#4: Menekşe

1.5K 195 77
                                    

SPEKTRUM

4. Bölüm: Menekşe

*Bazı bilim insanlarına göre bir insan gün içerisinde 70,000 düşünceye sahip olur. Fakat bunlardan biri bile karşısındakini tam olarak anlamaya yetmez. Dünyadaki en zor eylem, anlamaktır.*


"Biz ayrı dünyaların insanlarıyız!"

Ağlamaklı bir kadının haykırışı üzerine açtım gözlerimi. Üstümdeki kalın battaniye yüzünden terlemiştim, tekme tokat ittim esnerken.

Bu sırada filmdeki adam kadına yalvarmaya devam ediyordu. İkisinden biri fakir olmalı. Parayla saadet olmazsa parasız hiçbir şey olmaz, bunu herkes bilir.

Tamamen uyandığımda hızlıca toparlanıp oturdum. Hala uykulu olan gözlerimle etrafı süzüyordum. Karşımdaki kanepeye uzanmış Kerem kollarını başının altında kavuşturmuş, bulduğu yeşilçam filmini izliyordu. Uyandığımı görmemiş ya da umursamamıştı. Yüzümü kaşıdım.

Ekrandan gelen üzüntü sarısı olduğu gibi beynime akmıştı.

Biraz sonra reklam girdi.
Bir deterjan satmaya çalışan kadındaki yapmacık heves ve çingene pembesi.

Kerem kanalı değiştirdiğinde bir yabancı filme rastladık.
Kavga eden adamın acı çeken suratı ve ağlayan bir çocuk. Ve kahverengi ve asker yeşili ve limon sarısı ve küf rengi...

Çocuğun üzüntüsü. Adamın yumruk yemiş suratındaki kanı.
Midem bulanıyordu.

Reklam kurtardı yine beni. Kerem tekrar zapladığında komik videolar çıkan bir program bulmuştu. Ama hayır, burada da insanların trajik kazaları vardı ekranda.

Ne yani, şimdi gerçekten de şu kaydıraktan kayarken düşen çocuklar izleyenlere komik mi geliyordu? Onlardan yükselen koyu toprak renkleri hoşlarına mı gidiyordu?

Başım dönüyordu. Bir kız yeni bir şey denerken kafasını kapıya çarptı. Kafam acımıştı. Bir diğeri paten kayarken yüz üstü düşmüştü.

Acı. Bronz rengi...

Gözlerim yanıyordu. Buna katlanamayacaktım. Hayır.

"Kerem!"

Yanlışlıkla haykırdığımda şaşkınca bana baktı. Nasıl göründüğümü Allah bilirdi, bana kalırsa kusacak ya da ağlayacak gibiydim.

"Günaydın Turuncu Hanım?"

"Lütfen..." durakladım, dişlerimi sıkıyordum. Koyu kahverengi. "Televizyonu... Kapatabilir misin?"

"Sebep?"

"Başım ağrıyor!"

Yanak kaslarından biri seğirdi, kızdığını bunu görmesem de hissedebiliyordum zaten, bordo.

"Benim ağrımıyor."

O kadar saçma ve bir o kadar mantıklıydı ki daha da sinirlendim. Renkleri daima algılayışımı zaten durduramıyordum ama televizyonda anlık değişen ruh halleri veya durumlar ve onlara müdahale edememek beni çıldırtacaktı.

SpektrumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin