Bölüm Beş: Pençeler, Sivri Dişler ve Kan

2.8K 194 46
                                    

Ebony, yeraltında annesiyle sığınak olarak kullandığı geniş mağaraya gitti. Orda annesini hatırladığı için ağladı falan dememi bekliyorsanız, hayır. Ebony kararını vermişti. Artık duygusuz olacaktı.
Annesinin üstünde kendi silahlarını yaptığı ocağın başına gitti. Annesinin o güne kadar yapmak için emek harcadığı tüm kılıçları ve bıçakları ocakta eritti -biri dışında-. Bazen tuhaf yaratıkların geldiği olurdu -tek gözlü adamlar, akrep gibi kuyrukları olan canavarlar... Annesi garip, bronz bir hançerle biçerdi bu tip yaratıkları. Bu hançeri eritmedi Ebony.

Ebony 6 yaşında olabilirdi ama o Elsa Black'in kızıydı. Konu bir şeyler icat etmek olduğunda, doğuştan gelen bir becerisi vardı. Günlerce plan yaptı, çizdi, düşündü... En sonunda kendi deyimiyle "pençelerini" tasarlamıştı. Zaten zor olandan yapmaktı ya...

Erittiği demirlerden teller yaptı önce. Sonraysa eritmediği hançerle aynı demirden olduğunu tahmin ettiği bir kılıcı ve daha önce eritmediği bir kalkanı eriterek beş bronz, beş de demir, 15 santimetrelik bıçaklar yaptı. Ayrıca bu bıçakların her birinin içine annesinin "Hiçbir güç bunu kıramaz." dediği parlak taşıda eritip karıştırdı. Bıçaklar bittiğinde, onları denemek için dışarı çıkıp tuhaf yaratıklardan aradı. En sonunda istediği gibi, kaslı ve tek gözlü adamlardan bulunca adama seslenmek için ağzını açtı ve "HEY!" diye bağırdı. Adam Ebony'ye döndü ve tek gözünü kırpıştırdı. Ardından Ebony'yi takmadan önüne dönüp yaptığı şeye devam etti. Sinirlenen Ebony, koştu ve hızlandıkça hızlandı. En sonunda tek gözlü adamın sırtına atladı (ki bunu nasıl yaptığı hakkında hiç bir fikri yoktu, adam 2 metre kadardı çünkü) ve hazırladığı ince bıçağı, adamın kafatasına sapladı... Adam kaskatı kesildi ve ardından siyah bir toza dönüşerek dağıldı.

Ebony adamı takmadan, sonuçtan memnun bir şekilde sığınağına döndü. Ardından elini ortadan ikiye ayırdı (tek yaptığı ufak bir çığlık atmak oldu) ve önceden çizdiği mekanizmaya göre bıçakları ve telleri yerleştirdi. Ufak düğmeyi de yerleştirince elini tekrar dikti (ki bunu yaparken gözünü bile kırpmamıştı). Aynı şeyi sol eline de yaptıktan sonra denemek için iki "pençesini" de çıkarttı ve tekrar tuhaf bir yaratıkla karşılaşmayı umarak mağaradan dışarı çıktı. Aynı kaslı adamlardan bir tane bulunca (ki burda onlardan çok bir şey yoktur) pençelerini iyice açtı ve adama seslenmeye bile gerek görmeden diğerine yaptığı gibi bununda kafatasını deşti. Sonuçtan memnun bir şekilde mağarasına döndü. Önce uyumak istedi ama sonrasında hayır, diye düşündü sadece sıradan insanların uykuya ihtiyacı olur. Ben, Ebony Black, duyguları olan sıradan bir insan olmayacağım. Böylece Ebony, git gide uykusunu azalttı. En sonunda (yaklaşık 10 yaşındayken) uyumayı bıraktı. Sadece arada bir uzanır, geçmişi düşünürdü. Ebony, pençelerinin ardından, önceden sivrelttiği dişlerinin etrafını pençelerinde kullandığı bronzla kapladı ve keskinleştirdi. Nedenini bilmese de bu bronzun önemli olduğunu hissediyordu.

************************

Ebony, aylarca egzersiz yaptı... Pençeleriyle havayı biçti, kendi taktiklerini geliştirdi... Sanki bu işi yapmak için doğmuş gibi hareket ediyordu. Arada sırada pençelerini tekrar eline sokuyor ve eritmediği hançerle alıştırmalar yapıyordu. Veya kendi yaptığı kılıçla denemeler yapıyordu. Bazen de annesinden kalan tabancayla atış denemeleri yapardı ama kılıç, bıçak ve hançerini daha çok seviyordu. Oklarda iyiydi ama hiçbir şeyi hançerine ve pençelerine değişmezdi. Aslına bakarsanız, Ebony öldürmek için doğmuş gibiydi...

En sonunda, Ebony kendisini göstermenin vaktinin geldiğini düşündü. Ölüm Meleği, şimdiden insanlar için sadece bir efsane olmaya başlamıştı. İnsanlar (demek istediğim katiller, hırsızlar ve aylaklardı) artık daha rahat uyuyor, sokağa daha rahat çıkıyorlardı.

OCEAN [Nico di Angelo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin