Bölüm 23

3.6K 178 15
                                    

Yolu yarıladığımızda pişman olmaya başlamıştım bile. Ben hep böyleydim bazı ani duygular yüzünden ani kararlar verirdim ve çok geçmeden bu kararlarımdan pişman olurdum. Ve sanırım yine öyle oluyordu. Burak ise orman ve kendi hakkında gerekli gereksiz ne varsa konuşuyordu. Bi ara duraksadı yüzüne bakma ihtiyacı hissettim iki eliyle kollarımdan tuttu tam kendimi geri çekecektim ki

"Üşüyor musun sen? " diye sorunca vazgeçtim

"Hayır üşümüyorum neden?"

"Titriyorsun " dedi tuttuğu kollarımı göstererek.

"Haa evet, sanırım orman biraz serin"

"Evet ateşin başından kalktın, bir de gölete yaklaştıkça rüzgar artıyor." İçimden bağırdım bana rüzgardan bahsetme lütfen. Ben iç sesimi susturmaya çalışırken Burak üzerinde ki uzun siyah örme hırkayı çıkarıp omuzlarımı örttü. 

"Sen üşüyeceksin gerek yok alabilirsin" hırkayı ona vermek için hamlede bulundum ama beni engelledi

"Ben sana yüzmekten bahsediyorum sen bana ne diyorsun. Ben öyle kolay kolay üşümem rahat ol " dedi. Aslında genele vuracak olursak çocuğun şimdiye dek yaptığı tek şey sadece çok konuşmaktı onun dışında gayet centilmen birine benziyordu. Gerçi gece bitmeden bazı konulardan emin olmak saçma olurdu. 

 Gölete geldiğimizde iskeleye doğru yürüdük. İskelenin ucuna oturup ayaklarımızı aşağı saldık. Birkaç dakika gölü izledikten sonra

"Ee yüzmeyecek misin?" dedim ona dönerek

"Yüzüyorum ya " dedi az önce ayaklarını soktuğu suyla oynayarak.

"Ooo gerçekten çok iyi bir yüzücüsün " dedim. Gülümsedi. Gülüşü güzeldi ama Rüzgar kadar değil. 

"Tabi en iyi yüzücü kategorisinde altın madalyalarım var" dedi sırıtarak

"onları sana kim verdiyse hemen geri almalı " 

"Yoluma taş koyuyorsun " dedi 

"Bayılırım kendimin başarısız olduğu konularda başkalarını da başarısız görmeye" dedim gözleirmi kısarak ve elimi yumruk yaparak.

"Ben de seni iyi bir insan sanmıştım, oysa iyi görünüp kötü olanlardanmışsın" 

"Benimle buraya gelmek de büyük hata yaptınız bayım " dedim tehditkar bir şekilde

Önce durdu ve sonra bana doğru biraz yaklaştı ve sessizce dedi ki

"Sana bahsetmiş miydim?"

"Neden ?" diye sordum. İyice yaklaştı ve desibelini daha da düşürdü

"Yüzmede olduğu gibi tekvandoda da altın madalyalarım var" başını aşağı yukarı evet dostum bittin sen dercesine sallayarak geri çekildi.

"O zaman seni kesinlikle haklarım. Yüzmede olduğu gibi tekvandoda da berbatsın demek ki. Önlerine gelene madalya mı dağıtıyorlar napıyorlar" dedim. İkimiz birden gülmeye başladık bi ara o kadar çok kaptırmışım ki en son çocuğun kolunu pataklıyordum. Birkaç dakika sonra sakinleşebildik. 

"Dışarıdan göründüğün gibi değilsin" dedim birden

"Dışardan nasıl görünüyorum ki "

"Ne bileyim sanki biraz züppemsi gibisin" kocaman bir kahkaha attı

"Züppe değil ama züppemsi öyle mi? ve sen züppemsi biriyle gecenin bir köründe ormana geldin?" dedi ve gülmeye devam etti. Bende gülmeye başladım

"Çevremdekiler her zaman mazoşist biri olduğumu söyler." dedim.

"Peki nasıl biriymişim " dedi biraz duraksayıp

AŞK KÖLESİ &(Sözleşme)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin