Bölüm 49

1.9K 75 8
                                    

Karşımda öylece durup bana bunları söyleyen adamın Rüzgar olduğuna cidden inanamıyorum. Acaba başına silah falan mı dayalı sırf bunları söylesin diye ya da yüce rabbim şu halime acıdı da Rüzgara yürü ya kulum mu dedi? Dalga mı geçiyor bu benimle acaba ya. Ama yok böyle romantik romantik dalga mı geçilir. Besin zehirlenmesi yaşıyor olabilir miyim? Belki de iki poşet abur cuburdan sonra bedenim bu ne lan yeter artık diyerek ben uykudayken iflas etti ve şu an ölüme doğru giderken gördüğüm bir rüya bu.

"Cevap vermeyecek misin?" demesiyle dünyaya döndüm. 

"Cevap vermeli miyim?" 

"Bence vermelisin, sırf seninle olabilmek için zengin ailesini elinin tersiyle iten yakışıklı ve aşık esas oğlan konumundayım şu an" dedi 

"Senin tarafından böyle şeyler duymaya alışkın değilim şaşkınlığımı da mazur görürsün artık" dedim

"Olur" dedi. Sadece bunu dedi. Aslan gibi hırlayıp ortalarda ego manyağı gibi dolaşan çocuğa bak süt dökmüş kediye dönmüş.

"Şimdi zengin aileni elinin tersiyle ittiğin için sana ben mi bakmak zorundayım?" dedim

"Eğer bana bakarsan, her gün bulaşıklarını yıkarım üstüne böyle mükemmel bir yüzü her gün görebilirsin, güzel bir anlaşma değil mi?"

"Bay güzel yüzün karnı aç mı acaba? " 

"Ben hep açım" dedi omuzlarını silkerek

"O zaman pizza sipariş edeyim "

"Pizza mı? bende sandım ki ellerinle bana yemek falan hazırlayacaksın" 

"Yemek yapacaksam bana iki saat falan vermelisin, bu konuda henüz çok hızlı olduğum söylenemez" dedim

"Pizzacının numarası kaç demiştin?" dedi cebindeki telefonu çıkartarak ve ikimizde kıkırdadık. 

Pizzanın gelmesini beklerken televizyon izlemeye başladık. İlk defa böyle bir şey yaşadığımız için o da ben de nasıl davranacağımızı bilmiyorduk bence. Bu itirafından sonra filmlerdeki gibi koşarak birbirimize sarılıp sonrasında öpüşebilirdik. Hatta öpüşürken final müziği girip tam önümüzde bir "SON" yazabilirdi. Tabi tüm bunlar film olsaydı. Onun yerine ne yapacağını bilmeyen iki salak olarak oturduk ve televizyon izliyoruz.  Adama yapışıp evet ya sonunda başardım bak gördün mü sende beni seviyorsun deyip yalayıp yutmak istiyorum ama yaptığım tek şey antilop peşinde koşan aslanları izlemek. 
Yan yana oturuyoruz. Aramızda bir kişi oturmalık yer var. Yandan yandan bakıyorum napıyor diye sadece televizyon izliyor. Az önce o kadar içini döktün be adam bi sırnaş bi şey yap yani. Bizim ülkede kızlar böyle şeyler yapınca pek iyi şeyler düşünmüyorlar hakkında. Ama erkekler yapınca erkektir yapar oluyor.  Öyle olmadığını bilsem de bende bir şey yapamıyorum şimdi. Ooo sende zaten dünden hevesliymişsin der diye. Yahu hevesliyim tabi ayan beyan ortada bu zaten ama kendime yedirip yapamıyorum. Sen kalıplarla yaşayan bir kız değilsin Derin hadi yapıştır kızım diyorum tam icraata geçicem aman yok yok tadımız kaçmasın dercesine geri oturuyorum. Ya tamam Rüzgarda öyle düşünecek bir çocuk değil zaten ama ne bileyim ya az önce söylediklerine pişman olduysa, ya şu an içinden ulan ben naptım diyorsa? Benim de şu huyum beni öldürecek asla emin olamıyorum karşımdakinden. Kanıyla yemin bile yazsa iki dakika sonra pişman oldun demi benim için kanını harcadın diye derim çocuğa. Değer miydi şu muşmula suratlı kız için kan dökmeye dedin dimi derdim. Hayat benim gibi insanlar için çok zor gerçekten. Ben sırnaşsam mı sırnaşmasam mı diye düşünürken çocuk hoop benden yana kendini kaydırıp başını omzuma yaslayıverdi. Az önce düşündüğüm her şey hooop uçtu gitti beynimden. Tabi ki beş on dakikaya geri gelmek üzere gitti o düşünceler orası kesin. Çünkü başını omzumdan çektiği anda lan acaba omzum rahat değil mi? Ya da pis mi kokuyorum ki? Acaba neden kalktı diye düşünüp duracağım. Bütün bunları düşünmemem için çocuğun son nefesini verene dek omzumda yatması lazım.  Ayy şampuanının kokusu nasıl doluyor burnuma buram buram. Yüzünü ellerimin arasına alıp anan seni benim için mi doğurdu be çocuk deyip alnına laps diye bir öpücük kondurmak istiyorum. İnsan sevince böyle oluyor demek. 

AŞK KÖLESİ &(Sözleşme)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin