Keyifli okumalar...
Kızıl, dumanı üzerinde tüten çorbayı bez yardımıyla tezgahın üzerine almıştı. Arkasından koala misali sarılan Jongin'e hasta olduğundan ötürü bir şey demiyordu. Hasta olmasaydı şayet, kızgın kepçeyi kıçına geçirirdi.
Tamam, belki o kadar sert olmazdı ama yapış yapış olmaktan hoşlanmıyordu. Anlayamadığı bir şey vardı: Jongin dışarıdan bu kadar da yapışık bir insana benzemiyordu ki!
Başını iki yana sallayarak tabaklara boşalttığı çorbaların üzerine özel baharatından serpti.
"Harika kokuyor!" Esmer, ellerini çırparak masaya oturmuş ve beklemeye başlamıştı. Kısa bir sürenin ardından önüne gelen çorbaya iştahla bakmış ve kaşığı kaptığı gibi sıcak olmasına aldırmadan midesine indirmeye başlamıştı.
"Sen bir hayvansın." Gözlerini büyütüp bakan Soo şaşırmıştı. Tamam, aynı zamanda sevimli de geliyordu. Esmer olan, kızarık burnu ve aynı renkteki yanaklarıyla çok sevimliydi.
"Benimle birlikte yesene sen de?"
"Zaten yiyeceğim, babamın hayrına yapmadım." Sandalyeyi çekip oturduktan sonra çorbasına üfledi.
Jongin dudaklarını büzmüştü. "Neden bana ters konuşuyorsun ki şimdi?"
"Böyle değilse nasıl konuşayım, sevgi pıtırcığı mı olayım?"
"Pekala, hayır. Tamam. Nasıl istiyorsan öyle olsun." Başını öne eğip yemek yemeye devam ettiğinde Soo'nun bakışları Jongin'in üzerindeydi.
Yine de ses etmedi ve sanıldığının aksine oldukça sessiz bir şekilde yediler yemeklerini. Birkaç dakikanın ardından ilk konuşan Jongin oldu.
"Seni doğru düzgün tanımıyorum. Normalde... Yani bir mesleğin var mı?" Sorana kadar terlemişti. Onu aşağılamış gibi görünmekten çekiniyordu.
Kyungsoo güldü ve bitirdiği tabağını öne doğru hafifçe iterek arkasına yaslandı. "Evet, oyuncu sayılırım. İlkokuldan beri okul tiyatrosundaydım. Bunu meslek haline getirmek için okulunu okudum. Gel gör ki bununla ilgili bir meslek bulamadım. Açıkta kaldım. Keşke babamı dinleseydim."
"Gerçekten sen insanda hayranlık uyandıran birisin. Tanıdıkça daha çok şaşırıyorum. Diksiyonunun bu kadar iyi olmasından anlamalıydım."
"Yabancı dilim de var." Sırıtmıştı kızıl.
"Yani belki benim yabancı dilim yok ama çok fazla yabancıyla samimi olmuşumdur." Yandaki sürahiden bardağına su doldururken bir anda öksürmeye başlamıştı Jongin. Bunları konuşması gereken son kişi sevgilisi olmalıydı.
"Bu konu eninde sonunda açılacaktı." Kızıl öne doğru eğildi ve dirseklerini masaya dayadı. "İşin hakkında ne yapmayı düşünüyorsun?"
Jongin kaşlarını kaldırdı. "Ne gibi ne yapmayı düşünüyormuşum?"
"Devam edecek misin?"
"Yani, evet?"
Bu kez ikinci kere düşünmeye bırakmadan kaşığı esmere fırlattı kızıl. "Davarsın Jongin!"
"Şimdi ne yaptım yahu!"
"Bir sik yapmadın. Kapa çeneni."
Bir hışımla etraftakileri toplarken tabak seslerinden başka çıt çıkmıyordu.
Jongin düşünüyordu, sonuçta sevgi başkaydı iş için sevişmek başkaydı. Bu işi 19 yaşından beri yaptığı için onunla bir bütün haline gelmişti. Bırakmak bir an bile aklına gelmemişti. İlişkinin bu şekilde de yürüyebileceğine inanıyordu ve yürümesi için de elinden geleni yapacaktı. Başkasının deliğinde olmak kalbi etkilemeyecekti ya...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL
Short StoryKim Jongin porno yıldızıydı. Rüyalarına giren beyaz tenle oldukça dalgındı.