Bölüm 16

4.1K 148 17
                                    


Rüyamda ilk okuldaydım evet bu aralar çok sık rüya görüyordum. Uyumadan önce çok fazla düşündüğüm zamanlarda hep rüya görürdüm bu seferde öyle olmuştu. Oya... oya isminden hep nefret etmişimdir. İlk okulda hoşlandığım bir çocuk vardı Fatih ve bu çocuğun kankisi bir kızla çıkıyordu Oya'da o kızın en yakın arkadaşıydı. Burası küçük bir kasaba olduğu için kimse çıktıklarını anlamasın diye dördü hep beraber gezerdi. Fatih ve Oyanın kankisi buluşurken onlarda hep yanlarında olurlardı. Gel zaman git zaman Fatih ile yakınlaştık. İşte benim psikopatlık derecede kıskanç olduğum zamanlar, Oya ile görüşmesini katiyen istemiyorum sürekli çocuğu bunaltıyorum. Adım kadar eminim Fatihin Oyaya dair hisleri olmadığına ama kız bildiğin saf salak aşık gibi çocuğun etrafında pervane. E dedim ya okul küçük o zamanşar kasabada küçük tabi aynı nedenden bizde fatihle bir araya gelemiyoruz. Ama öyle saçma bir durum ki sanki millet her şeyi biliyor birbirimize a desek -hıaaa bunlar çıkıyor- deyip bizi taşa tutacaklar öyle bir korku. Tabi çocuk olmanın verdiği bir şey bu. Şu an olsa sokaklarda sevgilime yapışa yapışa gezerim o ayrı. İşte bu Oya fatihin dibinden ayrılmazdı ama yakın arkadaş oldukları için elimden  bir şey gelmedi. Hatta Fatihin arkadaşı bir ara gelip -valla Fatih benim için geliyor nolur idare ediver yoksa kız arkadaşımı göremeyeceğim- falan demişti. E benim ponçik minnak sevdiceğimin en yakın kankisi bir şey istemiş yapayım bari dedim bende pek ses etmedim. Zaten Fatih ile çocuktuk ve aramızda ki şey  birkaç aya yok olup gitmişti bile. Ama tüm bunlara rağmen hala Oya isminden nefret ediyorum. Sanırım gerçekten insanın istemediği ot burnunun dibinde bitiyor. Düzenli aralıklarla hayatımın belli dönemlerinde Oyalara maruz kalacağımı hissediyorum. İşte 5 yılda bir Oya laneti falan gibi.

Elime telefonu aldım ve instagrama girdim belli mi olur belki fotoğraf falan atmışlardır. Ama bir tane bile fotoğraf yoktu. Saati çok sonra fark ettim, saat daha sabaha karşı dörttü. Erken yatmanın etkisiyle olacak ki uykumu almıştım. En son whatsapta ne zaman online olmuş diye baktım saat 14.19 da onlinemış. Sinirlerim bozuldu. Çünkü insanlar güzel vakit geçirdikleri veya karşısında ki kişiyi çok sevdikleri için başka bir şeyle uğraşmak istemezler bu yüzden böyle zamanlarda telefonlarıyla pek ilgilenmezler. Sanırım Rüzgarda da durum buydu. Artık nasıl dehşet güzel bir vakit geçiriyorsa hiçbir hesabında saatlerdir aktif değildi. Çok uzun süreli bir sevgilim olmadı ama sanırım çok paranoyak bir sevgili olurdum. E uykuda yok yapacak bir şey yok kafam dağılsın diyerek Game Of Thrones izleyeyim dedim. Yıla çok az bölüm geldiği için sindire sindire azar azar izliyordum diziyi. Ben GOTtaki entrika ve ejderhalara dalmışken telefonuma bir mesaj geldi. Sabahın dördünde kim ki bu diyerek telefona gelen mesajı açtım. 

--Yazmayacaktım geç oldu diye ama online olduğunu görünce yazayım dedim. Benim evdeki çarşaf ve nevresimlerin yerini mi değiştirdin bulamıyorum??--

Bak sen Rüzgar beye bu saatte bana nevresim soruyor. Kesin o kızla birlikte kesin onuda getirdi eve. Ama ya kendi yatağı için istiyorsa belki de kız mız yoktur. Ne yazsam çaktırmadan öğrenirdim acaba ya

--Ben yeni değiştirdim senin yatağının nevresimlerini değiştirmene gerek yok-- belki yerdi

--Benim için değil misafirim var-- yedi ama bu benim hiç hoşuma gitmedi. Demek kızla beraber gelmişlerdi eve. Şuna bak bu saate kadar birlikteler miydi? Birlikte mi yatacaklardı. Filmlerdeki gibi önce ayrı yatacaklar sonra gece bir ara kız korktum diyerek yatağına sokulumuverecekti? Ben bunları düşünürken Rüzgarın hala cevap beklediğini fark ettim.

--Yatak odasındaki dolabın sağ üstünde-- Dedim ve bir hışımla telefonu yatağa atıp dizimi izlemeye devam ettim. Bikaç saat geçmesine rağmen birlikte oldukları düşüncesini aklımdan çıkartamıyordum. Sonra aklıma şahane bir fikir geldi. Rüzgarın evinin anahtarı bende vardı. Hemen şu anda gidip kendi gözümle görebilirdim ne olduğunu. Ama onlara ne diyecektim. Gerçi saat daha sabahın altısı bu saatte uyuyorlardır ama ya ben içeri girerken kapı sesine falan uyanırlarsa? Bir şeyi unuttum desem ama ne? Cüzdan? yok o olmaz eve nasıl geleceğim cüzdanı unutsam. Anahtar? O da olmaz eve nasıl gireceğim. Moni'nin kucağıma atlamasıyla irkildim. O anda aklıma geldi Moni bazen ishal olurdu veteriner yemeğine katmam için ilaç vermişti, onu düşürmüşüm derim. Belli saatlerde vermem gerek kaçırmamam lazım diyeyim. Aceleyle yataktan kalktım ve Moni'nin ilacını aramaya koyuldum ve birkaç deneme sonunda buldum. İlacın son kullanma tarihi geçmişti ama akıl edip de ona bakmazlardı herhalde. İlacı hemen çantama attım, ilk otobüs seferine yetişebilirdim. 

AŞK KÖLESİ &(Sözleşme)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin