Sabah olmuş herkes okula gitmişti.
Sınav zamanı gelmiş öğrenciler sıralarına geçmişlerdi.
Öğretmen içeri girip yoklamayı aldıktan sonra sınav kağıtlarını dağıtmıştı.
Öğrenciler sınavlarını bitirdiler ve ders bitti.
--
"Bu ne biçim bir sınavdı ya. Hoca işlemediğimiz yerlerden sormuş." dedi sinirle Deniz. "Kesin düşük alacağım."
"Hoca o kadar çalışın dedi ama." dedi Nazar, Deniz'e bakarak.
"Sen tabii sevgilinle çalıştın canım." dedi.
"Deniz o benim sevgilim değil."
"Ama olacağınızı biliyorum ben."
Nazar iç çektikten sonra dolabını açıp kitaplarını aldı.
"Ee kaç bekliyorsunuz?"
"70 falan olur ya." dedi Selin başını kaşıyarak.
"Yuh çok düşük!" dedi Hazan.
"Oha Hazan. 70'e de düşük diyorsan yani sen inek öğrencisin." dedi Deniz.
"Off." dedi Hazan.
"Boşverin de kızlar Tuğçe yaşıyor onu bulmamız gerek bir plan lazım." dedi Nazar.
"Nasıl bir plan? -A bize onun yerini hayatta söylemez." dedi Deniz sinirle.
"-A söylemeyecek zaten biz bulacağız. Tuğçe ne demişti? Günlük." dedi ve çantayı işaret etti Nazar.
Hazan çantasına baktı ve günlüğün orada olmadığını fark etti.
"Ne olamaz! Günlük yok!"
"Gerçekten mi?" dedi Selin. "İnanamıyorum."
"-A aldı. Kesin!" dedi Deniz.
Kızların telefonları titredi ve hepsine -A'dan mesaj geldi.
Benden o kadar ucuz kurtulamazsınız sürtükler.
-A
"Doğru ya. O gün oraya çantayı da götürdük."
"-A bir yolunu bulup almış olmalı."
--
Ceyda ve Derin, kredi kartını alıp alışverişe gittiler.
"Anne nasılım?" dedi Derin giydiği elbiseyle dönerek.
"Güzel."
"Burada harika kıyafetler var."
"Evet."
"Anne. Deniz ve Tolga'yı barıştırdım. Aşırı kolay oldu."
"Süper o zaman." dedi Ceyda telefonla konuşuyordu.
"Anne! Sana diyorum."
"Kızım bir sus telefonla konuşuyorum."
Derin dudağını sıktı ve elindeki elbiseleri yere attı.
"N'apıyorsun?"
"Hani buraya benim için gelmiştik?"
"Senin için geldik zaten."
"Elindeki telefonu bırak artık."
"Babanla konuşuyordum. O olmazsa bu kıyafetleri nasıl alacağız? Akıllan biraz." dedi ve Derin'in kafasına vurdu.
--
Okul bitmişti.
Yağan yağmur öğrencilerin eve gitmesini engelliyordu.
