Uyanık olan var mı bilmiyorum ama zaten sabah bildiriminize düşer. Yeni bölümü fırlatıp kaçıyorum canlarım. Yorumlarınızı eksik etmeyin ❤️
"Bu neyin inadı abi? Tavrın kime? Biliyorum yaşadıkların ağır ve sahiden zorlu bir yol. Ama uğruna ağladığın insanı hakaret ederek terk etmek senin 'erkeklik' tanımına uyuyor mu? Ve sahiden, tek sorun onun erkek olması mı?"
Sehun odada dikilirken Jongin onunla ilgili gözükmüyordu. Odaya dalmış ve ağzına geleni saymaya başlamıştı. Esmer, gözlerini bilgisayardan kaldırmıyordu.
"Ne ala memleket abi. Kimsenin hissettikleri umurunda olmasın, saçma salak triplere gir ve bir insanı kaç ay beklet. Ki bu umudu ona sen vermişsin. Bana baksana Jongin."
Sehun sinirden titriyordu.
"Çalışıyorum Sehun, önemsiz mevzulara vakit ayıramam. Yetiştirmem gereken şeyler var."
"Öyle mi diyorsun?" Eliyle alkış tutarken güldü Sehun. Yüzünde inanamayan bir ifade hakimdi. Kuzeninin tavrına şaşkınlıkla bakıyordu. "O halde senin umurunda olmazdı, onun başka bir görüştüğü olsa. Kyungsoo'nun, kızılım dediğinin." Ellerini esmer oğlanın çalıştığı masaya dayadı ve eğildi. "Ne de olsa senin için alıyor, her hafta buluşmalara gitmeyi."
"Ne yaptığını umursamıyorum, izninle Sehun."
"Çok komik bir adamsın sen. Sevdiğine sahip çıkmayı bile bilmeyen, hala çocukluğu aşamamış bir adamsın. Dünyada homofobik aileye denk gelen tek sen değilsin. Ve dünyada babasını kaybeden de tek sen değilsin. Bu yüzden sevdiğine sıkıca sarılman gerekiyordu. Yaptığın o kadar komik ki, gülsem içim acıyacak. Ne halin varsa gör."
Cam kapıyı açmış çıkacakken arkasını döndü. "Madem umursamıyorsun, kızılı ben alırım kuzen. Bana bıraktığın için sağ ol." Güldü.
Çıkınca kapıyı açık bıraktı. Jongin kapıya doğru baktı. İçinde ufak bir sızı vardı ama kendine hatırlattı, 'Babam böyle olsun isterdi'.
*******
Sehun, kendi odasına geçince kızılı aradı.
"Planıma ortak olacaksın Soo. Akşam sizdeyim. Bana yemek yap." Telefonu kapattı.
İkisi de çok seviyorlardı ama ikisi de salaktı. Jongin salak salak şeyleri kafasında üretip sevdiğini harcıyordu, Kyungsoo ise karşılık bulamadığını düşünüp sürekli vazgeçmeyi istiyordu.
Sehun el atmazsa bu aptalların birleşeceği yoktu. Kendi duygularını hiçe saysa da iki seven insanı birleştirecekti.
Esasında Kyungsoo'dan ona dair herhangi bir olumlu tavır görse, ufacık bile olsa, kuzenine aldırmadan kendisi yürüyecekti. Ama hiçbir konuşmasında kendine dair bir şey yoktu. Varsa yoksa Jongin.
Son çareyi bu olarak görmüştü. Belki de Sehun da kendi yoluna bakmalıydı. Kendisini bir kişi ile kısıtlayamazdı, onun doğasına aykırıydı. Altmış altı tane flörtü olmadan rahat edemezdi.
"Gir."
Kapısını tıklayıp içeri giren kişiye baktı.
"Bay Oh, bu dosyaları Bay Kim yolladı. Bakmanız gerekiyormuş."
"Sikeyim dosyasını." Mırıldanmıştı. "Getir lütfen, Luhan."
Masaya bıraktı. Başıyla selam verip çıktı.
"Belki de melankolik havadan çıkıp özüme dönmem gerekiyordur." Odasından çıkan çıtıra bakıp gülümsedi.
*******
"Bakar mısın?"
Kyungsoo uzun zamandır şirketin önünde bekliyordu. Esmer çıktığı anda kolunu tutmuştu.
"Efendim?"
"Yetmedi mi Jongin? İkimize de çektirdiğin yetmedi mi?"
"O hesap çoktan kapandı. İzin verirsen sevgilim bekliyor."
"Vermiyorum."
"Anlamadım?"
"İzin mizin vermiyorum, sağır mısın amına koyayım?"
Esmeri kolundan çekerek götürmüştü. Jongin başta itiraz edecek olsa da buna değmeyeceğini, nasıl olsa konuşmanın bir yerde sonlanacağını kendine hatırlatarak kızılı takip etti. Ara sokağa girdiklerinde Kyungsoo, Jongin'i duvara yasladı.
"Ne sikim söylersen söyle, umurumda değil. Seni özledim."
Dudaklarına asıldı. Jongin ani atakla ne yapacağını bilememişti. Kalbi hızlanırken bir süre karşılık verdi. Ardından kızılı itti.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
"Sen, Kim Jongin." Göğsüne bastırdı parmağını. "Bana aitsin. Hangi tavırda ve düşüncede olduğun sikimin ucunda bile değil. Göt kafalı herif. Beni bir daha itersen seni şurada domaltır sikerim."
Ensesinden çektikten sonra daha derin bir öpüşme başlattı. Belinden kendine çektiği için vücutları yapışıktı. Birbirlerinin kalp atışlarını hissedebiliyorlardı.
Nefessiz kalınca Kyungsoo ayrıldı. Bu kez hedefi esmer boyundu. Sonuna kadar kapatılmış düğmeleri yarısına kadar açtıktan sonra Jongin'in boynuna saldırdı. Esmer oğlan, inlememek için kendini sıkıyordu.
"Sen busun Jongin. Homofobik gibi davranmayı kes." Esmerin elini kavrayıp kalçasına koydu ve kendi eliyle birlikte sıktı. Sağa sola hareket edince penisleri sürtünmüştü. "Penisi olan birinden etkileniyorsun. Kendini sokmaya çalıştığın dar kalıptan çık. Aylar oldu, seni özledim esmer."
Bu kez kızılın gözleri dolmuştu. "Bekledim. Eski haline dönüp beni yine seversin diye onca zaman bekledim. Benim suçum neydi? Neden beni suçlu yaptın? Madem beni tutacak gücün yoktu neden kendine aşık ettin? Gurur falan kalmadı bende, çiğnedim geçtim. Kardeşimi aksattım senin yüzünden. Seni suçlamak için söylemiyorum. Bunca zaman sen beni suçlamış olsan da ben seni suçlamıyorum. Beni istemiyor musun? Bunu sahiden gözlerime bakarak söyleyebilir misin?"
"Seni istemiyorum Kyungsoo."
Kızılın gözünden bir damla yaş düşerken donup kalmıştı.
"Bu çok netti."
Kyungsoo bir adım geri çekildi. Üzüntüsü ve kızgınlığı harmanlanmıştı.
Bir saniye sonrasında esmere bir yumruk çaktı.
"Bu sevgine sahip çıkamadığın içindi. Biliyor musun, seni çok bekledim. Boşuna beklediğimi bana hatırlattın. Şimdi siktir git ne bok yersen ye. Artık saçma oyunununda ben yokum."
Jongin doğrulduktan sonra kızılın, kendisine vurduktan sonra kızaran eline baktı. Ardından kızılın gittikçe kaybolan bedenine baktı. En son gözleri erekte olan penisine takıldı. Yere çöktü. Elleriyle saçlarını geriye yatırdı. Karıştırdı.
"Bu durumda olmam doğru mu baba?"
Gökyüzüne baktı.
"Son kez 'seni seviyorum' bile diyemedim. Bu adil mi?" Yaşlarla dolan gözleri ile kendini bıraktı. "Olmam gereken kişi bu mu, sikeyim!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL
PovídkyKim Jongin porno yıldızıydı. Rüyalarına giren beyaz tenle oldukça dalgındı.