne yok diye bakarken, telefonuma mesaj gelince, panikleyip neredeyse telefonu elimden düşürüyordum! Neyse ki reflekslerim hızlıydı.. Sabahın bu saat'inde kim olabilir diye düşünürken, Mesajın yukarıda yatan ve uyduğunu düşündüğüm Ateşli patronum(!) Bora'dan geldiğini görünce biraz şaşırdım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI]
RomanceMasama doğru yaklaştı, ve tam karşımda durdu. Eğilerek iki elini de masaya koydu. Yüzüme doğru biraz daha yaklaşarak, sanki bir sır veriyormuş gibi kısık sesle; "Biliyor musun? Gözlerini deviriyorsun.. Ve ben ufaklık, göz deviren yaramaz ve gamzel...