Hadi korku filmi hazır." dedi Selin.
Selin, kızların arasında en sakini olabilirdi. "Kızların arasında" yoksa o kadar sakin sayılmazdı. Alışverişi severdi ve modayı da takip ederdi.
"Peki tamam o zaman mısırları da koyalım." dedi Nazar ve elindeki mısır tabakalarını masalara koydu.
Nazar, okulun zeki ve asi kızıydı. Deri ceketi ve kollarındaki bileklikler hiç eksik olmazdı.
Deniz, mısırlardan bir kaç tane alıp ağzına attı.
Deniz okulun şişko kızıydı. O kadar çok yerdi ki. Tuğçe onun bir öğünüyle bütün yemekhanenin doyabileceğini iddia ederdi. Evet doğru Tuğçe insanlarla hep alay ederdi.
"Hazan sen ne yapıyorsun orada?" dedi Tuğçe.
Hazan, okulun inek öğrencisiydi. Hep ders çalışırdı. Aşırı zeki, çalışkan ve asi bir kızdı.
"Yok bir şey. Siz filmi açın ben geliyorum."
Hazan çalışma masasına geçmiş bir şeyler karalıyordu. Tuğçe, Hazan'ın karşısına geçti.
"Bırak artık o kalemi seni inek!"
"Ders çalıştığımı kim söyledi?"
Hazan karalamaya devam etti ve Tuğçe bir hamle yapıp karalanan kağıdı kaptı.
"Hey geri ver onu Tuğçe!"
Tuğçe kaptığı kağıdı incelemeye başladı ve sevgilisinin portresini gördü.
"Bu benim sevgilim değil mi? Ne o yoksa aşık mı oldun ona?"
Tuğçe'yi merak ettiniz değil mi?
Tuğçe, okulun en popüler kızıydı. O kadar popülerdi ki, erkekler onunla sevgili olmak için can atarken, kızlar onunla arkadaş olabilmek için herşeyi yapmaya hazırdı. Ve yanındaki kişiyi nasıl 10 saniyede zirveye taşıyabiliyorsa 10 saniyede yerin dibine sokmayı da bilirdi.Hazan kağıdı geri almak için Tuğçe'ye doğru bir kaç adım attı.
"Ver onu dedim Tuğçe!"
"Sen önce sorumu cevapla."
"Evet seviyorum ve bunu sende biliyordun sadece benim inadına çıktın onunla sen ona aşık falan değilsin ve ayrıca bunu kızlar bilmediği için kendini haklı çıkarmak için böyle bilmiyormuş gibi davranıyorsun!"
Hazan ve Tuğçe ne olursa olsun her konu hakkında kavga ederlerdi ve bu durumun tek mağdurları Selin, Nazar ve Deniz'di.
"Dök dök içini dök! Benden bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum. Ayrıca Sinan'ın ya da başka bir erkeğin senin gibi bir ineği, eziği sevebileceğini nasıl düşünebildin?"
Bu Hazan'ın can alıcı noktasıydı o inek olmayı hiçbir zaman istememişti ki ailesi ona bunu zorunlu tutmuştu.
Hazan çok sinirlendi ve Tuğçe'yi itti. Tuğçe kafasını büyük televizyon sehpasına çarptı. İki saniye sonra Tuğçe yerdeydi. Kızlar, Tuğçe'nin başına toplandı. Tuğçe'nin kafası kanıyordu.
"Selin sen Hazan'la ilgilen." dedi Nazar.
Hazan'ın gözlerinden yaş aktı ve bembeyaz oldu. Selin, Hazan'ı tekli koltuğa oturttu. Hazan, ellerini başına koydu. O böyle olsun istememişti.
O sırada Deniz ve Nazar, Tuğçe'yi uyandırmaya çalışıyorlardı."Deniz koş ve kolanya getir ve birazda su!"
Deniz koşarak mutfaktan kolanya ve suyu alıp geldi.
"Nasıl kendine gelebileceğini biliyor musun?"
"Doktor olmaya gerek yok Deniz. Kolonyayı koklatsam kendine gelecektir." dedi Nazar ve Deniz'in elindeki kolanya'yı alıp Tuğçe'ye koklattı. Tuğçe kendine geldi.
"Ne oldu bana?"
"İyi misin Tuğçe?"
Tuğçe gözlerini Hazan'a doğrulttu.
"Neden ağlıyorsun? Benim ölmemi istemedin mi?""Hayır ben-"
Tuğçe, Hazan'ın sözünü kesti ve kendi konuştu.
"Benim yerime geçmeyi istedin sen Hazan. Benim olanlara sahip olmayı." tek kaşını kaldırdı ve o harika zafer bakışını attı. "Ben olmayı istedin sen!"
"Hayır ben asla sen olmayı iste-"
"Büyü artık Hazan büyü ve bu grubu kurtar!" dedi Tuğçe uzun süre sessizlik oluştu.
"Eve gitmek istiyorum." diye söze atıldı Tuğçe.
"Ben seni bırakayım." dedi Selin.
"Gerek yok ben yürürüm."
"Tuğçe iyi değilsin başın kanıyor."
"Ben yürürüm lütfen dedim."
"Peki."
"Lütfen eve geçince bizi ara. İkinizin arasındaki bu anlaşmazlığı düzeltmemiz gerekiyor." dedi Nazar.
Tuğçe evet anlamında kafasını salladı ve yazlıktan ayrıldı.
Hazan, Tuğçe gidene kadar pencereden onu izledi."Hazan lütfen biraz daha sakin davran!"
"Ben- ben mi sakin davranmalıyım? Benim Sinan'a olan hoşlantımı biliyordu ve sırf bu yüzden onunla sevgili oldu."
"Ama o bizim arkadaşımız."
"Olabilir ama yaptığı herşeyi alttan almak zorunda değiliz." dedi Hazan ve yukarı çıktı.
--
Sabah olmuştu. Günün ilk ışıkları pencereyi aydınlattı. Kapı çaldı Nazar uyandı ve bütün kızları uyandırdı.
"Kızlar kapı çalıyor tek başıma bakmaktan korkuyorum." dedi Nazar.
Nazar'ların yazlığının bulunduğu yerde hırsızlık ve cinayet gibi olaylar çok oluyordu. Bu yüzden kapıya bakmaya hep birlikte indiler.
Deniz şemsiyelikten şemsiye çıkardı ve kapıya doğru tuttu.
"Deniz sadece kapıya bakacağız." dedi Hazan ve Deniz şemsiyeyi geri bıraktı.
Kızlar kapıyı açtı ve Sevilay...
Sevilay, Tuğçe'nin annesiydi endişeli görünüyordu.
"Kızım!" dedi sesi titreyerek.
"Kızım nerede?"
Yeni hikayemiz hayırlı uğurlu olsun❤❤❤❤
Bu hikaye biraz entrika, yalanlar, cinayet hikayesi. Pretty Little Liars'ı bilenler anlayacaktır. Zaten tanıtımda da karakterleri tanıttım.