11. Bölüm ♥

195 29 14
                                    

Uyarı - Not : Yemek den önce okumamanızı tavsiye ederim. Psikolojisi kaldırmayanların okumamasını tavsiye ediyorum !

~~~~~~~~~~~~

Dokuz ay !

Dokuz ay boyunca yedi kat derinin altında küçük bir kesenin içinde saklı bir hazine.

Adı evlat !

Varlığını hissettiğin öğrendiğin andan itibaren başlarsın onu sevmeye , korumaya , kollamaya.

Dokuz ay dile kolayken bir de yaşayana sormak gerek.

Baş dönmeleri, mide bulantıları, iştahsızlık, kilo alma, tekmesi, sancısı, sonra yirmi kemiğin kırılmasına bedel bir acı !

Normal bir insanın acıya dayanma sınırının iki katı bir acı. Ve bunca şeyi sana unutturan kucağına bırakılan mis kokulu bir hazine.

Adı yavru !

Onca acı silinip giderken bu sefer de ona nasıl daha iyi olabilirim, onu nasıl koruyabilirim diye bir ömür geçirmek. Sonra ayağına taş değse , saçının tek bir teline zarar gelse dünyayı yakacak , yüreği yanacak bir kadın. Peki ne için ?

Canından bir parça için !

Koca bir ömür. Anne rahminde filizlendiği ilk andan koca bir söğüt olana kadar her anı onun için, onunla yaşarken , her an evladım, yavrum, canım derken, bir annenin elleri arasından alıverdiler yavrusunu, evladını, canını, her şeyini...

Dokuz ay boyunca teninde koruyup kolladığı , dünyaya geldiği ilk andan itibaren ömrünün yettiği kadar koruyacağı yavrusu elleri arasında can verirken o anneyi kimse o an ki gibi öldüremez. O an ki kadar canını yakamaz. O an ki kadar çaresiz bırakamaz...

Çünkü o an biter tükenir. Geriye hiçbir şeyi kalmaz...

Lavina gibi !

Güneş bugünlük işinde süresini doldurmuş gibi son vakitlerinde idi.

Sahilde kayalıkların gerisine konumlanmış banklarda oturuyordu Gece. Sabah gün daha ilk ışıklarını bırakırken gelmişti buraya. Öğlene doğru gitmeyi düşünmüştü ama gidemiyordu bir türlü.

İlerde gördüğü bir aile onu gökyüzü dumanlı griye boyanana kadar burada tutmuştu.

İlerde eline yüzüne pamuk şeker bulaştırmış bir kadın vardı. Zayıf bedeninde top gibi olan karnı onun hamile olduğunu gösteriyordu. Ve konuşmalarından duyduğu kadarıyla pamuk şeker aşermişti. Yanında kadının kopyası koyu sarı saçlı küçük bir kız vardı. Bir yandan annesi ve babasına gülümsüyor bir yandan da elindeki pamuk şekeri iştahla yiyordu. Adamsa bir kadına bir küçük kıza aşk ve hayranlık dolu gözlerle bakıyordu.

İşin yürek burkan tarafıysa Gece içinde asla öldürmediği o anne tarafıyla; farkına varmadan o kadını gördüğü andan beri eli karnında onları izliyordu.

Zihninde küçük bir tarafta hep şu düşünce geziniyordu: Belki. Belki o gün hiç yaşanmasa o da hamile olurdu. Karer de çok severdi çocukları. Şimdi hayatta olsa bir çocukları daha olurdu belki de.

Hep hayal ettiği gibi tatlı bir erkek çocuğu. Babası gibi merhametli ve adil, yürekli, cesur bir delikanlı olurdu. Gözleri annesine aşkla bakan bir erkek çocuk.

O bile rahminde filizlenemeden solmuştu. Soldurmuşlardı bütün çiçeklerini. Öldürmüşlerdi bir tanelerini.

Gece farkına varmadan fazla bir kuvvetle karnını sıkmaya başlamıştı.

KARANLIĞIN SESSİZ İNTİKAMI  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin