35.BÖLÜM~🕸️

10.2K 400 74
                                    

Bölüm parçası:
İmagine dragons~Boomerang..
(multimedya'da mevcut)

🍁

Aynalar..
Son bir kaç gündür bakmadan geçemediğim, neredeyse tek bir ayna bile kalmamıştı..

Mucize'mi öğrendiğim dakikadan beri elimi göbeğinden, gözlerimi de aynalardan alamıyordum resmen..
İçimde tarif edemediğim, kelimelerimin yetersiz kaldığı bir mutluluk vardı.
Sanki kocaman bir baloncuk yutmuş gibiydim içim içime sığmıyordu bir türlü..

Ve en önemlisi bir karar vermiştim. Bugün Bora'ya nihayet hamile olduğumu söyleyecektim. Ne tepki vereceğini tam olarak bilemiyordum ama kendimi her şey'e hazırlamaya çalışıyordum..

Gerçi ne tepki verirse versin, şu saat'ten sonra hiç bir şey fikrimi değiştiremezdi. Daha önce hiç bir konuda bu kadar kararlı olduğumu hatırlamıyordum..

Şuan kendimi öyle güçlü hissediyordum ki, sanki dünya'yı omuzlarıma koysalar eğilmezmiș gibi..

Ve sürekli araştırıyordum, gebelik ile ilgili ne kadar bilgi varsa, ne bulursam okuyordum. Ve tıpkı şuan olduğu gibi, kıyafet bakmak için girdiğim mağazaların çocuk reyonun da buluveriyordum kendimi..

Tanrım şunların güzelliğine bak!
Bildiğin psikopat'a bağlamıştım resmen..

...

Aslında bugün hem davet için birseyler bakarım, hem de biraz kafa dağıtırım diye, Ebru hanımdan öğleden sonrası için izin almıştım. Cadde üzerinde ki mağazaları turluyordum.
Ama ne yazık ki bebek kıyafetlerine bakmaktan henüz kendime bir şey bakabilmiș değildim..

Kızların hepsi ne giyeceklerine çoktan karar vermişti, ama ne yazık ki ben hala birşey bulamamıştım..
Bir an önce kendime bir kıyafet bulamazsam eğer, bu gidişle hafta sonu davet'e geceliklerimle gidecek gibi görünüyordum...

Malesef bu mağazadan da umudumu kesmiş bir şekilde çıkıp, yol boyu göz gezdire gezdire yürümeye başladım. Ama biraz daha yürüdükten sonra yorulduğumu hisseder gibi olunca, yolumun üzerinde, vitrinin de rengarenk cup kek'ler bulunan şirin bir Cafe dikkatimi çekti ve girmeye karar verdim.

Boş olan minik masalardan birine geçip oturdum. Sipariş verebilmek için beklerken, bir yandan önümde duran menüye bir göz atmaya karar verdim. Her şey çok leziz görünüyordu ama sanırım ben üzeri orman meyveleri ile süslenmiş kırmızı kadife olanı alacaktım.

Tam sipariş vermek için el kaldırdığım anda, garson masa'ma gelmişti bile ne istediğimi sorduğunda menüden istediğim pasta'nın resmini gösterip, içecek olarak da koca bir bardak buzlu limonata istedim. Tanrım daha gelmeden ağzım sulanmıştı..

Garson, "Siparişiniz 2 dakika'ya geliyor." deyip gittiğinde, bende önüme dönüp etrafı incelemeye başladım. Güzel, şirin bir cafe'ydi, en önemlisi çoğu yer gibi tıklım tıkış değildi, bazen kalabalıktan hiç hoşlanmıyordum ve burası şuan tam benlikti..

Çok geçmeden siparişlerim geldiğinde pasta inanılmaz leziz görünüyordu.. Tam gözü dönmüş bir şekilde dalacakken, masanın üzerinde duran telefonuma mesaj gelince, çatalı sakince geri bırakmak zorunda kaldım.

Ekran kilidini açıp WhatsApp'tan gelen mesaja tıkladığımda, elinde ki dondurma ile manidar bir şekilde ekrana bakan adam'ı görünce ister istemez heyecanıma engel olamadım..

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin