Bölüm On Dört: Katil'in Ölümü

2K 143 23
                                    

Multi: Nico ve Fall Out Boy- Thanks For The Memories. Düşününce... Hatıralar için teşekkürler... Tam Nicony'nin şarkısı aslında :3

-Nico-

Terden sırılsıklam bir halde uyandım. Sanırım... Sanırım, yine Ebony'yi görmüştüm rüyamda. Sesi, gülüşü... Her an onu düşünüyordum ve bu, tek kelimeyle beni deli ediyordu. Gideli iki gün olmuştu. Ebony kaybolduktan sonra Hekate kulübesinden Nathan Smithson da kayıplara karışmıştı. Kheiron, bunu Nathan'ın yaptığından emindi.

Bianca'dan sonra daha fazla acı çekebileceğimi düşünmezdim ama... Biliyordum, birini sevmek... Sonu hiçbir zaman iyi bitmiyordu. Ebony haklıydı, çoğu şeyde. Mesela korkularımızın, yaşadığımız kötü şeylerin ve kırgınlıklarımızın bir okyanusa benzediği... Ve hepimizin bu okyanusta boğulmamak için çabaladığı doğruydu.

Ama, benim için çok geçti.

Artık tahammül sınırlarımı aşmıştım. Bianca'yı kaybetmiştim, çok küçükken. Percy'yi kabullenmekse kelimenin tam anlamıyla bir işkenceydi.

Herhangi birini, herhangi bir anlamda sevmemek için insanlarla iletişimimi kesmiştim. Daha çok kırılmamak için..

Ama Kaderler, çektiklerimin yetmediğini düşünüyorlardı besbelli.

Ebony'yi isteğim dışında sevmiştim, duygularımın kontrolünü kaybettiğimde. Ve bu duygudan kurtulamıyordum, ama Ebony bugüne kadar sahte hisleri dışında bir şey hissetmemişken, benim hissettiğimi sandığım şeylere karşılık vermesi imkansızdı ve...

Eğer, gerçekten aramızda bir şey olsaydı... Ve ona daha da bağlanmışken beni terketseydi ya da ölseydi... Tahminen o zaman hissedeceğim acı şimdikiyle kıyaslanamazdı bile.

Tabi bu, şu anda çektiğim acıyı hafifletmiyordu.

Eğer Nathan'ı bulursam, dedim içimden, ona bana çektirdiklerinden çok daha beter şeyler çektireceğim, Styks Nehri üzerine yemin ediyorum.

Aynadaki yansımama baktım. Gözlerimin altı -muhtemelen iki gündür az önce sırılsıklam bir hakde uyandığım on dakikalık uyku dışında gözümü dahi kırpmadığım için- mosmordu. Yüzüm iyice çökmüştü ve kaslarım, herzamankinden de belirgindi. Bu da büyük ihtimalle iki gündür içi doldurulmuş mankenleri hislerim ve Nathan'ın yerine koyup biçtiğim içindi.

Aphrodite kızlarının ardından deli olduğu bu tip, benim için hiçbir şey ifade etmiyordu.

Gözlerimi kapadım ama karanlık bile bana onu hatırlatıyordu. Ona aşık mı olmuştum? Bu kadar kolay mıydı gerçekten?

Gerçi artık ne önemi vardı ki? Gitmişti. Kefenini Annabeth ve Percy hazırlamıştı. Kefenini hazırlamaya bile zahmet etmedin, şimdi onu düşünmeye hakkın yok, diye fısıldadı içimden bir ses. Kes sesini, diye cevap verdim. Gözlerimden süzülen sıcak yaşlar, üstümdeki siyah tişörte damlıyordu. Dehşetle önceden, Aphrodite gelmeden önce Ebony'nin giydiği tişörtüm olduğunu farkettim.

Bu durumu daha iyi yapmıyordu. Hayır hem de hiç.

Dışarıdan gelen sesler, düşüncelerimi dağıttı. Herkes sevinç içinde bağırıyordu. İki günde onu unutmak bu kadar kolay mıydı onlar için? Kabul etmeliyim, belki de öyleydi.

Peki ben neden bu olayı bu kadar umursuyordum? Yani, ben Hayalet Kral'dım, herhangi birinin ölümü bana bu kadar çok acı çektirmemeliydi. Herhangi biri? diye sordu o içimdeki ses. Aslında bu ses, dehşet verici bir biçimde Ebony'nin ses tonuna benziyordu. Herhangi birisi değilse kim? diye sordum sese. Cevap gelmedi. Harika, kendi kendimle konuşmaya başlamıştım.

İç çekip iyiden iyiye yükselen seslerin kaynağını bulmak için kulübeden çıktım.

**************************

Tüm kamp (şaka değil, gerçekten tüm kamp), kılıç arenasında toplanmış bir şeye -yada birine- bakıyorlardı. Beni gören herkes aniden kenara çekilmeye başladı ve kalabalık aralanınca en ortadaki...

Ordaydı...

Simsiyah uzun saçları ve çikolata kahve gözleriyle herzamanki gibi...

Dehşet, rahatlama ve mutluluk. İşte bu üçünü aynı anda hissettim. Gülümsedi ve "Dİ ANGELO!" diye bağırdı "Ne o, beni özlemedin mi?"

Ne bu? Şaka falan mı?

"Nerden geldiysen oraya dön, Black." dedim bana bile fazla duygusuz gelen bir ses tonuyla. Ardından arkamı dönüp yürümeye başladım. Tüm kampın mutluluktan ağladığımı görmesini istemezdim. Ve zaten şeker gibi birisi de olmadığım için, kimse gidip sevinç çığlğkları atmamı da bekleyemezdi.

Her şey bir yana, eğer ikimiz birlikte olursak... Sonunun nasıl biteceğini görmüştüm ve bu beni korkutuyordu, Daha fazla üzülmek istemiyordum.

Belki sonradan buna pişman olucaktım ama...

EVEEEET...

BÜYÜK HABER...

OLİMPOS'UN KANI, GELECEK ÇARŞAMBA (1 EKİM) TÜM D&R'LARDAAAA!!!

BEN DE BU HABERİN VERDİĞİ MUTLULUKLA, YB ATİYİM DEDİM :D

Takipte kalın, az sonra Craze'in spoiler'ları geliyor.

Not: Gelecek hafta muhtemelen Ocean'a yb gelmez. Çünkü üçüncü kitabım The Story of Stars'a final bölümü atıcam. İlla benden bir şeyler okumak isterseniz *fazla umutlu* TSOS'ye bir göz atabilirsiniz hani :D

OCEAN [Nico di Angelo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin