Bölüm parçası: Malu Trevejo~luna LIena (multimedya'da mevcut)👆👆👆
Evet millet merak edenler için parçayı seslendiren kişi, baş karakterimiz Azra'nın ta kendisi klibe göz atmayı unutmayın 💜💜
Bu arada multi'de ki resimde fotoșokun anasını ağlatmış olabilirim gözünüzü kısarak bakın ne olur ne olmaz 😅😅
Ve özellikle Azra(Malu) ile ilgili yorumlarınızı mutlaka buraya yazın.
Ve yine merak edenler için Kitabın sonunda bütün karakterlerin gerçek kimliklerini paylaşacağım merak etmeyin. İyi okumalar(Bol yorumlar)
Öpüldünüz😘😘
Xoxo Rainbow..🍁
Azra çoğu gece gördüğü rüyalardan ötürü her zaman huzursuz bir şekilde uyanırdı. Fakat bu sabah çoğu sabahtan farklı olarak, ilk kez uykusunda bu kadar huzurluydu. Bunun sebebi
Gördüğü rüyanın diğerlerinden biraz farklı olmasıydı..Her yer en sevdiği çiçek olan Turuncu güllerle kaplıydı, kokusu tüm bahçeye ve eve sinmiş, sanki ilkbaharı tekrar geri getirmişti. Sadece bu görüntü bile Azra'nın içinin huzurla dolmasına yeterliydi, ancak daha fazlası vardı..
Bora sanki hiç ayrılmamışcasına, yatağında boylu boyunca uzanıyordu. Her ne kadar ona kızgın olsa da, Sevdiği adam yanında uzanırken onu seyretmek, her şeye değerdi.. En azından rüyasında..
Azra Bora'yı uyandırmaktan çekinerek elini sevdiği adamın çıplak göğsünde gezdirmeye başladı. Ne de olsa rüyasında kontrol ondaydı ve birazdan uyanacağını bildiğinden doya doya bu an'ın tadını çıkarmak istiyordu..
Dokunduğu beden okadar sıcaktı ki, neredeyse kalp atışını elinin altında gerçekten hissedebildigini düşünmeye başlamıştı. Ve dokunmaya devam ettiği beden hiç beklemediği an da hareket edince, eli birden olduğu yerde donup kaldı. Gözünü yavaşça araladı ve yanında yatan adamın muzipçe parlayan edepsiz bakışları ile karşılaştığında neye uğradığını şaşırdı ve bunun hiçte düşündüğü gibi bir rüya olmadığını anlaması biraz zaman aldı.
Dün'e ait görüntüler bir bir gözünün önüne geldikçe, her şey yavaş yavaş netlik kazanmaya başladı ve Bora'nın gerçektende şuan yanında yattığı gerçeğini nihayet kavramaya başladı. Ve içi tarif edilemez bir heyecan dalgası ile kaplandı.Her ne kadar Azra bunca zamandır kendini onu unuttuğuna inandırmıș olsa da, gercek hiçte öyle görünmüyordu..
Aslını söylemek gerekirse onu sevmekten hiç vazgeçmediğini dün daha iyi anlamıştı.Öyle ki; Bora'nın Azra'ya birşey olduğunu sandığı an da ki o paniği, ve elini karnına koyup, kızının hareketlerine ilk kez şahit olduğu an da gözlerinde gördüğü heyecanı hiç bir zaman unutamayacaktı..
Ve nihayetinde bu ayrılığı uzatmanın ne kendine, ne de sevdiği adama acıdan başka birşey vermeyeceğini, en çokta doğacak bebeklerine bir faydası olmayacağını anlayıp, herșeyi ardında bırakmaya karar vermişti..
Zihninde bu düşüncelere dalmış bir halde Bora'ya bakmakta olan Azra, Bora'nın sesiyle birden kendine geldi.
"Hmm.. Düşünüyorum da, sabahın bu saatinde beni bu şekilde okşadığına göre, Ne așermiș olabilirsin acaba sevgilim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI]
RomanceMasama doğru yaklaştı, ve tam karşımda durdu. Eğilerek iki elini de masaya koydu. Yüzüme doğru biraz daha yaklaşarak, sanki bir sır veriyormuş gibi kısık sesle; "Biliyor musun? Gözlerini deviriyorsun.. Ve ben ufaklık, göz deviren yaramaz ve gamzel...