#12: Şeftali rengi

1K 154 82
                                    

*Bekleyemedim ve bugün yayınladım sjdjd

Kerem'in arkadaş çevresine bayılıyorum. Özellikle Batı için kafamda güzel şeyler dönüyor...

Yıldıza basmayı unutmayalımmm :') *


SPEKTRUM

12. BÖLÜM: Şeftali rengi

*Matematik bilmeyenlere doğanın güzelliğini gerçekten hissettirmek çok zor.
-Fizik Yasaları Üzerine, Richard P. Feynman*

"Ah!" dedim acıyla, "Kafam tavana çarptı!"

"Kucağında elli kilo taşıyor da olabilirdin, iyi yönünden bak biraz!"

Altımdaki Ziynet'e cevap vermedim kafamı ovuştururken. O da masumdu. Osman söz verdiği gibi gelseydi şu an yarımız onun arabasında gidiyor olacaktık.

"Hep Osman'ın suçu bunlar!"

Ziynet'in yanındaki Kerem ve Batı koltuğun kalan kısmında neredeyse kucak kucağa oturuyorlardı. Hızla kafalarını salladılar.

"Ben ona gününü göstereceğim zaten."

"İyi ki Muratlar gelmedi. Murat kucağıma oturmuş olsa kaslarım sönmüştü. Kerem yine fit maşallah."

"Eyvallah kardeşim."

Şoför koltuğundaki Mete bizi asla umursamadan kullanıyordu spor arabasını. Yanındaki İbrahim de rahatça yayılmıştı tabi. Biz, normalde iki kişilik olan arka koltuğa dört kişi, elimizde piknik sepetleriyle yaklaşık bir saattir sığmaya çalışıyorduk. Yani, şartlar evrensel insan haklarına kesinlikle aykırıydı.

"Kolum..."

"Şu bacağını..."

"Çekersen..."

Ve bir tepecik sonrası tekrar havaya fırlamamız... "Ah, kafam!"

"Rot balans ayarını öpeyim Mete!"

"Mete senin o rampayı görmeyen gözünü seveyim!"

"Şu bebek arabasına para veren elini... Kerem, kulağını çeker misin canım?"

"Kulağımı mı çekeyim!?"

"Amma abarttınız ha!" diyen İbrahim'e elimizden gelse o anda kafa göz dalardık -Ziynet dahil- ama araba birden durdu. Şoför koltuğuna sıkıca sarılmış vaziyetteydim.

"Geldik mi? Ben Turuncu'nun sırtından başka bir şey göremiyorum da."

"Geldik Ziynet... Şimdi. Hemen terk edin narin arabamı!"

Küçük ama inanılmaz sevimli gümüşi arabadan toplam altı kişi bir kısmımız gazi de olsa çıkabildik. Eklemlerimi esnetirken ormanlık alana baktım.
Öğleden sonrayı biraz geçmişti. Uzun ağaçlardan serin rüzgarlar esiyordu üstümüze. Henüz bahar tam anlamıyla gelmediği için ortalıkta bizden başka piknik yapan görünmüyordu.

"Güneş gitti bile. Geciktirdiğin için teşekkürler Ziynet..."

Ziynet gözlerinden ateşler çıkararak İbrahim'e döndü, "Ben mi geciktirmişim? Siz daha piknik kadrosunu bile ayarlamamıştınız."

SpektrumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin