#15

595 42 4
                                    

Yorumlar ile gaza mı geldim yoksa özlemimi gidermek için mi böyle oldu bilmiyorum ama 17. bölüme kadar geldim. Bir gecede iki bölüm hediyem olsun. Umarım güzel yorumlarınızla kalbimi fethetmeye devam edersiniz. Sizleri seviyorum. Siz de kızılı sevin.

*******

İkisi de sessiz bir şekilde salonda otururken içeri anahtarıyla giren Eunji, ilk ses çıkaran olmuştu.

"Yuh, barıştınız mı siz?"

Jongin ayıp olmasın diye toparlanacakken önceki sefer yaşadıkları aklına gelmişti. Duruşunu bozmadan avucunun içindeli eli daha sıkı sardı. "O yoldayız baldız. Erken gelmedin mi sen? Bu saatlerde kursta oluyordun."

Esmerin bunu nereden bildiği Kyungsoo'nun kafasını kurcalamıştı ancak sorgulamamıştı. Şu an yüzündeki çarpık gülümsemesiyle birleşik olan ellerine bakıyordu.

Jongin ise bunu Eunji ile ilk tanıştığı gün öğrenmişti. Pazartesi ve Perşembe günü kursa gidiyordu. Doğal olarak Eunji'ye yürüdüğü zaman hakkında pot kırmıştı ancak kimsenin bunu anlamaması iyiydi.

"Enişte mi demeliyim?"

"Yenge de sen ona Eunji." Kyungsoo lafa atlamıştı. Koltuktan kalktıktan sonra devam etti. "Henüz affedilmedin, yani götün kalkmasın esmer."

"Helal olsun iki dakikada yenge yaptın beni. O da olur. Sen istiyorsan yani." Jongin göz devirerek koltuktaki çiçeği kaldırmıştı. Gözüne kestirdiği ne olduğu belli olmayan vazoyu alıp mutfağa gitmişti.

Kyungsoo, arkasından bakakaldı. "Şerefsize bak, kendi evi gibi rahat davranıyor."

Jongin tozlu vazoyu temizleyip çiçekleri sığdırdı. Suyunu doldurdu. Salona dönerek çiçekleri güzel bir yere koydu.

"Abim bu çiçekleri sevmez ki. Daha doğrusu çiçek sevmez o." Eunji gidip çiçekleri koklamıştı.

"Nasıl sevmez? Çiçek gibi kokuyor ama. Aynı bu çiçekler gibi." Esmer, kaşlarını kaldırıp Kyungsoo'ya bakarken Kyungsoo utanıp başını eğmişti. Jongin onun kokusundan bahsetmek zorunda değildi. Hem de kardeşinin yanında!

"Siz ikiniz işleri bayağı bir ilerletmişsiniz." Eunji gülerken abisinin yanına varmıştı. Kyungsoo utanma evresini geçip satansoo bakışlarıyla Jongin'e bakıyordu. "Abi... Öhöm, ben ders çalışmaya gidiyorum."

"Tamam abiciğim. İyi çalışmalar." Kyungsoo kardeşinin başını öpüp onu yollamıştı.

Bir süre sessizlik olduktan sonra Jongin, tek ayağına verdiği ağırlığı kaldırıp Kyungsoo'ya attığı kalp kusan bakışlarını çekti. "Bağlarınız gözlerimi yaşartıyor. Ciddiyim."

"Bir daha Eunji'nin yanında öyle konuşursan gözlerini yaşartan ben olacağım. Çükünü kopardıktan sonra..." Jongin'in gözleri büyümüştü.

"Ama o bize lazım olacak Kyung. Ayrıca neden ben sana hiç yaranamıyorum?" Soo'nun karşısında durup ellerini tutmuştu. Gözleri koridora dönen sevdiceğinin başını kendisinde çevirmişti. "Birileri varken seni sevmeme izin vermiyorsun, senden uzak kaldığımda da nedense seni aldatıyormuşum da yakalanmışım gibi tepkiler veriyorsun. Tavırlarına akıl sır erdiremiyorum. Ben basit birisiyim, ne yapmam gerektiğini ve ne yapmamam gerektiğini söyle de kalbimiz kırılmadan devam edelim."

Kyungsoo alayla gülerek başını kaldırmış ve diğerinin gözlerine bakmıştı. "Tam olarak basit bir insan olduğun için mi sana defalarca söylememe rağmen işinden vazgeçmiyorsun?"

Jongin dahaca işine ara verdiğini söylememişti. Dolayısıyla karşısında duran sevgilisinin söyledikleri başında balyoz etkisi yaratmıştı. 'Basit insan' derken neyi ima ettiğini biliyordu. Şunca zamandır Kyungsoo'yu tanıyorsa onda çözdüğü ilk şey kimseyi kırmaktan çekinmediğiydi.

KIZILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin