#11: Kan kırmızı

1.1K 158 73
                                    

*Yıldıza basmayı unutmayalımmm :') *

SPEKTRUM

11. BÖLÜM: Kan kırmızı

*EPR deneyine göre, kuantum âleminde parçacıklar birbirleri arasında telepati yapar gibi davranmaktadırlar. Telepati, bir başkasının düşüncelerini okuyabilme veya değiştirebilme yeteneğidir.*

Telefonumun ışığı yandığında mesaj geldiğini anladım. Birkaç gündür olduğu gibi yine. Dilara. Kerem'in dikkatini çekmeden odama geçmeliydim.

Koltuğa rahatça oturmuş kitap okuyordu, ayaklarını sehpaya uzatmıştı. Yavaşça ayağa kalktım. Dönüp bakmadı bile. Hemen odama girip kapıyı kapattım.

#Nasıl gidiyor kontrol denemeleri?# yazılıydı mesajda.

Aslında iyi gidiyordu. Ama sorun şuydu ki, benden istedikleri zihin kontrolü çok daha geniş kapsamlıydı. Başkasının beynine fikir yerleştirmekten bahsediyorlardı. Ben sadece hisleri değiştirebiliyordum. Dilara'nın söylediğine göre, fikri kelimeler aracılığıyla verdikten sonra kişinin hislerini değiştirerek bunu başarabilirdim. Hatta konuşmadan da yapabilirdim pratik yaparak.
Manipülasyon.

#İyi gidiyor. Bir sorun mu var?#

Cevap gecikmedi: #Kerem Kuman'a güvenme.#

#Bu da ne demek?# yazdım hemen.

İki haftadır söyledikleri her şeyi yapmıştım. Bir zarar da görmemiştim onlardan. Ama böyle bir şeyi nasıl söylerdi?

#Geçmişini araştırıyoruz. Pek hoş değil. Kendine dikkat et.#

Yine üstü kapalı ifadeler ve bir veda. Her konuşmamız böyle sonuçlanıyordu. Bana herhangi bir bilgi vermiyordu hala. Anlayamıyordum, Kerem'i neden araştırmışlardı ve ne hoş olmayabilirdi ki? Kerem'den bahsediyorduk.

Zil sesiyle sustu düşüncelerim.
Telefonu yatağımın üzerine bırakıp odamdan çıktım. Kerem ortalıkta yoktu. Nereye gitmişti beş dakikada bu?

Kapıyı açtım yavaşça. Mete gelmişti.
"Hoşgeldin Mete."

Kafasını eğerek selam verdi her zamanki gibi. Kabanını çıkardıktan sonra koltuğa gergin bir şekilde oturdu, ayaklarını bile uzatmadan.

"Kerem nerede bilmiyorum ama ararım istersen."

"Gerek yok," dedi. "evde olmadığı için geldim zaten. Gece vakti tek başına olmanı istemedi."

"Başıma bekçi mi dikti yani?"

Bir hışımla telefonuma koşup o serseriyi aradım ama içeriden geliyordu Numb'ın giriş müziği.

"Bir de telefonunu evde bırakıyor! Hadsiz."

Mete ifadesizce beni izliyordu. Pes edip yanına oturdum. Sataşacak yer arıyordu ruh halim.

"Sen gülmez misin?"
Kollarımı kavuşturmuştum sinirle söylenirken, "Yani arada bir mimik oluştursan mükemmel yüzüne bir zarar gelmez kanaatindeyim!"

SpektrumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin