- O defterle ne yapıyor olabilirsiniz acaba?
Karvel'in sesi sinirli ve oldukça gergin çıkmıştı.
Sese karşılık önce Luna döndü, Karvel'e. Sergey'i bile bir an ona bakar halde bırakacak kadar güçlü bir masumluk oturmuştu yüzüne. Dudakları bükülmüş ve endişeli gözleri bir çocuk gibi kalkan kaşlarıyla, herkesi ikna etmeye yetecek kadar yoğun, korkak ifadeye bürünmüştü. Ancak Karvel gözlerini kırpmamıştı bile.
Karvel, Luna'ya doğrudan konuşmamış, kelimeleri Sergey'i hedef almıştı. Sergey defteri yerine koyup yavaşça ayağa kalkarken, gözlerindeki ifade, Karvel'i neredeyse gülümsetti. Ancak yine de bakışları aynı sertlikle onun üzerinde kaldı.
- Benim evime gizlice girmeyi deneyecek kadar budala olduğunu unutmuşum Sergey.
Sesindeki soğukluk duvarları dolaşsa da, Luna'yı gülümsemesinden alı koyamamıştı. Sergey, yan gözle Luna'ya baktı ama Karvel'in konuşması yeniden kendine bakmaya zorladı.
- Tam olarak evimde ne arıyorsunuz?
Karvel ilgiyle ve keskin bir şekilde sorusunu sorarken, kendini masanın önündeki koltuğa bırakmıştı. Mimiklerindeki sertlik, sanki hiç yumuşayamıyorlarmış gibi görünüyordu ama Luna, bu ifadenin ona gizem verdiğini düşünüyordu. Sergey iç çekip kitaplığa yaslanırken, Luna yerde oturmaya devam etti. Bunun kimseyi rahatsız ettiğini düşünmemişti.
- Bunakların neler konuştuklarını öğrenemedik. Biz de bunu kendimiz araştırmaya karar vermiştik.
Sesinde en ufak bir pişmanlık yoktu. Hatta aksine biraz da meydan okuma vardı. Karvel'in gözleri dikkatle onu izliyordu. Konuşurken ona bakamamasına neden olacak kadar yoğundu enerjisi.
- Öncelikle, 'Konsey' Sergey. Onlara Konsey diyoruz.
Bu sesi Sergey'in gözlerini devirmesine neden olmuş, kollarını bağlatmıştı. Umursamaz havası arasında Luna, aslında Sergey'in ondan biraz çekindiğini fark etti.
– Üstelik sana güvenmiyorlar. Benim gördüğüm o ki; bunları anlatmamakla haklı olabilirler.
Bunu gözlerini kısarak eleştirel bir tavırla söylemişti. Luna sonunda ayağa kalktığında üzerindekini çırptı ve Karvel'e baktı.
- Onun suçu değil. Bu tamamen ....
- Savunmana ihtiyacım yok küçük hanım ben ne yaptığımdan haberdardım.
Sergey, sinirlerini bozacak kadar ters bir tonlamayla söylemişti bunu. Büründüğü bu havadan hoşlanmıyordu. Luna ona yan yan baktıktan sonra Karvel'in mutfağını gezmek için iyi bir an olabileceğini düşündü. Sinirle arkasını dönüp mutfağa giderken, Sergey'in gözleri onu izledi. Sonra yeniden Karvel'le buluşan gözleri onun sabırla bekleyen siluetini görünce iç çekti.
- Biliyor musun sanırım sana ceza vermeyi düşünüyorum.
- Yapma Karvel sadece öğrenmek istemiştim.
Sergey'in ses tonu bu plandan hoşlanmadığını açık ediyordu. Fakat Karvel hiç adım atacak gibi durmuyordu. Kendinden emindi. Konuşmadan önce Karvel yerinden kalkıp etrafta yürümeye başlamışken, Sergey de onu izliyordu.
- Merak etme sana işkence yapmayacağım, Seni Alverez'in yanına bırakmayı düşünüyorum bir süre.
- Ne yani çalıştıracak mısın gerçekten?
Kaşlarını kaldıran Sergey, bakışlarını Karvel'e odaklamıştı. Yüzyıllık vampirler bile olsalar hala ceza alabiliyorlardı ve bu hiç hoş bir his değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/188939608-288-k921901.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzeyin Kehâneti 1(BİTTİ) #Wattsy2019
FantasyKuzeyin Kehâneti Birinci Kitap: Kayıp Oğul Kuzeyin Kehâneti, İskandinavya'da başlayan ancak içine dünyanın her yerinden karakterlerin misafir olduğu bir macera ve aşk hikayesidir. Dünya normalde insanların düşündüğünün aksine, iki paralel evren ola...