Seyis Fırtınayı hazırlarken Zeynep de gidip kendisi hazırlandı. Hazırlanıp atın yanına gittiğinde başını okşayıp hazır mısın kızım? diye sordu.
Fırtına o kadar hazırdı ki Zeynep bunu ışıldayan gözlerinden anlayabiliyordu. Bende öyle düşünmüştüm kızım hadi gidelim artık dedi.
Seyis binmesine yardım etmek istedi ama Zeynep ona öyle bir bakış attı ki sanki sana ihtiyacım yok dermişcesine.
Zaten öyleydi de Zeynep bugüne kadar kimseye ihtiyaç duymamıştı. Bugün de öyleydi tek seferde çıktı Fırtınanın üstüne.
Zeyn. Hadi ama, hazır değil misin güzelim daha diyerek Polat geldi.
Hazırız abi biz de sana bakıyorduk. Hadi o zaman gidiyoruz diyerek Zeynep'e göz attı.
Zeynep atına duyduğu özlem ile hissettiği acıdan ağlayarak bütünleşiyordu sanki atı ile.
Zeynep her hızlanışında ona ve kendisine yapılan haksızlığı hatırlıyordu.
Kardeşi ayırmıştı onu sevdiklerinden. Annesi, babası, abisi ve Fırtına onlarsız geçen acı dolu günleri geliyordu aklına. Şimdi hepsi yanındaydı ama hala canı yanıyordu.
İki gün sonra gidecekti yeniden. Ne babası Zümrüt'üm diye seslenecek ne de annesi kuzum diye bağrına basacaktı.
Önceden arada bir abisi gelirdi yanına ama artık o da bir aile kuruyordu. Çocuğu olacak bana nasıl vakit ayıracak diye düşünmeden edemedi.
Peki ya Fırtına, canı gibi kızı gibi sevdiği atı can yoldaşı, sırdaşı ona dokunmadan ne yaparım diye düşündü.
Zeynep acılarını düşünürken Polat ise kardeşini ne kadar özlediğini ve onu burada kalmak için ikna etmenin yollarını düşünüyordu.
Bir süre daha koştuktan sonra bir ağacın altına oturup atları da çite bağladılar.
Polat için soracağı sorular zordu ama bir yolunu bulmalıydı. Nasıl soracağım diye düşünürken sanki Zeynep onu duymuş da işlerini kolaylaştırmış gibiydi.
Çekinme sor abi?
Neyi güzelim diye sordu Polat.
Bana sormak istediğin soruyu. Oturduğumuzdan beri dağları tepeleri izleyip parmaklarınla oynayıp duruyorsun. Var bir sıkıntın söylemek sormak istediğin şeyler sor da sen de bende kurtulalım.
Neden? Neden dönmüyorsun?
Dönemem abi diyerek kafasını yere eğdi Zeynep.
Kahvaltı yaptığımız yerde dönmek isteyip dönemediğini söyledin. Sana engel olan ne Zeynep. Sen Zeynep Seyhanlısın sana ne engel olabilir?
Bir engel yok abi dönmek istemiyorum oradaki hayatımı bırakıp burada yaşamamı bekleme benden.
Bak Zeynep oradaki hayatını da biliyorum buradakini de ve ikisi arasında ki farkı da.
Ben seni altı yıldır görmediğim kadar mutlu gördüm son iki günde. Ama gözlerinde bir hüzün var bir sır var. Bütün sevdiklerini hatta Fırtınayı bile bırakıp gidebilecek bir sır. Saklama güzelim ne olduysa bir yol bulabiliriz.
Evet abi bir sırrım var dedi Zeynep ağlayarak. Bazen saklamak bana da ağır geliyor taşıyamıyorum dedi abisinin gözlerine bakarak.
Anlat o zaman güzelim anlat derdine deva olayım.
Zeynep susuyordu ama hıçkırıkları konuşuyordu. Abisine sarıldı sıkıca sonra sessizce bırakma beni abi dedi.
Bırakmam güzelim hadi anlat ne oldu o son gelişinde.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEĞİM
Ficção GeralGüzel başlayan bir gündü. bebekte yürüyüşümü yaptıktan sonra oturup manzarayı izlemeye başladım. Orada ne kadar vakit geçirdiğimi fark etmemişim. Saati görünce kendime geldim ve ayağa kalktım. Bir anda başım dönmeye başladı ve bayılmışım. Kendime ge...