Bölüm 17

9.7K 501 107
                                    

HALOOOĞ! NABERSİNİZ CANIMLAR? SONUNDA BÖLÜM GELDİ! 💃🏻 UMARIM KEYİFLE OKURSUNUZ. :)

Buyursunlar;

Beklenen gün gelmiş çatmış, bizimkileri tatlı bir telaş sarmıştı. Bugün o gündü... Sinan ve Bahar nişanlanıyordu. Kızlar 2 gün önceden Ankara'ya gitmiş, Gülsüm ve oğulları ise öğle ezanından sonra yola çıkmışlardı. İki araba gidiyorlardı. Sinan, Kadir ve Gülsüm bir arabada... Ömer, Tahir ve Kenan diğer arabadaydı.

"Lan şaka gibi be! Kardeşimiz nişanlanıyor... Biz ne ara büyümüşüz." diyen Kenan bir garip hissediyordu. Ömer ve Tahir de onun bu söylediğini onayladılar.

"Kadir de Zülal'e evlenme teklifi etmiş, Tahir desen bugün yarın Elçin'i istemeye gider... Kenan, bi' senle ben kaldık he!" derken sırıttı Ömer ama arkadaşları onun son söylediğiyle şaşkınlıktan küçük dillerini yutacaklardı.

"Hee sende düşünüyon yani evlenmeyi?" dedi Tahir, sıranın yerini bir sırıtma almıştı şimdi.

Ömer panikle sakallarını kaşımaya ve bakışlarını sağa sola gezdirmeye başladı.

"Yooo... Hah! Saçmalama lan. Ne alakası var ya? Ben onu lafın gelişi söyledim."

"Oğlum, dümdüz akıyosun Miray'a kör değiliz heralde..."

Kenan'ın söyledikleri, Ömer'in bir anda sinirlenmesine yol açmıştı nedense(!)

"Küçük lan o kız daha! Saçma sapan konuşma!" diyen Ömer'in bu ani çıkışını hayretler içerisinde izleyen ikili durumu daha da net anlamışlardı.

"Bunu Miray'a da bi desene, söylene söylene canına sıçsın senin!"

Tahir cümlesini bitirir bitirmez Kenan kahkahayı patlattı.

"Allah'ın dağ öküzü, gidip kıza da küçüksün falan demedin inşallah?"

"Yani şey... Belki."

"Dedin dimi lan? İyi, madem sana göre küçükse... Haklısın da aslında muhakkak günün birinde senden daha genç, dinç, yakışıklı bi' adam çıkar karşısına. Hep bizimle kalacak değil ya? Elbet evlenip yuvasını kuracak." diyen Kenan, Ömer'i tongaya düşürmeye çalışıyordu, normalde bu tuzaklara düşmeyen Ömer'de şu aralar eskisi kadar dikkatli değildi zaten.

"O adamın varya ben!" dediği gibi sustu Ömer. Arkadaşları onun ciğerini bilirdi, hala neden direniyorsa? ''Yaa oğlum... Ben yaralıyım, onu da mı kanatayım? Zaten hayata boktan bi' başlangıç yapıp yüzü hiç gülmemiş. Bi' de ben mi ağlatayım yani?"

"Niye ağlatasın? Senin kalbini en iyi biz biliyoruz, o kıza yanlış yapacak biri olsan baştan önünü keserdik zaten o kadar şerefsiz miyiz?"

"Tahir haklı, çok yandın artık senin de mutlu olma vaktin geldi. Kaçma duygularından, o kıza da kendine de bunu yapma."

Diğer araba da ise Gülsüm'ün isyan bayrağını açmasına ramak kalmıştı.

"Oğlum, evladım... Siz beni delirteceksiniz heralde. Ne demek haftaya da Zülal'i istiycez? İki gün sonra da Tahir gelecek zaten. Ben nasıl yetişeyim bunca koşuşturmaya kudurdunuz mu bi' anda anlamıyorum ki!"

"Yaa anne ne telaşı? El birliğiyle hallederiz işte... Ne abarttın sende... Sevineceğin yerde kızıyosun, ne güzel evlatlarının mürüvvetini görücen daha ne?" diyen Kadir annesini ikna etmeye çalışırken arabayı kullanan Sinan sırıtıyordu. Ne bereketli seneydi be!

"İki ayağımı bi' pabuca soktunuz ben size ne diyim bilmem ki... Sende gülüyosun dimi Sinan? Aferin oğlum, ananızı sokun sıkıntıya sonra da gülün böyle."

Adı BaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin