3. Bölüm

9.9K 276 806
                                    

Nasıl röportaj yapacağımı bilmiyordum. Adam hakkında birkaç araştırma yapmıştım. Kesinlikle adı, yaşı ve ikiz kardeşe sahip olduğu dışında hiçbir şey bulamamıştım. Eh bir de ikizlerin biraz da olsa tanındığıydı. Ama Easley...Kendini tamamen dış dünyadan uzak tutmuş insanlarla arasına duvarlar örmüştü. Kafam çalışma masasında durmuş düşüncelere dalmıştım.

"Priscillaa!" Duyduğum ses ile olduğum durumu unutup gülümsemeye başladım. Miria gelmişti. Ne zaman kötü hissetsem hissederdi.

Çalıştığım ortamdaki kimseyi sevmiyordu. Çünkü çalıştığım kişilerde beni sevmezlerdi.
Sevmeme nedenleri; büyük ihtimal benim onlar gibi dedikodu peşinde koşan insanlardan olmamamdı. Bu konu hakkında fazla kafa yormamıştım. Gereksizdi. Kafamı masadan kaldırıp oturduğum sandalyede kollarımı arkaya atarak gerindim.

"Hoşgeldin." Miria'ya ayak uydurarak biraz sesli konuştum. Amacım diğerlerini sinir etmekti

Hemen yan tarafta bilgisayarı ile çalışan bir erkek, "Sessiz olun. Farkındaysanız makale yazmaya çalışıyorum," diyerek yüzünü buruşturdu. Bir yandan da Miria'ya ters ters bakıyordu. Miria ona baktığında sırıttı.

"Hoşbulduum!" Koşarak yanıma geldi ve elindeki poşeti masaya bırakarak bana sıkıca sarıldı. İşte benim arkadaşım olduğunu bu kadar çok belli ediyordu.

Daha sabah görüşmüştük fakat o yine beni çok özlemişti... Küçüklükten beri arkadaştık. Bu normaldi.

Ben de ona sıkıca sarılırken onu sandalyeye otutturdum ve kollarımı birbirine bağlayarak ayakta durdum. "Yemek?" Bakışlarımla poşeti gösterdim. Hemen masamın üzerine elindeki poşeti koymuştu.

"Kahvaltı yapmadın. Kendi ellerimle yemek yaptım sana." Gülümsemem artarken kafamı salladım.

"Ama birlikte yiyeceğiz yoksa yemem bak."
Rutin konuşmamıza devam ederken ikimiz de eğleniyorduk.

"Tabii ki, hepsini sana yapmadım. Seni o kadar da sevmiyorum." Dil uzatırken poşeti açtı.

"Sabır," diyip içerlendi yan masadaki. Cidden nasıl oluyordu da isimlerini bir türlü ezberleyemiyordum? Fakat ikimizinde pek umrunda değildi. Miria bilmese de zaten birazdan buradan ayrılacaktık.

Poşetten gelen koku yayılırken açlığımı yeni yeni hissediyordum. Ropörtaj olayı aklıma gelince Miria'ya uzun uzun baktım. O gerçekten güzeldi ve aklımdaki plana kesinlikle uyuyordu. Benim için canını ortaya atacak kadar da seviyordu. Ve kolay(!) planı benimle yapabilirdi.

"Miria." Ona bakmaya devam ederken elimi çeneme yaslamıştım. Bir yandan planlarımı iyice otutturmaya çalışıyordum.

"Efendim meleğim?" Miria'nın bakışları yemekten çekilerek bana kaydı. Ciddi olduğum için hemen ciddi olmuştu.

"Easley Browne ile röportaj yapmam gerekiyor ama bunun için bana sen lazımsın." Mırıldanırken Miria'nın gözleri şaşkınlıktan kocaman açıldı.

"Ne? Anlamadım ne dedin? Yok artık!" Bir süre ciddi miyim diye gözlerime baktı. Ardından dudakları şaşkınlıktan aralandı. "Sen ciddisin!" Sevindiğini o kadar belli ediyordu ki gülmeden edemedim.

Üstelik Easley Browne'nin kardeşlerinden birine hayrandı. Hem de çok fazla. Kıyafet olarak da parası yettiği kadarı ile onların bir mağazasından alırdı.

LABARASKUVI (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin