Nerden geldiysen oraya dön, Black.
Sinirle yayıma gerdiğim oku bıraktım ve ok, kuyruk kısmına kadar hedef tahtasının tam ortasına gömüldü. Sinirden, gözüm dönmüş bir halde, ilk aklıma gelen yere, kılıç arenasına gelmiş ve biirisinin bıraktığı bu hedef tahtasını bulunca da atış denemeleri yapmaya karar vermiştim. Gözüme sağ taraftaki bezden mankenler çarpınca yayı omzundan arkaya doğru fırlattım ve parmağımdaki yüzüğü çevirdim. Ardından kılıcı boşverdim, şu an sinirimi kılıçla geçiremezdim. Parmaklarımdan çıkan bıçaklarla cansız mankenlere saldırmaya başladım. Demek ben, acaba üzülmüşmüdür diye düşünerek tabutumun kapağını deliyim, köstebek gibi toprakta yolumu bulayım ve beyefendi beni terslesin, öyle mi? Sinirle ayağımın dibinde, şimdi bir saman yığınına dönmüş mankenleri tekmeledim. Bana gerçek bir rakip lazımdı ve ben kendime rakip olarak kimi seçeceğimi iyi biliyordum.
Eh, şans ayağıma geldi.
"Ne o Black? Kime sinirlendin öyle?"
Nico, tahta bir kutunun üstüne tünemiş, sırıtarak bana bakıyordu. Gözlerimi kıstım ve Nico'ya döndüm "Nerden geldiysen oraya dön di Angelo. Ah, tabi bu senin için cehennem demek oluyor tabi... Yazık..."
Nico, bir kez daha sırıttı. En son sırıttığını gördüğümde... Uzun zaman geçmişti. Derin bir nefes aldı ve "Kheiron bizi çağırıyor Black." dedi "Düş peşime."
Arkamızdan gelen bir ses ise, ikimizi de olduğu yere çiviledi.Ehheheheh :D Size yeni bölümden bir kesit işte ;)
Sevgiler
Sizi meraktan çatlatmak için uğraşan yazarınız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OCEAN [Nico di Angelo]
Fanfiction{THE DARK ONES SERİES BOOK #1} Karanlıkta, sessizlik içinde oturan Nico'ya baktım. Ay ışığı beyaz tenine vuruyordu... Dışardan, karanlık birisi gibi gözüküyordu. Ama aslında içinde, hala mutlu olmak isteyen biri vardı... Önümüzde uzanan karanlık oky...