Bölüm 13

8.9K 462 65
                                    



SELAM GENÇLER! YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM... :) UMARIM SEVEREK OKUDUĞUNUZ BİR BÖLÜM OLUR, BEN YAZARKEN BİRAZ HÜZÜNLENDİM AMA YAZMAK ZORUNDA OLDUĞUM BİR BÖLÜMDE BU YÜZLEŞME. TAMAM YETER BU KADAR FAZLA UZATMAYIP SİZİ BÖLÜMLE BAŞ BAŞA BIRAKAYIM BEN EN İYİSİ. :)

BUYURSUNLAR;

Yeni güne güneşli bir merhaba demişti mahalle sakinleri... Sinan yine erkenden kalkıp kahvaltısını etmiş ve iş yerinin yolunu tutmuştu. Mutluydu, huzurluydu. Haftaya sevdiği kadınla birbirlerine söz vereceklerdi. Önemli olan gönül bağıydı elbette ama yüzükler de o bağın simgesi olacaktı işte. Keyifli bir nefes bıraktığında ofisine girmiş ve kendine şöyle taze mi taze bir Rize çayı istemişti. Şükredecek çok şeyi vardı, yüzündeki tebessüm bu ara hiç onu terk etmiyordu.

Kızlar evinde ise korku ve telaşın harmanı hüküm sürüyordu. Elçin sabah uyanır uyanmaz onların kapısını çalmıştı... Bahar'ın yüreğindeki zırhı kuşatan endişe şimdi de damarlarını esir almış, her zerresine işliyordu.

"Sinan... Ondan sakladığımı öğrenince çok kızar mı?" dediğinde sırayla kızların gözlerine baktı. Miray  çok tanımıyordu belki ama kızacağına emindi, gözlerini kaçırdı.

"Kızsa da kabullenecek, merak etme senlik bi' durum yok." diyen Elçindi. Onu rahatlatmaya çalışıyordu ama kendisi bugün neredeyse yüzeleşeceği şeyler yüzünden ölmek üzereydi.

"Belki de düşündüğümüz gibi olmaz, bilemeyiz ki."

"Zülal haklı, belki de sevinecektir." dedi Miray ama o bile bu söylediğine pek inanmıyordu.

"İnanın olay öğrenmesi değil... Ben beni siler diye, şey..." dediğinde Elçin gözlerini esir alan yaşları geri göndermeye çalışıyordu.

Bahar karşı koltuktan kalkıp yanına oturdu genç kızın. Bir elini onun elinin üzerine bıraktı.

"Abiler kardeşlerine asla sırtını dönmez... Sakın böyle şeyler düşünüp kendini yıpratma."

"Hem Tahir abi çok iyi bi' insan Elçin. Abin ona çok güvenir, önce kızsa da sonra gözü kapalı emanet edecek seni ona." dedi Zülal diğer yanına oturduğunda... Eliyle Miray'ı da çağırdığında ekledi, "Hadi bakalım, doping sarılması yapalım da kendimize gelelim." dediğinde ise kızlar biraz da olsa gülümseyebilmişti.

''Bizde mi gitsek acaba?''

''Böyle bi'şeye hiç birimiz hazır değiliz bence Elçin.'' diye cevaplayan Zülaldi.

''Aynen şu an sadece sakince oturup iyi şeyler olması için dua edelim.''

''Bahar haklı ben bi' çay yapayım şimdi bize, şöyle içelim hep beraber gerginliğimizi alır hem.''

Mutfağa doğru ayaklanan Miray'ın ardından kızlar birbirine belli etmemeye çalışsa da gerginlikten kurdeşen dökeceklerdi neredeyse.

Tahir ise yanında Ömer ve Kenan'la birlikte restorana giriş yapmak üzereydi... İçinde salt bir korku vardı, bunca zaman Allah'tan başka kimseden korkmazdı... Gerçi Sinan'dan değil Sinan'ı kaybetmekten korkuyordu ikisi çok ayrı şeylerdi.

''Hadi bakalım gazamız mübarek olsun gençler.'' dedi Ömer, yüzünde güven veren bir gülümseme hakimdi... Tahir bakışlarını ona çevirdiğinde sıkıntılı bir gülümsemeyle karşılık verdi arkadaşına.

''Tahir... Bak belki çok sataşıyorum sana ama sen benim kalbimi bilirsin. Ben kardeşin olarak hep yanındayım... Birlikte üstesinden gelicez kardeşim.'' 

''Sağ ol kardeşim benim, sağ ol Kenan'ım.''

İçeriye girdiklerinde elinde ki muhasebe raporlarını köşede ki bir masa da inceleyen Kadir, onları fark etmişti bile. Allah biliyor ya hissetmişti geliş amaçlarını... Kendi de Tahir'e çok kızıp öfkelenmişti ama abisiyle arasının bozulacağını düşününce yüreği sıkıntıyla kuşanmıştı. Masadan kalkıp yanlarına doğru ilerledi.

Adı BaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin