*Bazılarınız için sürprizli bir bölümle karşınızdayım 💜
Bütün soruların cevabı da çok yakınımızda.
Keyifli okumalar, yıldıza basmayı unutmayalımmm :') *SPEKTRUM
15. BÖLÜM: Karpuz pembesi
*Uzun süren hayatım boyunca, bütün gücümle elle tutulabilir gerçekliğin yapısını anlamaya çalıştım.
-Albert Einstein*
"Babamın bir haftada çok yol kat ettiğini söylediler. Sıkıntı yok. Ama... Dün gece bir kabus gördüm. Nasıl anlatsam... Korkunçtu Turuncu! Boğuluyorum sandım."
Kerem'i hoparlöre alıp mutfak tezgahını temizlemeye devam ettim, "Ne gördün?"
"Bir sabah vakti, uyanıyorum. Beni öperek uyandıran, küçük kızım. Böyle kumral, tatlı bir şey."
"Bak sen. Aşka inanmıyordun, evlenmiş misin?"
İsyankar bir ses tonuyla, "Maalesef!" dedi, "Sonra küçük oğlum geliyor. İkizler mi ne, aşırı benziyorlar ve aynı boydalar. Kızımı sırtıma alıyorum, oğlumu kucağıma."
"Kız sırtta, oğlan kucakta. Her şey yolunda gibi."
"Ya, evet. Sonra bir oğlan daha geliyor. Bu biraz daha büyük. O da bacağıma tutunuyor. Beş dakikalık yolu yirmi beş dakikada zar zor yürüyorum. Acıkmışım."
Gözlerimi devirdim. Sabırsızca cevap verdim, deterjan genzimi yakarken.
"Mutfağa gidiyorsun yani. Ve?""Mutfakta iki kız daha var!"
"Eee?"
"Anlamıyor musun?" dedi sitemle, "Baba olmuşum! Baya baya baba olmuşum. Baba üslü beş baba olmuşum."
Kahkahalara boğulduğumda Kerem telefonun ucunda tepiniyordu.
"Ne? Ne var? Nesi komik bunun? Hayatımın en kötü kabusuydu."
"Çok ayıp Kişot." dedim gülmeye devam ederken, "Çocuk sahibi olmak için uğraşan insanlar var bu dünyada."
"Yani evet, haklısın ama... Manipülasyona ara verir misin iki dakika? Çocuk istemeyen insanlar da var... Beş taneydi diyorum. Bıcır bıcır, asla susmayan, bir buçuk metre aşağıda. Bel fıtığı garantili gibi. En son bir yerlerden bebek ağlaması geliyordu ki dehşetle uyandım."
"Altıncı mı gelmiş yoksa?"
"Yok. Yoğun bakımla doğumhane yan yana."
Ellerimi yıkarken su sesi kıkırdamalarıma karıştı. Kerem devam ediyordu.
"Neden eve gittin sen? O ev tam bir tehlike yuvası. Dört bir yandan sarılı. Tıpkı canım yurdum gibi."
İbrahim ve Ziynet'e yalvarmak suretiyle de olsa bu sabah eve gelmiştim. Mutfaktaki işim bitmişti, son bir bakış attım.
"Merak etme," dedim elimi kurularken, "akşam beni tekrar alacaklar."
"Gerek yok. Ben geleceğim."
Bir an nedense neşelendim, "Gerçekten mi?"
"Bir işim var, o biter bitmez evdeyim. Yalnız kalmaktan korkarsan bizimkilere söyleyelim."
"Korkmam." dedim. Eklemek istemesem de, alışıktım,
"O adam... Bulundu, dedi Mete. Doğru mu?"Kerem bir nefes bıraktı telefona. "Bana da öyle söylediler. Bizzat ilgilenmemi yasakladı Şahin abi. Bakmama bile izin vermiyorlar."
![](https://img.wattpad.com/cover/190729210-288-k447417.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spektrum
Science FictionGözlerini açtığında hiçbir şey hatırlamıyordu... Renklerden başka. Turuncu'dan size küçük bir uyarı: Siyahtan uzak durun. *** Bu hikayenin gerçek kişi, kurum ve kuruluşlarla bir ilgisi olduğuna dair bir izleniminiz olursa; o kişi, kurum ve kuruluş...