Bölüm 28

3.4K 123 16
                                    

Ve bir gün sevgilim sessiz sedasız yitip gideceksin hayatımdan.
Adına aşk dediğim ruhuma üfleyen sıcaklığını götüreceksin beraberinde.
Sana özlem duymak ne acı, beni kendinden yoksun bırakman ne acı...

İstemsizce elini tuttum

"Derin bende" elimi bırakmadı, yüzünde ki gülümseme daha da genişledi. Bu memnun olmasından çok selam sürtük hayatını mahvetmeye geldim gülümsemesiydi. Ya da ben kıza fena kurulmuştum. Kızın mavi gözlerine bakmaktan kendimi alamadım bir müddet. O bana gülümserken bense onun yüzünün her bir detayını incelemeye çalıştım. İçten içe Rüzgarla geçmişi olan ve bu geçmişin aşk üzerine kurulu olduğunu düşünüyordum. Çoktan kızla kendimi kıyaslamaya başlamıştım bile. Ve açık söylemek gerekirse o Victoria Secrettan fırlamış gibi dururken ben mahalle bakkalına pijamayla ekmek almaya gidermiş gibi duruyordum. Elimi bıraktığında bir sessizlik oluştu. 

"Sanırım senden hoşlanmıyor" dedim Rüzgarın gittiği yöne bakarak

"Aslına bakarsan benden hoşlandığı için kaçıyor" dedi dudağını hafifçe kıvırdı. Şeytan bir gülümseme var gibiydi yüzünde. Ya da bu kızı mimlediğim için ne yapsa batacaktı bana. 

"Aranızda ki mevzuyu bilmiyorum o yüzden yorum yapamayacağım" dedim kendimi çekerek. 

"Sanırım yakın zamanda öğrenirsin" Her söylediği cümlenin arkasından haha nasıl koydum ama der gibi gülüyordu. Hiçbir şey bilmediğim düşünülürse gereksiz bir laf atma çabasındaydı.

"Sen Rüzgar'ın nesi oluyorsun?" dedi. Sanırım bu ortamda bizi görünce sevgilisi falan sandı.

"Yok sevgilisi değilim yanlış anlaşılma olmasın " dedim. O kadar gergindim ki parmaklarımı avcuma geçirdim.Beni baştan aşağı süzdü ve kocaman bir kahkaha attı

"Evet onu görebiliyorum. Sevgilisi olmadığına şüphem yok zaten. Nerden tanışıyorsunuz demek istedim seni hiç duymadım. " dedi. Evet yanılmamıştım bu kız tam bir sürtüktü. Hareketleri beni küçümseyen bakışları. Ne yani ben Rüzgarın sevgilisi olamaz mıyım? Aslında o çırpı bacaklarınla kıvırta kıvırta o kapıdan girmeseydin belki sevgilisi olacaktım. O an kızın saçını başını yolasım geldi. Ama kendimi tutmayı başardım ve onun yerine

"Sanırım yakın zamanda öğrenirsin" dedim. Ve arkama bakmadan kıvırta kıvırta terastan çıktım. Tek farkla topuklu ayakkabı sesi yerine gacur gucur eden spor ayakkabılarımın sesi duyuluyordu. 

Mala bak dağdan gelmiş bağdakine atar yapıyor. Yani Rüzgar gerçekten bu kızla geçmişte bişeyler yaşadıysa püh onun karakterine. Kız resmen entrikalı dizilerden fırlamış kötü karakter gibi. Gerçi Rüzgarında narşist bir ucube olduğunu düşünürsek tam bulmuşlar birbirlerini. Sinirden ölmek üzereydim. Sanırım kızdan çok Rüzgara sinir olmuştum. Bir hiçmişim gibi beni orada mal gibi bırakıp gitmesi acayip koydu. Kimse kim nasıl bana o sözleri söyledikten sonra beni bırakıp gider. Telefonuma bakıyorum mesaj falanda yok. Hayır en azından bir mesaj falan at bari demi, kusura bakma seni orada dımdızlak bıraktım falan yaz. Ama yok her zaman ki gibi ortadan kayboldu. Restaurant çoktan boşalmıştı bile. Elifler de bu saate kalmaz diyerek kendimi yollara attım. Ve külkedisi olmanın bedelini ağır ödedim. Kasaba yahu burası taksi parası nasıl bu kadar fazla tutabilir. Eve gidince hemen buranın yüz ölçümüne bakmam lazım, Konya mübarek.

Taksiden evin önünde indiğimde gözlerim onu aradı. Belki bir ihtimal evin oralarda beni bekliyordur. Biz kızların saflığına hayranım. Erkek arkadaşınla kavga ediyorsun  ya da ayrılıyorsun her neyse, dışarıdan eve dönerken her seferinde acaba gelmiş midir diye düşünüyorsun. Hele ki seni sürekli evden alıp eve bırakan veya arabası olan bir erkek arkadaşsa. Ama kabul edelim ki hiçbir zaman orada bir yerde olmuyorlar. Tahmin edilmesi zor değil Rüzgar da orada yoktu. Kendimi eve attım. Kalbim kırıktı. Canım sıkkındı. Olanları anlatabileceğim tek bir kişi vardı o da Elif. Ama elif bütün olayı bilmiyordu. Ona hep yüzeysel anlatmıştım her şeyi. Ama şu an gerçekten doldum taşacaktım. Elifi aradım Doğa ile birlikte ışıklı tepe dediğimiz bir yerde oturuyorlarmış. Bu ışıklı tepede kasabayı gözler önüne seren muhteşem manzaralı bir tepe. Eskiden millet oraya içmeye giderdi. Birkaç kez şikayet olunca polisler duruma el attı. Artık sadece çiftlerin ya da kafa dinlemek isteyenlerin gittiği bir yer haline geldi. O kadar sürprizden sonra kızı gece evine otobüs ya da dolmuşla bırakmayayım diye Doğa bir arkadaşının arabasını ödünç almıştı. Sağolsun keyiflerinin içine etmeme rağmen Elifi bana bıraktı. Aslında telefonda anlatırım demiştim ama Elif sesimden anlamış olacak ki evime gelmeyi teklif etti e tabi benimde canıma minnet çünkü telefonla konuşmaktan nefret ediyorum. 

AŞK KÖLESİ &(Sözleşme)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin