2. Bölüm ♥

525 87 281
                                    


~~~~~~~~~~

Genç  adam  yediği  dayaktan  dolayı  sersemlemiş  bir  halde  olsa da  odaya  girdiği  zaman yatağın altına  saklanan kızını  görmüştü. 

Onun  dışarıda  olmaması  gerekiyordu. Peki  eşi  neredeydi ? Ah  kalemden  dökülen  mürekkeple  yazılan  kaderleri  daha  ne kadar  kötü  yazılacaktı ?

Küçük  çocuk  sesleri  duyunca  yatağın  altına  saklanmıştı. Bir  serçe  kadar  narin  bedeni  tir  tir  titriyordu. Gözlerini  sımsıkı  yumunca  sanki  her  şey  geçecek  gibi  geliyordu. Ama  geçmemişti. Adamların  odayı  inleten  seslerini  duyuyordu. Minik  bedenine  konulmuş  kalbi , kafese  koyulmuş  bir  kuş  gibi  çırpınıyordu. 

Genç  kadın  ne  yapacağını  şaşırmış  oradan  oraya  koşuyordu. Aklına  acil  durum  düğmesi  geldi. Hızla  düğmeye  bastı. Bu  düğme  bir  alarmdı. Her  hangi  bir  tehlikede  babası  gibi  gördüğü  kayın babasına  bir  yardım  çağrısı  iletiliyordu.

Sığınak da ki  dolapları  karıştırdı  kadın. Duyduğu  sesler  onu  endişelendirse de  odaklanmaya  çalışıyordu. Sonunda  aradığını bulmuştu. Telefonu  eline  aldığı  vakitte ise  kızının  acı  feryadı  ile  elinden  kayıp  parçalara  ayrılmıştı.

Lavina  koşup  kameraya  baktı. Lanet  bir  adam , dokunmaya  kıyamadığı  kızının  saçlarından  tutmuş  onu  havada  sallandırıyordu. Eşi  kızını  kurtarmak  için  çabalasa da  nafileydi. Yanından  duran  iki  iri  kıyım  adam  buna  engel  oluyordu.

Kadın  öyle  bir  haldeydi ki  ağladığının bile  farkında  değildi ! Kalbini  biri  avuçları  arasında  tutmuş  sıkıyordu.

Hızla  gidip  kapıya  vurmaya  başladı. Avazı  çıktığı  kadar  bağırdı. Ama bu  odada  ses  yalıtımı  vardı. Kimse  onun  feryatlarını  duyamıyordu.

Adam  yediği  dayağın  acısından  çok  canı  yanan  kızının  çığlıklarıyla  acı  duyuyordu.

"Bellek  nerede ? " dedi  çektirdiği  acıdan  haz duyan  adam.

"Sana  asla  o  belleğin  yerini  söylemem ! " dedi  Karer.

"Söylemezsen  sizi  yaşatmam. Ne  seni, ne  kızını, ne de  o  güzeller  güzeli  karını ! Sahi  karın  nerede ? " dedi kötülüğün ruhuna işlediği adam.

Mahir  adamlarına  dönüp; 
"Gidin şu  kadını  bulup  getirin" dedi  öfkeyle.

"Mahir ! Sakın  onlara  dokunayım  deme  yoksa  ölümün  çok  acı  olur ! " dedi  Karer var gücüyle bağırırken.

Eşi  sığınakta mıydı ? Bilmiyordu ! Onun  için  endişeleniyordu. Çünkü  biliyordu  bu  adamlarda  acımak  gibi  bir  his  yoktu. Sırf  ona  acı  çektirmek  için  ona  dokunmaya  kalkacak  kadar  şerefsizlerdi. Korkuyordu. Kendi  için  değil  ailesi  için  korkuyordu. Masum  kızı , hayat  dolu  eşi  için... 

Mahir  itici  bir  kahkaha  attı.
"O karını  bulunca  yapacaklarıma  şahit  olacak  kadar  yaşayamayacak olman beni üzüyor. Oysa güzel çiçeğini nasıl soldurduğu'mu görmeni isterdim ! " Dedi.

Genç adam burnundan soluyordu. Bir  meleğin cennetten çıkıp cehenneme adım atması nasıl olurdu ? Melek saftı ama cehennem şeytanların günahlarıyla harlanıyordu. Bir meleği saflığı cehennemin ateşini söndürmeye yetmezdi. Yetmemişti de. O  cehennemde o da  yanıp  kavruluyordu...

KARANLIĞIN SESSİZ İNTİKAMI  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin