Bölüm 41

2.5K 94 10
                                    

Okul falan derken gün bir şekilde bitti. Rüzgarı yine hiç görmedim. Neden bilmiyorum okula gelmedi belki ailesi ile birliktedir. Yalnız o bu değilde bu çocuk iyi derslerden kalmıyor, o kadar çok devamsızlık yapıyor ki. Sanırım has zekilerden falan, hani şu hiçbir şey yapmayıp sadece kültürlü kültürlü kitaplar okuyup her şeyi bilen ya da her konuda bir fikri olan insanlardan. Bense her sınav öncesi ağlaya ağlaya ders çalışıyorum Allahım nolur anlıyım diye. 

Eve geçmeden markete uğruyayım dedim. Akşama yemeklik bir şeyler alayım da hem bi bahane ile Rüzgarı da çağırırım. Markete geldim yalnız gelene dek ne pişirsem diye düşündüm aklıma hep anne yemekleri geldi. İmam bayıldı karnı yarık falan. Az havalı bişeyler yapsam daha iyi olur ne bileyim portakallı pekin ördeği falan mesela. Filmlerde hiç görmedik neticede hoşlandığı adama akşama bana gel sana karnı yarık yapcam diyen bi kız. Nerde antin kuntin yemek var hep onları güzel yapıyorlar. Ya acaba dışardan bişeyler alsam da azcık dağıtsam sonra ben yaptım bunu diye sürsem çocuğun önüne yer mi acaba? Ama yok ya yemez o bide babannede falan büyümüş kim bilir ne yemekler yaptı babannesi torununa.Ay hiç girmesem mi acaba ben bu yemek işine. Aman ne olacak be erkek adam değil mi önüne taş koy yer karnı aç olduktan sonra. Ben en iyisi tavuk fajita yapayım böyle kırmızı yeşil biberli domatesli falan, hem kolay o çabuk olur. Yanına da salata bir de tatlı alayım tamaaam mükellef bir sofra. Hem öğrenciyim ben fajita yaptığımı görünce bile gözyaşları içinde kalıp ben bu kadar güzel sofrayı hak edecek naptım haa diye ağlaması lazım. Yalnız markette bir alınıp salınmam var sanki on beş günlük yeni gelinim. Yahu her zaman gelip alış veriş yaptığım markette şimdi bir gelin adayı olarak boy gösteriyorum hem de damat zengin bir aileden geliyor. Sanki herkes beni tanıyor, sanki vuu ne yakışıklı koca kızdaki şansa bak hemde zengin, kızında maşallahı var falan diyorlar arkamdan oysa ki herkes kendi işine bakıyor.  Neyse çok yükselmeyeyim bari diyerekten kendi paçalarımdan tutup arşa değen yerlerimi geri aşağı çektim.

Eve geldim hemen aldıklarımı yerleştirip işe koyuldum. Yemeğin hazır olmasına yakın ararayım dedim Rüzgarı şimdi erkenden gelir falan mutfağın halini görmesin. Ya gelmezse? Gelir gelir şu hayatta yaptığım yemeği yiyen tek adam o elbet gelir.

Yaklaşık bir buçuk saat sonra falan neredeyse her şey hazırdı. Aradım Rüzgar'ı  ikinci üçüncü çalıştan sonra açtı

"Rüzgar napıyosun nerdesin?"

"iyi, annemlerle birlikteyim ne oldu?"

"Ya öylemii neyse boşver bişey olmadı"

Dedim yemeğimi kendim yiyeyim. Şimdi bana gelirse annesi iyice bilenecek bana

"Söylesene ne oldu?" dedi ısrarla

"Hiiç öyle yemek yapmıştım arttı da belki gelmek istersin dedim" 

Biraz güldü sonra

"Ne o ben yemezsem köpeklere mi vereceksin?" 

"Yok Moniye vereceğim "dedim

"Kediler için sağlıklı yemekler yaptığını sanmıyorum, Moniyi rahat bırak o riski ben alırım" dedi 

Oh be dedim emeklerim boşa gitmeyecek

"Ne zaman gelirsin peki?"

"Sen ye beni bekleme, dedim ya annemlerle birlikteyim ne zaman gelebilirim bilmiyorum ama geleceğim" dedi

"Yoo ben yedim zaten dedim ya yemeği çok yapmışım ondan sana sordum, neyse o zaman gelmeden haber verirsin " dedim 

Tamam dedi ve kapattı. Telefonu kapatınca saate baktım 19.42. Yemeğin tadı kaçmaz umarım gelene dek diye beklemeye başladım. Saat 8.00 olduğunda yemeğin altını kapattım. Saat 8.20 olduğunda acıktım. Saat 9 olduğunda yemek soğudu. Ve gelmeyeceğini anlayarak saat 9.38 de yemeğimi yedim.  Yemeği o kadar çok yapmışım ki tıka basa yememe rağmen hala üç kişilik yemek var. O kadar doydum ki sofradan kalkamadım. Elime telefonu alıp instagrama girdim belki Rüzgar bir şeyler paylaşmıştır diye. Bu çocukta hiçbir şey paylaşmıyor sonra takipçilerinden annesini buldum sayın kaynanamın hesabını stalklayayım biraz dedim. Keşke demeseymişim. Bir saat önce paylaşılan bir gönderi. Kaldıkları otelin restaurantında Rüzgarın tüm ailesi yemekte üstelik yalnız değiller karşı tarafta ise Selen ve Selenin anne babası olduğunu tahmin ettiğim insanlar oturuyor. Rüzgarı gördüm nötr bir ifadesi vardı. Diğer herkes ise şen şakrak görünüyordu. Onların masasına baktım sonra kendi masama baktım. Üzüldüm, kırıldım, incindim. Fotoğrafın altında ise "İki aile buluşması" yazıyordu. Sonra yine kendi masama hatta kendi evime baktım. Ve sadece Moniyi gördüm. Aile adına bana tek kalan oydu. İnsanların bu derece farklı yaşamlar sürmesi ne garip. Bende oturdum evde Rüzgar bekliyorum. O yemeğini çoktan yemiş oysa ki. Aferin sana Derin dedim kendi kendime. Evcilik oyunun buraya kadarmış dedim ve özenerek kurduğum sofrayı bir çırpıda topladım. Zaten stalk yaparken ne zaman güzel bir şeyler görmüş ki insan. Şimdi diğer insanlar üzgünken ne yapar bilmiyorum ama ben üzgünken Lotr izlerim. Aldım battaniyemi ve Moniyi geçtim bilgisayarın karşına açtım filmi ve izlemeye başladım. Aynı filmi yüzlerce kez izleyince repliklere kadar ezberliyorsunuz ama olsun yüzlerce kez daha izleyebilirim.

AŞK KÖLESİ &(Sözleşme)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin