36. Bölüm "Ayrılıklar"

107 9 11
                                    

8 ay sonra...

Luna kaşlarını kaldırmış Sergey'e bakıyordu.

Sergey elinde koca bir kavanoz zeytinle duruyordu. Hızlı bir yolculuk ardı, İtalyan bir satıcıdan aldığını söylüyordu. Üzerine giydiği mercan rengi gömlek onu fazlasıyla yakışıklı göstermişti. Üstelik tüm soğukluğuna rağmen, gülümsediğinde, sıcakkanlı biriymiş gibi görünebiliyordu.

- Bu nereden çıktı Sergey?

Sergey dudaklarına yayılan çarpık gülümsemesini değiştirmeden, kavanozu ısrarla Luna'ya uzattı. Luna üzerindeki lacivert elbiseyi mahvetmemek için uzakta tutarak kavanozu mutfağa taşıdı. Onu takip eden Sergey, masaya oturdu ve bacak bacak üstüne atarak, daha da seksi görünmenin bir yolunu daha bildiğini kanıtladı.

- Senin için getirdim, ama takdir edilmiyorum.

- Ne planladığını merak ediyorum seksi şey.

- Ah, teşekkür ederim.

Sergey ve Luna karşılıklı gülümsedi. Altı aydır şehirde yoktu. Tüm olanları tek başına atlatmak istediğini söyleyip, gücünü toparladığında gitmişti. Kimse geri döneceğini düşünmemişti ancak, dönmüştü. Darvonie bunu da ön görmüştü çünkü herkes "artık dönmeyecek" darken o, ısrarla "her zaman döner" diyordu.

Vincent öldüğünde herkes artık klan vampirlerinin bir araya gelmeyeceğinden neredeyse emindi. Karvel, onların arasındaki bağın bu kadar sığ olmadığını ısrarla dile getirmiş olsa da kimse buna inanmıyordu. Herkes normale ancak dönebilmişken, tek başına tüm olanları atlatmak için uzaklara giden bir tek Sergey olmuştu.

Herkes hala kendini ağır hissediyordu. En azından bu şekilde tarif ediyorlardı. Luna bunu tam olarak anlayamıyordu ancak tahmin ettiği bir his vardı. Ares bir hafta uyanamadan komada kaldığında, Luna buna yakın şeyler hissettiğini düşünüyordu.

Ares ve Luna beraber yaşamaya başlamışlardı. Onunla olmanın inanılmaz bir tecrübe olduğunu düşünüyordu. Hayatını renklendiriyordu, saatlerce susmadan konuşabiliyorlardı, arada bir gittikleri diğer bölgedeki kulüpte yani Niflheim'de onu izlemek hoşuna gidiyordu ve sevişmek aklını uçuruyordu. Kısacası Ares'le olmanın tadının bir eşinin daha bulunamayacağını düşünüyordu.

Bu arada cadılık güçlerini ilerletiyordu. Margot ile iyi geçinmeye başlamışlardı ancak yine de Ares ile bir araya gelmelerine izin vermiyordu. Bir kere sevişmişlerdi, yeniden de yapabilirlerdi.

Üniversitede yüksek lisansına devam ederken, kütüphanede çalışmaya da başlamıştı. Luna için bambaşka bir hayat çizgisi çekilmiş olsa da araştırmalarını bırakmak istemiyordu. Setolojiye devam ediyordu. Cadılar bile bazı şeyleri araştırmadan öğrenemiyordu sonuçta.

Mikail, birkaç ay gücüne kavuşamamıştı. Bunun nedeni çok incinmiş olması değildi, çok güçlü olmasını vücudunun kabul etme süreciydi. Gardiyanlar onunla beraberlerdi, daha henüz işleri bitmemişti. Mikail işinin yarım kaldığını hissettiğini söylüyordu. Cehennemin efendisi kaçmıştı ve ne planlayacağını bilmiyorlardı. Güçsüz düşmüş olduğu için zamana ihtiyacı olacaktı. Kimse bu zamanın ne kadar süreceğini bilemezdi.

Karvel, bir dahaki sefere daha güçlü gelecek düşmana karşı bulmaları gereken beş tapınak daha olduğunu söyleyip duruyordu. Bunlardan birini bulmaya çok yakınlardı.

Darvonie mesaisinin çoğunluğunu bu işlere ayırmıştı. Sürekli seyahat eden biri olmuştu ancak yine de sık sık onları görmeye, özellikle de ikizlere geliyordu. İkizler için Darvonie seksi bir kadından fazlasıydı. Mikail ile beraber mentorluk sorumluluğunu paylaşmışlardı. İkizlerin öğrenmesi gereken henüz çok fazla şey vardı. Konsey hala ayrı yaşamalarına izin vermiyordu. Özellikle de Vera'nın onlara yaptıklarından sonra.

Kuzeyin Kehâneti 1(BİTTİ) #Wattsy2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin