Bölüm 28

785 76 9
                                    



MERHABA DOSTLAR, BEN YİNE GELDİM. 😂
(Geçen bölüm ortalığı mikser gibi karıştırdıktan sonra benim rahatlık ahdhdhdb)
AÇIKCASI, UZUN BİR ARADAN SONRA BURALARA DÖNERKEN ÇOK KORKUYORDUM. OKURLARIM HALA BU KİTABI OKUMAYA DEVAM EDER Mİ? YA DA BEN ESKİSİ GİBİ YAZMAYA DEVAM ETTİĞİM HİKAYEMLE, ONLARIN KALBİNİ YİNE FETH EDEBİLECEK MİYİM? OKUMAZLARSA DA HAKLARIDIR DEDİM. DEDİM, YALNIZ CİDDİ PANİKTİM YANİ. AMA GÖRDÜM Kİ ÇOĞU BURADA, YENİDEN BENİMLE. HİÇ ARA VERMEMİŞİM GİBİ KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM. O YÜZDEN SİZLERE ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM. İYİ Kİ HALA BENİMLESİNİZ.
VE YENİ GELEN DOSTLARIM, SİZLERE DE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM, ATTIĞINIZ MESAJLARIN ÇOĞU HİKAYEYİ ÇOK SEVDİĞİNİZLE VE DEVAM ETMEM GEREKTİĞİYLE İLGİLİYDİ... ADI BAHAR'I BÖYLE SAHİPLENMENİZ BENİM İÇİN BÜYÜK BİR MUTLULUK KAYNAĞI. HEPİNİZİ ÖPÜYORUM.

Keyifli okumalar;



O gün, o saatte İstanbul da yankılanan ambulans sesi, Bahar'ın içini yaka yaka gidiyordu. Tam kına yakılacakken almıştı haberi, kalbini yavaş yavaş saran o buz kütlesiyle, uyuşan koluyla kalp krizi geçireceğini düşündü ilk önce. Onun her bir uzvunu uyuşturmaya devam eden acı, en çok bir kağıt kesiği misali kalbini kanatıyordu. Çünkü Sinan'a kötü bir şey olma ihtimali dahi onu günlerce uykusuz bırakacakken şu an gerçeğiyle karşı karşıyaydı.

''N'olur ölmesin, n'olur... Ben onsuz yaşayamam.'' diye diye dilinde dua, bütün gücünü ondan alan korkuyla baş etmeye çalışıyordu. Delirecekti... Bu olanlara inanmak istemiyordu. Sinan'ın başına böyle bir şey gelmiş olamazdı. İçindeki korku onu öyle bir esir almıştı ki, ağlamasını asla durduramıyordu. Sinan onun kalbiydi... Yüreğinin eşsiz parçasıydı. Onsuz olmazdı. Onsuz nefes bile alamazdı artık. Hayat çok acımasızdı. Dilindeki duayla, kalbindeki sızı adeta savaş veriyordu ama hayır... İsyan etmeyecekti. Sinan onu bırakmazdı. Biliyordu. Onun elini sıkıca tutan Zülal, art arda akan gözyaşlarını siliyor diğer yandan kuzenini teselli etmeye çalışıyordu.

''Olmayacak, hiçbir şey olmayacak.'' derken titreyen sesini kontrol edemiyordu. Ama birinin daha güçlü olması gerekiyordu ve bu görevi o üstlenmişti. Bir yandan da aklı Kadirdeydi. Onun gözünün önünde olmuştu, ne haldeydi... Bütün o olanların kabus olmasını diledi... Diledi ama olmadığını maalesef biliyordu.

Hastaneye ambulansla beraber 4 araç hızlı bir giriş yaptı. Acı siren sesi, o an son bulmuştu. Kapıda bekleyen doktor ve hemşireler eşliğinde hızla içeriye götürüldü Sinan. Bahar o an ilk kez gördü sevdiğinin yüzünü... Bembeyazdı, solmuştu... Güzel gözleri kapalıydı, ağlaması daha da şiddetlendi yeniden, düşecek gibi olduğunda Zülal ve ablası Zeynep koluna girdiler ve onu da içeri götürdüler. Gülsüm'ün koluna giren eltisi Esma ve dünürü Sevda'nın da gözlerinde yaşlar vardı hepsi bu yangından birer birer nasibini almıştı. Elçin'in ise bir kolundan Miray diğer kolundan ise Güliz tutmuştu... Yürümekte zorluk çeken, acı dolu o kalbi tutarak yasına ortak çıkıyorlardı.

Ömer, Tahir, Kenan, Korel ve Kadir... Perişanlardı. Tek kelime. Onlar kardeşti. Birinin saçının teli kopsa acısını hepsi aynı anda hissederdi. Hele şuan ki bilinmezlik hepsini kahrediyor, hissettikleri korkuyu daha da fazla körüklüyordu. En çok da Korel'i.

''Benim yüzümden...'' cümlesi çıktı ağzından acıyla. ''Benim yüzümden!'' diye bağırdı bu kez önünde ki arabayı yumruklarken... Sürekli aynı cümleyi tekrarlayıp, hırsını arabadan alırken göz yaşları birbirini takip ediyordu.

O esna da Kadir de dayanamayıp yere çöktü ve kızaran gözlerinden yakarak, aktı yaşları peşi sıra.

Kenan Korel'e doğru adım atarken, Tahir Kadir'in yanına çöktü. Ömer ise elleriyle yüzünü kapamış gözyaşlarını avuçlarına saklıyordu. Kendince güçlü olmak zorundaydı.

Adı BaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin