9. Bölüm "Sergey"

57 8 3
                                    

Sabaha doğru Luna mutfakta salona kulak kabartmışken, kendine yiyecek bir şeyler hazırlamaya çalışıyordu. Sadece bir kaç saat uyumuştu. Elindeki yumurtayı tam on dakikadır çırptığını fark etmeden konuşulanları dinliyordu. 

İkizler koltuklarda oturuyordu ve Ares, onlara yakın bir duvara yaslanmıştı. Mikail konuşmasına bazen ara veriyordu. Sessizlik, salona yayılıyordu. İkizlere kızgındı ama onlar bu kızgınlığı dindirmek için hiç bir şey söyleyemiyordu. Ares arada gözlerini Luna'ya çevirdi ve ne yaptığına baktı, sonra Mikail'in onlara bakarak düşünmesini fırsat bilip, yavaşça onun yanına gitti. Luna, yine de gözlerini salondaki sahneden ayırmamıştı. Ares yanına gelip, onunla beraber ellerini tezgâha koyduktan sonra salona çevirdi bakışlarını.

"Çok sinirli görünüyor" dedi Luna, gözleri Mikail'deyken.

- Bir anda çok fazla olay oldu, onu sinirlendirmek için bir tanesi bile yeterdi. Adam şehre geri döndüğüne pişman oldu.

Luna nefes bıraktı ve nihayet elindeki kabı, tavaya boşalttı. Bir süre sonra Mikail yerinden kalktı ve mutfağa doğru baktı.

- Ares, Luna'yı kendi evine götür olur mu, burada kalması o kadar da güvenli olmayacak.

Mikail'in sesi o kadar kesin çıkmıştı ki Ares soru soramadan başını onaylar şekilde salladı ve Luna'ya baktı.

- Hatta mümkünse bunu hemen yap, çünkü onları kimin bu hale getirdiğini anlamadan, rahat olamayacağım.

Mikail sonrasında kendi odasına gitmek için koridora girdi. Luna, biraz tedirgin Ares'e baktı. Mikail için endişeleniyordu çünkü yardım etmek için hiç bir şey yapamayacağını biliyordu. Ares, tavadaki yumurtayı karıştırması için Luna'nın eline bir kaşık tutuşturdu.

"İyi olacak merak etme" sesi sakinleştirici çıkmıştı. "Hadi şu yumurtanla ilgilen biraz, ben de acıktım" dedi Luna'yı gülümseten bir vurguyla.

Bir kaç dakika sonra kapı çalındığında, Luna yumurtayı tabağa almıştı. Ares, Luna'yla konuşurken, oturduğu tabureden kalktı ve kapıyı açmaya yöneldi. Güneş henüz yeni doğuyordu ve Ares kendini gerçekten uykulu hissetmeye başlamıştı. Vampirlerin uyku saati gelmişti ama uyumak için çok fazla şeyin çözümlenmesi gerekiyordu.

Kapıda, Kırmızı beyaz formayla karşılaşınca gülümsedi ve kapıyı sonuna kadar açtı.

- Ateş, bu formayı sabahın bu saatinde bile giyebildiğin için seni kutluyorum.

Ares'in sesi onunla biraz uğraşan bir tonlamayla çıkmıştı. Ateş ise sadece karşılığında bir gülümseme verdikten sonra içeriye doğru girmişti.

- Futbol böyle bir şeydir arkadaşım, hokeycilerin anlaması biraz zor.

Ateş, Ares'in yanından geçerken elini omzuna vurmuştu fakat sonrasında sesi çok hızlı bir şekilde ciddiye döndü. Konuşmasına Ares kapıyı kapattıktan sonra devam etti.

– Mikail burada mı? Ona haberlerim var.

- İçeride.

Ateş, içeride olan herkese, kısa baş hareketleriyle selam vererek, Ares'in kast ettiği koridora doğru girdi. Sonunda, kapısı aralık olan odaya geldiğinde, hafifçe kapıyı tıklatıp biraz daha araladı. Mikail pervaza oturmuş, elindeki bir kadeh şarapla düşüncelere dalmıştı.

- Hey, gelebilir miyim?

Mikail, onu gördüğü anda yerinden kalktı ve kadehi masasına bıraktı. Eliyle işaret ederek girmesini söyledi.

- Bir haber var mı?

-Evet, aslında onun için uğradım. Sergey şehre gelmiş ve görünen o ki, onu birileri almış. Liman kısmındaki bir depodaymış ama bunun için en azından bir kaç saat beklesek iyi olur, adamlarımdan limanın etrafıyla ilgili haber bekliyorum.

Kuzeyin Kehâneti 1(BİTTİ) #Wattsy2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin