#19

468 37 14
                                    

"O ne yapıyor?"

Kızıl haftada üç dört kere Sehun'u arayarak ondan esmere dair bilgi alıyordu. Nasıl olduğunu, nelerle uğraştığını ve moralini soruyordu ona.

Zamanla aralarındaki duvarın yıkılacağına kendini inandırıyordu başta. Ancak esmerin tavırlarına bakılacak olursa içinde kızıla dair her şey son bulmuştu. Ve en ilgi çekici taraf, Sehun bunu kullanmıyordu. Kuzeni ondan uzaklaştı diye kızılı kapmak gibi bir niyeti yoktu. Jongin aile evine yerleştikten sonra düzeni tamamen değişmişti. Babasının şirketini devralmış, mankenlik ve konulu filmleri bırakmıştı. Önceden güleç yüzlü herif, şimdilerde buz dağından farksızdı. Yanında olup güç vermesi gerektiği bir ailesi vardı. Evin babası rolünü üstlenmişti.

Kyungsoo hala sabırlıydı. Olayların üzerinden bir ay geçmesinin ardından Jongin'i aramaya başlamış ancak tüm aramaları cevapsız kalmıştı. Mesajları başlarda okundu oluyordu. Daha sonradan iletilmemeye başlamıştı.

Esmer onu her yerden engellemişti.

Kızıl için ise tek çözüm Sehun'du.

"Bilemiyorum. Duygularını belli etmemeyi nasıl başarıyor inan ki bilemiyorum." Sehun cam odanın ardında bilgisayarla uğraşan takım elbiseli adama dikti gözlerini. "Bir anda on yirmi yaş olgunlaşmış gibi davranıyor. Travma falan yaratmış olmalı. Üzerine alınma diye söylüyorum, biz de fazla konuşmuyoruz. Tavrı sana değil yani. Herkese. Kendini affettirmeye çalışıyor zannımca. Kendine eziyet ettiğinin farkında değil."

"Onu görmeyi o kadar çok istiyorum ki... Anlatmak istediğim çok şey var Sehun. Bana kedi gibi davranan oğlan şimdi kaplan kesildi, ağzımı açsam beni parçalayacak."

"Erkek olduğun için."

"Cinsiyet mi değiştireyim amına koyayım? Beni böyle sevmedi mi zaten? Şimdi değişen ne anlamıyorum."

"Dedim ya, kendini affettirmeye çalışıyor. Diğerlerine göre iyi adam denince edepli işler yapan, ailesine bakan, güzel bir evliliği olan düz insanlar akla geliyor. Kendini bir kalıba uydurmaya çalışıyor. Başarıyormuş gibi oynuyor ama ciğerini bilirim. İçinde fırtınalar kopuyor."

"Peki daha ne kadar dayanmam gerek?" Gözyaşları akmasın diye tavana çevirdi bakışlarını. "Onu özledim. Salak saçma esprilerini dahi."

"Bir yerden başlaman gerek onu kazanmak için ama inan ki o başlangıç nerede hiçbir fikrim yok. İçinden ne geliyorsa onu yap Kyungsoo."

"Sana da büyük haksızlık ediyorum, değil mi?"

Sehun acıyla güldü. "Başka bir konuştuğum var, dert etme. Mutlu olmaya bak."

Yalandı.

"Gerçekten üzgünüm. Hadsizlik ediyorum, beni affet. Ben de senin mutlu olmanı istiyorum. Bana en çok destek olan sensin."

"Duygusala bağlama kızıl. Başlangıç yolu bul yeter. Arkandayım."

"Teşekkür ederim. Sonra konuşuruz."

Kyungsoo telefonu kapattı.

"Ben de seni seviyorum." Sehun telefona baktı.

*******

"Geç kalmadım umarım."

"Hayır ben de yeni gelmiştim Jongin-sshi."

Esmer oğlan, güzel kadının karşısına oturdu. "Yemek sipariş edelim, daha sonra konuşmak için vaktimiz olacaktır."

Kadın onun bakışlarından etkilenmişti. Jongin'in annesinin ayarladığı bir görücü usulü buluşmaydı. Esmer bunu her hafta başka bir kadınla yapıyordu. Güzel olmalarına güzellerdi, hatta çok güzellerdi. Ama kalbi birisine açık değildi. Olabildiğince kibar davranmaya çalışarak reddediyordu. Bazen hoş karşılanıyor bazen de azar yiyordu. Azarların çoğu istemediği bir buluşmaya neden geldiğinden ötürüydü.

"Elbette." Kadın elini uzattı. "Krystal."

"İsminizi biliyordum, memnun oldum tekrardan." Kadının elini sıktı ve tebessüm etti.

Siparişlerini verdiler. Siparişi getiren garsona takıldı Jongin'in gözleri. Kyungsoo'ya.

Kızıl şok olmuştu. Onu tekrar görmenin verdiği heyecanla yemekleri servis ederken elleri titriyordu. Jongin'in yüzünde ise ufak bir belirti bile yoktu.

"Afiyet olsun."

"Teşekkürler." Kadın güzel bir gülümseme sunmuştu. Esmer, kadının gülüşüne gülümsedi. Bu Kyungsoo için ağır olmuştu.

Kızıl arkasını dönüp giderken gözleri dolmuştu. Jongin onu çoktan aşmış gibi gözüküyordu. İki ay ona çok uzun gelse de aslında kısa bir vakitti. İki ay içinde duygularından arınmak büyük yetenekti. Vazgeçmesi gerektiğini düşünmüştü.

Arka odaya geçip Sehun'u aradı.

"Jongin'in yanındaki kadın kim Sehun?"

"Ne? Anlamadım? Jongin'le mi karşılaştın? Az evvel burada, odasındaydı. Yemeğe çıkmış olmalı."

"Çalıştığım yerde bir kadınla gülerek sohbet ediyor. O kadın kim?"

"Annesinin ayarladığı randevulardandır. Çok takma kafana. Her hafta oluyor ve reddediyor. Ciddiyim, takılma bu kadar."

Kyungsoo gözlerini tavana dikse de ağlamaya başlamıştı. "Ona o kadar güzel gülerken nasıl takılmayayım? O benim favori gülüşümdü." Son cümlesinde sesi kısılmıştı.

"Hey, sakin olmalısın. Toparlan kızıl. Toparlan ve bundan sonrasında adımını at. Ona randevularını sorduğumda geçiştirip duruyordu, o kadar önemsemiyor yani. Kibarlık etmek için öyle yapmıştır. Kendine dikkat et ve üzülme."

"Denerim, ne kadar başarılı olabilirsem artık." Gözlerini silerken güldü. "Aslında bok gibiyim. Adam sikindeki kıl kadar bile değer vermedi, yüzüme bir saniyeden uzun bakmadı. Ne için çabalıyorum ki? Görüyorum işte beni çoktan aşmış. Boşuna zorluyorum. Yoluma bakmam lazım."

Sehun içi acısa da kızılı kesip devam etti. "Bunca zaman boşuna mı bekledin sen? Hayır. Jongin senin, onun sana nasıl baktığını ben biliyorum. Beni senin için dövdüğü zamanı ben hatırlıyorum. Kardeşi gibi büyüyen ben. Onun sana olan ilgisine yemin ederim. Ondan vazgeçme, pişman olacaksın yoksa. Zorlu bir yol, evet. Ama kolayca ulaşamayacağının zaten farkındaydın. Bırakma Kyungsoo. Kardeşimi bırakma. Asıl o zaman kahrolacak."

"Yoruldum." Hıçkırdı. "Ona çok alışmışım, yokluğu koyuyor. Sikeyim böyle şansı."

"Bak toparlan. Beni çağırıyorlar gitmem gerek. Akşam seni arayacağım tamam mı?"

"Tamam görüşürüz."

Gözyaşlarını sildi. Etrafa bakındı, doğru olan bu muydu? Onu geri kazanacağına dair hiçbir fikri yoktu ama bunca yol gelmişken geri dönmek salaklık olacaktı. Denemekten zarar gelmezdi. Gururu kırılsa dahi.

*******

"O çocuğu tanıyordun sanırım. Ama selam bile vermedin."

Jongin, gözlerini çalışanların girdiği alandan çekerek kadına baktı. "Hayır tanımıyorum."

"Çocuk seni tanıyordu o zaman. Komple titriyordu." Kadın güldü. "Etkin yalnızca kadınlar üzerinde değil sanırım."

Esmer, ima ile kaşlarını çattı. "Öyle veya değil. Beni ilgilendirmiyor."

"Tamam kızma. Sanırım eşcinsellerden hoşlanmıyorsun."

"Hiç haz etmem."

"O zaman demedim say. Yemekleri beğendin mi? Veya direkt konuya geleyim. Bu yemeği tekrarlayacak mıyız?"

Kyungsoo kapıyı açıp çıktığında gözleri ona takıldı esmerin. Kadının gülümseyen suratına bakmadan cevap verdi.

"Neden olmasın."

Sınava girecek olan herkese başarılar dilerim.

Çalıştığınız her şey aklınıza doluversin kuzular.

Kızıl'ı sevin ❤️

KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin