30.Bölüm "Darvonie'nin İntikimı"

44 5 0
                                    


Luna, yola çıkarken Caitlin'le konuşmuştu. Kutsal kılıçları görmesini söylemişti, üstelik ona bunun bir turistlik gezi olmadığını söyleyen Luna'ya yine de bu konuda ısrar etmişti. Yani onun için onları görmek meselesi, ölüm kalım meselesiydi. Ancak durumu ve tehlikeyi tam olarak anlatmaktan çekinen Luna, bunu yapacağını söylemiş ve onu sakinleştirmişti. Hatta tüm bu ikna sürecinde lacivert botlarıyla başının belaya girmiş olması da cabasıydı. Bir türlü bağlayamadığı, kalın, en azında Caitlin kadar inatçı bağcıkları vardı.

Ares, yola çıktıklarından beri sessizdi. Vala'yı evinden almış, Işık tapınağına giden yolda, son sürat ilerliyorlardı. Luna, Ares'in sessizliğinden o kadar gerilmişti ki, sonunda Vala ile konuşmaya karar verdi. Vala öne oturmuştu. O yaşta biri için bu saygı göstergesiydi. Luna yavaşça arka koltuğun ortasından öne doğru eğilmiş, Vala'nın hemen yanından konuşuyordu.

- Vala, bu ayin ne işe yarayacak tam olarak? Yani o kadar çok şey söylediler ki benim kafam karıştı gerçekten.

Vala önce hafifçe gülümser diye ummuştu ancak gülümseyen sadece kendi oldu. Dikiz aynasından Ares'in bakışlarını karşıladı ve en azından ondan küçük bir tebessüm aldığı için kendini şanslı saydı. Vala, ciddiydi. Üstelik şu anda bambaşka şeyler düşündüğüne de emindi. Kafası karışık, ne olduğu tam belli olmayan birinin onunla olmasını bile hoş karşılamıyor olabilirdi. Belki amatörce görüyordu.

- Ayin; Mikail'in bundan sonraki beş damgaya ait vampirleri bulması için ona yol gösterecek ve bu süreçte kendini cehennemin efendisine karşı koruyacak olan muhafızları canlandıracak.

Vala bunu o kadar sakin söylemişti ki, Luna bir an için yutkundu ve sindirmek için arkasına yaslandı. Cehennem efendisi, muhafızlar, vampirler, cadılar ve ayinler.

- Harika, fantastik roman kahramanı oldum nihayet.

Luna kendi kendine söylenmeye başladığını fark etmemiş, doğal olarak tepki vermişti. Başına neler gelecek ön görüsünü yapmakta zorlanıyordu, yine de "en azından insanlardan daha güçlü bir kalabalıktayım" diye rahatlatıyordu kendini. Her şeye rağmen dünyanın sonunun gelmesini engellemek için az kişiler gibi hissediyordu ve kendini de tümden engel olarak görüyordu ama yine de yaşayacağı hikayeyi içten içe merak ediyordu. Aslında en çok da gücünün ne noktalara varabileceğini hayal etmeye çalışıyordu. Bu işte hoşuna giden kısım buydu. Savunmasızlığını öldüren bir durum ortaya çıkmaya başlamıştı.

'Bu dönemler cadıların uyanması için önemlidir'dedi Vala, arkasından büyük bir hikaye gelecek duraksaması yaparak. Luna, ilgiyle yeniden öne doğru oturmuştu. Ares'de dikkatle dinliyordu.

- Yani Edda'da yazan en önemli zaman dilimlerinde cadıların güçleri uyanır. Belki nesiller boyu canlanmamışlardır, örneğin senin annen bunu hiç hissetmemiştir ya da onun annesi ama zamanı geldiğinde, bu güç genlerinde serbest kalır.

Luna gözlerini kıstı. Bu konunun tam olarak nereye varacağını merak ediyordu. Ares bir şeyler anlamış gibi yeniden dikiz aynasından Luna'ya kaçamak bir bakış attı. Ama hala sessizliğini koruyor olması şaşırtıcıydı. Vala, sanki onlar bu sessizliği yaşamamışçasına rahat ve bıraktığı aynı tonla devam etti.

- Cadıların da tıpkı vampirler gibi nesil efendileri vardır. Ben neredeyse bir yüzyıldır cadılarımın uyanmasını bekliyorum. Bu arabaya bindiğimden beri de, biliyorum ki sen, cadılarımdan birisin. Yani ayinde senin de olman gerekecek.

Bir yüzyıldır beklenilen anın gelmesi o kadar doğaldı ki, Vala hiç bir şaşkınlık belirtisi göstermeden gözlerini yolda tutuyordu. Luna kaşlarını alnın en tepesine kadar kaldırmış, gözlerini kocaman açmıştı. Ares de şaşkınlıkla, sanki daha yavaş sürmeye başlamıştı.

Kuzeyin Kehâneti 1(BİTTİ) #Wattsy2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin