2×07 - Evine Hoşgeldin Sürtük!

87 23 30
                                    

Bir Berna bölümü daha şaka şaka. Berna'dan bıkmışsınızdır sndnsn. Hadi artık bizimkilere dönelim.

--

Nalan'ın ofisinde huzursuz bir sessizlik vardı. Aynı Tuğçe öldükten sonra, İlker'in ofisinde yaşanan sessizlik gibiydi. Kimse ne diyebileceğini bilmiyor, konuşma cesaretini kendinde bulmuyordu.

Elbette Nalan durmadı.

Derin ve keyifli bir iç çekti, ardından soruyu herkese sormasına rağmen, ellerini diz kapaklarına silen Hazan'a baktı.

"Bayanlar gitmenize izin vereceğim."

Selin hevesle gözlerini açtı.
"Siz ciddi misiniz?"

"Elbette burası polis karakolu. Görevliler suçluların peşinden koşar, genç asilere su taşımaz. Burada durmanızın bize sağlayacağı tek bir avantaj bile yok. Yalnızca biraz gözünüz korkabilir tabii."

Son cümlesinde özenle Hazan'a baktı.

"Fakat öncelikle, siz genç bayanlardan cevaplarımı alacağım. Elbette hepiniz yalnız başınıza."
Nalan, Fazilet'e baktı.

Birden Deniz, Nalan'ın değişiminin anneleri yüzünden olup olmadığını düşündü. Belki de onları hapise tıkmamak için zor duruyordu.

Nalan ayağa kalkıp kapıya yönelirken Deniz iç çekti.

--

Kızlar sırasıyla, ve hepsi tek başına yeşil duvarlı odaya girdiler. Sorgu tek kişiye yapılıyordu ve bitince odaya başka bir kızı alıyorlardı. Odaların karşısında bir cam vardı, ve hopörlerden bir ses geliyordu fakat camın arkasında olanlar gözükmüyordu.

İlk soru mikrofondan yankılandı.

"Evet Hazan." dedi Nalan'ın sesi.

Hazan odada yalnızken kendini deli gibi hissediyordu. Sanki sesi sadece kendi duyabiliyordi.

"Bize hastane gününü anlat."

Hazan'ın omuzları biraz yukarı kalktı.
"Ben tüm gece uyudum."

Hopörler cızırdadı ve ardından bir ses duyuldu. "Üstün zekana ve inadına bakılırsa grupta kendini düşünen son kişisin. O gece uyuman biraz tuhaf."

"Çok yorgundum."

Nalan'ın bıkkınlıkla iç çektiği duyuldu ama Hazan onun vazgeçmeyeceğini biliyordu.

Ve Nalan, can alıcı soruyu sordu.

"Sence Nazar yaşıyor mu Hazan?"

Hazan nefesini tuttu. Yanaklarının kızardığını hissetti ve ağzı hafifçe aralandı. Nalan'ın sorduğu soruyu kendine yöneltti.

Nazar yaşıyor mu?

Nazar'ı düşündü. Onu o kadar çok özlemişti ki.

Evet yorulmuştu -A yaptıklarıyla psikolojisini darma duman etmişti. Ama eğer Nazar yaşıyorsa onu bulacaktı.

"Nazar yaşıyor ve onu bulacağım."



Hazan sorgu odasından çıkarken kızların koridordaki sandalyelerde oturduklarını gördü. O dışarı çıkınca hepsi ayağa kalktı. Hazan'la birlikte tüm kızlar sorgularını tamamlamış oldu. Kızlar Hazan'a yaklaştı ve sarıldılar.

Onlar sarılırken arkadan İlker'in sesi duyuldu.

"Evinize gidin kızlar. Nazar ile ilgili bir gelişme olduğunda bilgilendirileceksiniz!"

Kızlar Hazan'a baktı, Hazan hızla kafasını salladı.

--

Fazilet anahtarı çevirdi ve kapıyı açtı. İçerisi karanlık ve havasızdı.

Hazan havadaki boğuk kokuyu engellemek için elini havaya sallarken Fazilet kapıyı kapattı.

"Ece düğün hazırlıkları için Londra'ya gitti. Düğün orada olacak."

"Düğün mü?" diye sordu Hazan.

"Sinan ile ciddi olduklarını söylemiştim Hazan." diye mırıldandı.

"Berbat bir ilişkileri var! Yalnızca benim Sinan'dan uzaklaşmam ve aklımı derslere vermem için Ece'yi onu sevmeyen bir adamla evlendiremezsin."

Fazilet, montunu çıkarıp tekli koltuğa yavaşça koydu.

"Onlar birbirlerini seviyorlar tatlım."

"Seviyorlar mı?"

"Hazan daha yeni sorgudan çıktın. Evdesin. Tadını çıkar. Ben her şeyi düşüneceğim tamam mı tatlım?"

Haklıydı Hazan -A ile uğraşırken ablasının sağlıksız ilişkisi hiçbir şeydi.

Hırsla merdivenleri çıktı ve odasına girdi.

Yavaşça kapısını açtı ve lambayı yaktı.

Fakat lambayı yaktığında odada bir hareketlilik vardı.

Kocaman açılan gözlerle Hazan etrafa baktı.

Ve siyahlar içinde bir silüetin, camdan atladığını gördü.

Hemen sehpasının üstündeki masa lambasını yerinden söktü, ve camdan aşağı baktı.

Kimse yoktu.

Hazan kesik kesik nefesler alırken boğulmamaya çalışıyordu. Onu gördüğüne emindi.

Cebindeki telefonu titredi.

"Evine hoşgeldin, sürtük."
-A

Tatlı Küçük YalancılarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin