1×16 - Bu Oyun Sadece Tuğçe Üzerine Kurulu!

89 20 6
                                    

Kızlar Dağdevirenlerin evine geldiklerinde gece yarısı olmuştu.
Deniz ve Berna ikili koltuğa Selin ise tekli büyük koltuğa oturmuştu. Hazan düşünmeden yemek masasının altındaki tabureyi çekti ve oturdu.

Nazar soğuk anahtarı sehpanın üstünde koydu. Duvara yaslanıp ellerini önünde birleştirdi ve derin bir iç çekti.

Selin hemşire kepini eline alıp sallamaya başladı. "Bu kadarını beklemezdim. Yüzünü buruşturdu.

Tekrar derin bir sessizlik ortama hakim oldu. Nefes almak bile gürültülü olmaya başladığında Hazan konuştu.

"Ben beklerdim." Gözlerini uzaklara daldırdı. "Canımızı yakmaya çalışıyor." diye fısıldadı.

Berna öne doğruldu. "Neyden bahsediyorsun?"

Hazan kafasını kaldırıp Berna'nın iri gözlerine baktı. Aniden ayağa kalkması Deniz'in irkilmesine sebep oldu.

"Bir düşünün. Şu 1 senede olan şeyleri gözünüzün önünden geçirin." Hazan, Nazar'a döndü.

"Aras."

Deniz'e baktı.

"Tolga."

Selin'in dolgun saçlarının arasındaki yüzüne odaklandı.

"Emre."

Selin'in koyu kahverengi gözlerinde oluşan burukluğu anlamamak imkansızdı.

Hazan başını öne eğdi. Tıpkı küçük bir kızken, Ece'den çok daha düşük notları yüzünden ailesinin Ece'nin ne kadar harika, Hazan'ın ise ne kadar berbat ve beceriksiz olduğunu anlatırken karşılarında öylece durup sehpanın kırık köşeni izlediği zamanlar gibi sehpaya öylece baktı.

"Sinan." diye fısıldadı soluk dudaklarının arasından. Kafasını kaldırıp kızlara baktı. "Hepimizin ortak yönü ne? Bu yeni insanlar hayatımıza girmeden, canımızı yakmadan önce canımızı ne yaktı bu kadar?" dedi ses tonunu yükselterek.

Herkes anlamıştı ama sadece Nazar söyleme cesareti gösterdi. Gözleri uzaklara daldı.

"Tuğçe."

Hazan, Nazar'a dönüp yavaşça kafasını salladı. "Evet." dedi adeta dudaklarını oynatmadan.

"Sadece Tuğçe, üzerine kurulu bir oyunun parçası. En büyük hamle o!"

Herkes salonun ortasındaki dekore amaçlı konulan satranç tahtasına baktı.

"-A, Tuğçe'ye oynuyor." dedi Hazan sinirle.

"Bu ne demek?" diye sordu Selin.

Hazan'ın gözleri deli gibi dönüyor düşüncelerini tartıyordu.

"Eğer Tuğçe ölü olsaydı." diye başladı Hazan. Kelimelerini tek tek ve dikkatli söylüyordu.

"Eğer satrançta şah olmasaydı oyunu kazanabilir miydiniz? -A'nın aslında büyüleyici bir özelliği yok. Sihirbaz ya da süper zeki biri değil o. Tek yaptığı insanların zayıf noktasına odaklanmak."

"Yani senin demek istediğin.." dedi Deniz.

Hazan tekrar yere odaklandı.

"Tuğçe yaşıyor, onu bulmalıyız ama nasıl?"

Ve elindeki şahla veziri devirdi.

Bu bölüm mini bölüm :) Bugün 3 bölüm attım yani kısa olsun bir zahmet hshshshsh

Tatlı Küçük YalancılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin