Slacarr bölüm ithafı.♡
Twenty One Pilots'un Heathens şarkısı karavanın için de yankılanırken, suratımı buruşturdum.
Çok fazla uykum vardı ve baş ağrısından dolayı gözlerimi açamıyordum.
Şarkı, nakarat kısmına geçtiğin de elimi yastığın altına koyarak telefonu bulmaya çalıştım.Telefonu bulduğum da gözlerimi zar zor açarak, çalan alarmı kapattım. Saati görmem ile birlikte yataktan hızlıca kalktım. Saat sabah 10.30'du.
Sağ elimle alnıma sertçe vurdum. Uyanamayarak Easley Browne ile röportaj yapma hakkımı kaybetmiş, üstüne işe geç kalmıştım. Yorganı üstümden yavaşça kenara koyarken, baş ağrımın geçmesini bekledim.
Başımı ovalarken, dün akşam ki alarmı nasıl duyamadığımı düşünüyordum.
Küçücük bir seste uyanan bir insandım. Derin bir nefes alarak yataktan kalktım. Yatağı toplamama gerek duymazken, kettlea kahve suyu koydum.Üstüme siyah bir tişört ve onun üstüne de mavi çizgili bir gömlek giymeyi tercih ederken baş ağrımın git gide artması moralimi bozmuştu. Yatağın üstüne oturarak siyah pantolonumu giyinmeye başladım. Sağ bileğimdeki boşluk ile kaşlarımı çattım.
Miria'nın bana verdiği şans bilekliği, bileğimde değildi. Yatmadan önce bileğim de olduğuna adım kadar emindim. Yere diz çökerek yatağın altına baktım. Burada da değildi ve Miria öğrendiğin de kesinlikle beni öldürecekti.
Ona değer verseydim sahip çıkardım, gibi cümleler kullanacaktı. Telefonumun melodi sesi yankılanırken, ağır bir şekilde ayağa kalktım ve yorganın içindeki telefonumu elime aldım.
Arayan, Paul'du.
Telefonu açarak, kulağıma tuttum.
"Efendim?" Karşıdan konuşmasını beklerken, saçımın çok fazla dolaştığını fark etmemle birlikte yüzümü buruşturdum.Saçımı taramayı sevmiyordum, hafta da iki- üç kez tarardım. Çünkü çok fazla uzundu ve sevmiyordum.
Eringeçlik? Belki de.
"Priscilla, neredesin? Neler oldu bir bilsen..."Telefonu omzum ile kulağımın arasına sıkıştırdım ve aynanın karşısına geçtim. Aynadaki yansımama bakarken kaşlarımı olabildiğince çatmıştım.
Sol elimi yavaşça alnıma götürdüm.
Alnımın sağ tarafında bir kaç çizik vardı. Dün ki kavga da mı olmuştu? Ya da yere düştüğüm de?
Bunu umursamayarak elime tarağı aldım ve saçlarımı yavaşça taramaya başladım."Neler olmuş?" Çatallaşmış sesimle birlikte hafifçe öksürdüm.
"Miria'nın çalıştığı restorantın yakınlarında bir olay olmuş. Polisler tam bilgi vermiyor fakat ekipten bir kaç kişi, akşam 21-22 arasında olduğunu duymuşlar. Ve biliyor musun? Kurban yaşıyor. Şuan hastanede yatıyor. Olayı bilenler şaşkınlar. Abraska'nın onu öldürmesi gerekmez miydi? Sonuçta yüzünü gördü ve polislere bilgi verebilir.
Herkesin aklında delice sorular...
Ve sen orta da yoksun.
Mike çıldırdı, Easley ile röportaj yapamaman da bir diğer problem. Yani Priscilla, sen uyurken neler oldu. Dünya tersine dönse haberin olm-"Kurduğu cümleleri dinlerken, o görmese de hafifçe omuz silktim. Tarağı kenara koydum.
"Easley'i ile röportajı yapacağım. Mike, endişelenmesin." Mırıldanırken, kaynayan su ile kahvemi yapmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LABARASKUVI (KİTAP OLDU)
FantasyLahan'da insanlar yavaş yavaş ölüyorlardı. Kimseye yardım edemiyordum, edilmiyordu. Gece sokağa çıkmak yasaktı ve çıktığın an olacaklardan kimse sorumlu olmayacaktı. Lahan için akşam yediden sonrası yoktu. Tamamen masum insanların öldüğü, katledildi...