Bölüm 19

8.6K 466 157
                                    

SELAM GENÇLER VE DAİMA GENÇ HİSSEDENLER. ALLAH BİLİYOR YA NASIL BİR BÖLÜM YAZDIM BENDE BİLMİYORUM UMARIM BEĞENİRSİNİZ. :)

KEYİFLİ OKUMALAR;

Biten sözün ardından bütün gençler, bizim dörtlünün daimi mekanı olan köprüde, Gülsüm'ün hazırladığı enfes yiyeceklerle güzel bir masa kurmuş günü kutluyorlardı. Herkes halinden oldukça memnundu bir kişi hariç. Ömer!

Muzo dibinden ayrılmıyor, adama garip garip sorular soruyordu vallahi canını teslim edecekti şimdi ama!

"Ömeeer, şekerim senin burcun ne? Ayy niye kaşlarını çattın? Gerçi ben bayılırım sert erkeklere..."

Muzo'nun sakallarına uzanan ellerinin hamlesiyle kendini geri çektiğinde karşısında ona gülen Kenan'ı fark etti.

"Seni dar ağacağında sallandırmalı! İt oğlu it! Sen benim elime düşersin!"

"Ne var ya? Ne yaptım şimdi? Gülmekte mi yasak kardeşim?" dedikten sonra cıklayan Kenan, aslına bakılırsa Ömer'in bu haliyle zevkten dört köşeydi. Ona da eğlence çıkmıştı işte, en azından aklı dağılıyordu.

"Ben sevdiğimi aldım, kurtuldum bu şerefsizin dilinden. Sende al, sende kurtul." dedi Tahir. Ömer içinden sabır çekiyordu o sıra. Bugünü kazasız belasız atlatsaydı iyiydi ama bunlar adama cinnet geçirtirdi cinnet!

"Oğlum sizi bana sırayla mı verdiler lan? Ne sevdiği? Boş boş konuşma!"

"Ömer sen kaç yaşındaydın hayatım? Ayhh! Hayatım diyorum ama yanlış anlama ağız alışkanlığı yani." diyen Muzo sinsi sinsi sırıttığında Kenan, "Ulan!" diyerek kahkaha atmamak adını dişlerini sıkmaya uğraşıyordu.

"Muzo, bak kardeşim... Be.." Cümlesini bitiremeyen Ömer'in lafını, telaşla böldü Muzo.

"Kardeşim mi? Ne kardeşi? Öyle deme lazım olur..."

Üzerine bir de göz kırpınca Ömer ayaklandı ve farkında olmadan Miray'ın da kolundan tutup çekiştirdiğinde az ileri de bulunan büyük taşın üzerine oturdular.

"Ömer, iyi misin sen?"

"Yaa kızım delirtecek bunlar beni... Muzo'yu da başıma saldılar."

Aslında Miray, neden çekiştirilip buraya getirildiğini merak ediyordu ama Ömer'in söyledikleriyle sırıttı.

"Sevdim ama ben iyi çocuk. Bana da mankenlik teklif etti. Bir arkadaşı marka yüzü mü ne arıyormuş..."

Ağzından kaçırdığı şeyle panikleyip elini ağzına götürdü ama nafile, iş işten geçmişti tabii.

"Ne mankenliği ya? Bursa olayı kapandı dedim, iki rahat nefes aldım şimdi bi' de mankenlik çıktı başıma! Ulan dert bi' tane değil ki, yağdırıyor mevlam..." diye kısaca kükredi ardından bakışlarını Miray'a çevirdiğinde sakin olmaya çalışıyordu gerçi genç kız o kükremenin ardından bayağı şok olmuştu o ayrı. "Sen ne dedin?"

"Düşüneceğimi söyledim." dedi Miray, amacı onun tepkilerini ölçmekti ama böylesine sahiplenilmek acayip hoşuna gidiyordu.

Ömer sinirli bir nefes bıraktığında burun delikleri genişlemişti, şu an büyük ihtimalle sabır diliyordu ama Miray az sonra patlayacağını biliyordu, ki öyle de oldu.

"Mankenlik falan yok! Orası kurtlar sofrası, ben bile bile seni atmam onların içine. İzin vermiyorum!"

"İzin vermiyo musun? O ne demek ya? İzin mi alıcam bi' de..."

Ömer'in bakışları genç kıza döndüğünde Miray o gözlerde sızlayan bi'şeyler gördü. Kalbine saplanan huzursuzluk onu ikilemde bıraktığında, üzerine fazla gidip gitmediğini hesaplıyordu.

Adı BaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin