Flashback,
Berna uyandığında omuzları uyuşmuştu, rahatsızca kıpırdandı ve ani bir hatırlama dalgasına savruldu.
Üvey kardeşinin ona saldırmasını hatırladı hemen. Gözleri büyüdü. Sonra ne olmuştu?
"Adım Aras, kusmuklu."
Berna gözlerini diktiği beyazlıktan doğrulunca onun bir tavan olduğunu fark etti. Yüzünü buruşturdu. Etraf yanık kokuyordu ve omzu çok kötü ağrıyordu.
Yavaşça etrafa baktı. Dışarıda gündüz olduğu belliydi çünkü camdan içeri hafif bir ışık sızmıştı fakat camın görmediği yerler, pislik ve karanlık içindeydi. Sıralı koliler düzensizce üst üste konulmuş, yiyecek artıkları sanki yenildiği yerde bırakılmış gibiydi ve köşede uzun kuyruklu bir fare küçük bir marulu kemiriyordu.
Berna gözleriyle etrafı tararken kolilerin yanında, ondan biraz uzaktaki çocuğu gördü.
Çocuk kir içindeydi. Üstü başı mahvolmuştu. Giydiği tişört griydi fakat kirden kaynaklı olduğu belliydi. Dar bir kot giymiş, bacaklarını önünde toplamıştı ve elindeki bıçakla çürük bir elma kesiyordu.
Çocuk kafasını hiç kaldırmadan, "Güzellik uykusu nasıldı?" diye sordu alayla fakat ciddi tavrını bozmadan.
Berna sorusunu umursamadı. Elini omzuna götürdü ve yüzünü buruştururken sordu;
"Beni sen kurtardın değil mi?"
Çocuk burnunu çekti, ve başını elmasından kaldırdığı kısa bir an eliyle kolilerin üstünde duran siyah bir hırkayı işaret etti.
Hırka kusmuk içindeydi.
"Evet, iyi bir teşekkür alamasamda."
Berna dudağını ısırdı. Utançtan ölebilirdi.
"Üzgünüm gerçekten."
"Sorun değil."
Berna kirpiklerinin ardından çocuğa baktı. Allahım çok yakışıklı.
"Adım Berna." dedi usulca.
Çocuk, ismi umrunda değilmiş gibi "Aras.." dedi dümdüz.
Berna, Aras'ın üvey kardeşini nasıl dövdüğünü düşününce güldü. Tam bir erkekti.
"Kardeşimi fena dövdün."
"O kardeşin mi? Pisliğin teki."
Berna yeniden güldü. "Üvey kardeşim ve evet öyledir."
Çocuk bıçağa aldı elma dilimini ağzına attı.
Ardından Berna ciddileşti, ve etrafına daha dikkatli bakmaya başladı.
"Neredeyiz? Eve dönmeliyim."
Çocuk ifadesiz konuştu.
"Teşekkürümü almadım."Berna kafasını salladı. Ayağa kalktı ve çocuğa yaklaştı. Çocuğun bakışları arasında eğildi ve ona küçük bir öpücük verdi.
"Verebileceğim tek şey bu."
Ardından gülümsedi, ve arkasını döndü.
"Yeniden teşekkürler, hoş-"
Aras kızı kolundan tuttu, ve bu sefer onu o öptü. Fakat bırakmadı. Kızı dahada kendine çekti ardından soluklarının arasından konuştu.
"Şimdi asla gidemezsin."
Flashback son.
Berna kısa bir duraksama yaşasada, merdiven başındaki elini çekip askılığa koştu ve ceketini alıp Dağdeviren'lerin evinden koşarak çıktı.
Spor ayakkabıları asfalt zeminde patırdıyor, koşar vari havası loş cadde de hafif sesler çıkartıyordu.
Aras o kadar hızlı dışarı çıkmıştı ki, yolun iki yanında da onu göremedi. Birkaç adım daha attıktan sonra bağırdı.
"Aras bekle neredesin?"
Ve ilerideki arazide Aras'ın gölgesini gördü.
Ayakları hemen harekete geçti. Hızla Aras'ın peşinden koştu.
Gölge ağaçların arasından süzüldü.
Berna deli gibi koşmaya başladı. Aras'ı öyle çok özlemişti ki, o bir kaç saniyelik bakışma öyle az gelmişti ki kendini, Aras'ın peşinden ne zaman dışarı attı hatırlamıyordu bile.
Artık caddeden tamamen kopmuş otlak arazide Aras'ı kovalıyordu.
Aras neden ondan kaçıyordu? Aras zararsızdı hele ki Berna'ya hiçbir şey yapmazdı. Hem neden yapsın ki?
Belki de Aras, artık olduğu kişiden korkuyordu.
Hayır. Aras, eski Aras'tı. Berna başına neler geldi bilmiyordu fakat o Aras'tı. Sevdiği, aşık olduğu Aras.
Milyonlarca kütükten geçti, ardından solulanmak için durdu. Daha fazla koşmasının imkanı yoktu.
Ellerini diz kapaklarına koymuş soluklanırken, koluna bir darbe hissetti ve onu çekti.
Berna kafasını kaldırdığında, karşısında Aras'ı buldu. Kütüğe dayanmiş ve onuda yanına çekmişti.
Berna şaşkınlıkla nefes verdi. Ardından Aras'ın boynuna yapıştı.
Aras ona öyle sıkı sarıldı ki, Berna ağlamamak için kendini zor tuttu.
Şimdi değil. diye düşündü Berna. Sonra ağlarsın. Şimdi sadece tadını çıkar.
Ve Aras'ın muhteşem nane kokusunu içine çekti. Ardından yüz hizasına döndü ve aynı anda birbirlerinin dudaklarına yapıştılar. Berna, Aras'ın inlediğini duydu. Sonra çok zor olsada, Aras geri çıktı. Ellerini Berna'nın yüzünden çekmeden, Berna'yı sakinleştirici sesler çıkardı ve Berna'yı sevdi.
Ardından fısıltıyla konuştu.
"Sorun yok, sorun yok bebeğim."
"Neredeydin? Neden benden kaçtın?"
Aras sesini iyice kıstı.
"Bizi izliyordu, üzgünüm çok üzgünüm.""Kim Aras? Kim bizi izliyordu? Kimden kaçıyorsun?"
Aras, Berna'nın elmacık kemiklerini sevdi. "Söyleyeceğim, söyleyeceğim. Senden tek bir şey istiyorum. Sonra bir süre sobra senin için geri döneceğim söz veriyorum."
Aras tekrar Berna'nın dudaklarına yapıştı ve onu öptü. Daha hırslı ve daha hırslı. Adeta son kez öpüyormuş gibi.
Ardından Berna yavaşça geri çekildi. Alınları birbirine yaslıyken fısıldadı.
Aras yorgun gözlerle Berna'ya baktı.
"Nazar'ı bul. Ona bir şey söylemen gerek."
Aras duraksasa da devam etti.
"Onu bul ve her şeyi anlat."Berna kaşlarını çattı. "Ne söyleyeceğim?"
Aras nefes verdi. "-A'nın kim olduğunu, Nazar'a söylemelisin!"