#1

2.1K 69 20
                                    

Terler içerisinde kalan esmerin eli son iki haftadır olduğu gibi eşofmanının içindeydi. Kendini daha hızlı bir şekilde çekti.

"Iığğmmh..."

Zevkten ağlıyordu. En garip olanı da bunu rüyasında gerçekleştiriyor oluşuydu. Sonlara yaklaştığını hissettiğinde elindeki koca aletini sıktı ve ağzını araladığında koca bir inleme firar etti. Ardından boşaldı.

En sonunda gözlerini araladı esmer. Nefes nefese kalmıştı ve yorgunluğu öyle böyle değildi. En garip olanı her gün birileriyle iş için ilişkiye girmesinde bile yorulmamasına rağmen aklına gelen bu beyaz tenden ötürü liseli ergenler gibi azmasıydı.

Kim Jongin, ünlü bir sitesinin en ünlü porno yıldızlarından birisiydi. Ama aklı, yüzünü hatırlayamadığı beyaz tenli ve afrodizyağın babası olan bedenden ötürü karman çorman oluyordu. Yüzünü bile bilmiyordu. Aslında sevişmenin nasıl gerçekleştiğini bile hatırlamıyordu tam olarak.

Aklında yalnızca bembeyaz kalçalar vardı.

Jongin ise beyaz ve kırmızı renkleri için fetişi olduğunu söyleyebilirdi.

"Sikeyim." Derin bir nefes aldı ve güldü.

"Gerçekte böyle bir bedeni becermiş olmam imkansız. Olsa hatırlardım." Başını kaşıyıp düşündü. Zaten aklında bir yerlerde okuduğu yazı kalmıştı: Günlük hayatta bir an bile olsa görmediğiniz kimseyi rüyanızda göremezsiniz.

Sehun yavşağı göndermiş olmalıydı bu saçma yazının olduğu fotoğrafı.

"Her neyse. Umrumda değilsin. Tanrım, resmen delirdim!"

Aceleyle yataktan çıktı ve duşa girdi. Zaten güneşin doğmasına çok az kalmıştı ve bu öğlen bir çekimi vardı. İç çamaşırı mankenliği yapıyordu.

Kim Jongin'i tanıyan iki tip insan vardı. Birincisi, zengin ve azgın olanlar; ikincisi de zengin ve dergileri karıştırmayı seven tiplerdi. Birinci grup onun konulu seks filmlerini izlemek için siteye bir ton para ödeyenlerdi. İkinci grup da modayı takip eden, defilelere gidip Jongin'i canlı görebilecek kadar zengin ve taşaklı insanlardı. Şaka yapmıyorum, Jongin'i görmek epey zor bir meseleydi.

Söylemeden geçmemek lazım, Jongin dibine kadar düz bir insandı. Şu parke kadar pürüzsüz bir düzlüktü bu.

Böyleydi işte Kim Jongin.

Duşunu aldıktan sonra kurulandı ve aynada kendini izledi. Canı çikolata çekmişti.

Hızlıca giyindi, vaktinin boşa gitmesinden hiç haz etmezdi. Saçlarını özenle yaptı ve ayakkabılarını ayağına geçirip parfümünü sıktı. Hayır, parfüm şişesinde boğulanlardan değildi o. İki fıstan fazlasını kendi midesi de kaldırmazdı zaten.

Asansörle evinin otoparkına indi ve kırmızı bebeğine atlayıp sürmeye başladı. Süper marketin önüne gelince park etti, yolu oldukça kısa sürmüştü.

Gözlüğünü gözüne taktı ve indi. Markete girdiğinde ezbere bildiği yere ilerledi. Evine en yakın market burası olduğu için her sabah çikolatası için buraya geliyordu.

Reyona vardı ve etrafa bakındı. Çikolatası ait olduğu yerde değildi. Yanda ürün dizimi yapan elemana seslendi.

"Bakar mısınız?"

Merdiveni tutan beyaz elleri izledi. "Tabi, nasıl yardımcı olabilirim?" Gülümseyen yüzüyle Jongin'den tarafa döndü Kyungsoo.

Jongin'in kaşları çatıldı, ardından eski halini aldı. Görevli elemanı süzdü saniyelik zamanda.

Kyungsoo yavaşça eğildi ve selamladı. "Aradığınız bir şey mi vardı?"

Jongin, Kyungsoo'nun isim kartını okudu.

Sevdiği çikolatanın ismini söyledi.

"Reyon değişikliği yapıldı, size eşlik edeyim." Kyungsoo yavaşça indi merdivenden ve Jongin'in önüne geçti. Üç metre kadar ilerlediler.

"Buyrun." Güzel gülümsemesini sundu kırmızı saçlı olan. Ardından eğildi ve iyi günler dileyip ilgilendiği işine döndü. Jongin yutkundu. Beyaz olup böyle güzel bir erkeğe rastlamamıştı hiç.

Jongin çikolatayı unutup tekrar döndü Kyungsoo'nun yanına. "Baksana kızıl. İsmin Kyungsoo'ydu değil mi?"

Emin olmak için tekrar okudu isim kartını. "Evet öyle. Telefonunu kullanabilir miyim?"

Kyungsoo garip bakışlarından attı. Böyle yapınca bir baykuşa benzemişti.

"Şarjım bitti ve birisine mesaj çekmem gerekiyor."

Soo tereddüt etse de verdi telefonunu. Açtığında ekrandaki fotoğrafı gördü. En az onun kadar beyaz bir kız ve onun fotoğrafı vardı. Çok güzel gülüyorlardı.

Mesaj bölümüne girdi ve kendine mesaj çekti. Telefonu sessizde olduğu için sorun olmayacaktı.

Çektiği mesajı sildi ve telefonu sahibine uzattı.

"Sağ ol."

Sehun'un çenesini dinlemek zorunda kalmayacaktı çünkü bu çıtırı ona ayarlayacaktı. Tanrı biliyor ya erkek değil kadın olsaydı elinden tuttuğu gibi götürürdü ve arabasında biraz eğlenceli zaman geçirirlerdi.

Çikolatasını aldı ve çıktı.

Beyaz kıç severim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Beyaz kıç severim.

*Giriş tamamlandı.*
Hadi bakalım bu hikayeden neler çıkacak :))

KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin