Merhabaaa❤️
Biz uzun zaman sonra yeniden geldik...😍
Sevgili okurlarım; Baytar Hanım, aldığım bir karar sonucu, yeniden Wattpad'e dönüyor.🥳🥳
Bölümleri belirli aralıklarla paylaşmayı düşünüyorum ama kafamda daha net bir plan yok. Düzenleme yaparak kitabın son halini paylaşacağım için yorumların hepsi genele düşecek. Bu da demek oluyor ki bol bol satır arası yorum yapmalısınız.😅
O zaman sizi yeniden Baytar Hanım'la baş başa bırakıyorum.🫠
Başlama tarihini buraya bırakabilirsiniz...🥰
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.⭐️
Kitabım tamamen hayal ürünüdür. Lütfen gerçeklerle bağdaştırmayınız.
Keyifli okumalar...💞
Havalimanında biletim elimde tedirgin bir şekilde uçağın kalkış saatini beklerken avuç içlerim istemsizce terliyordu. Büyük bir adım atıyordum ve kararımdan ne kadar emin olsam da korkmuyor değildim. Küçük bir kaçış serüveniydi benimki. Bazen tam sınıra geldiğinizde bir kaçış yolu ararsınız. Ben de böylesini uygun görmüştüm. Niyetim kurtulmaktı. Sadece kurtulup özgürlüğümü ilan edecektim.
Ailemin henüz kaçtığımdan haberi yok. Babam öğrendiğinde kıyameti koparacak ve beni bulmak için elinden geleni ardına koymayacak. Bu süreyi olabildiğince geciktirecektim. Elbette sonsuza kadar saklanacak değildim ama bana hemen ulaşması istediğim en son şeydi. Ulaşmasında sakınca yoktu ama hemen ulaşırsa, yani ben ayaklarımın üzerinde durmadan beni bulursa kolumdan tuttuğu gibi geri götürürdü.
Saatime baktığımda hâlâ zamanımın olduğunu gördüm. Adımlarım beni lavaboya götürdüğünde ihtiyaçlarımı giderip ellerimi yıkadım. Makyajımı bozmayacak şekilde yüzüme biraz su çarparak sakinleşmeye çalıştım. Aynada gördüğüm mavi gözler bugün bulutluydu. Heyecanımın yanında buruk bir hüzün de hissediyordum. Kalbim kırıktı biraz. Keşke diyordum bazen, keşke böyle olmasaydı.
Açık bıraktığım sarı saçlarımı geriye atıp elimle düzelttim. Yüzüme yaptığım hafif makyajı da biraz tazeleyip bluzumu ve üzerine geçirdiğim kapüşonlumu düzelttim. Hazır olduğumu düşünerek lavabodan çıktım. Saate tekrar baktığımda zamanın az kaldığını görerek hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Uçağı kaçırmak benim için hiç iyi olmazdı. Bu kadar yaklaşmışken geri dönemezdim. Fakat ne yazık ki seri adımlarımı Tuna'yı görene kadar atabilmiştim. Aniden duraksarken korkuyla bir iki adım geri attım.
Allah kahretsin! Nereden anlamıştı kaçtığımı? Nasıl olur da gelirdi buraya kadar? Acaba tahmin mi etmişti? Kafamda uçuşan sorulara cevap ararken o kadar tedirgindim ki, bir an ne yapacağımı bilemedim. Arkası dönük ve biraz uzağımda olması avantaj sağlarken sağa sola bakınmasından beni aradığı açıkça belliydi. Nasıl haberi olmuştu bilmiyordum ama bütün planlarımı bozmasına izin veremezdim. Beni görmemesi gerekiyordu. Şu aşamada beni göremezdi.
Allah'ım ne yapacağım ben? Sen yardım et. Bir daha eskiye, onun ve ailemin esaretine dönemem.
Adımlarım tedirginlikle geri geri giderken bir yandan da kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Fakat sert bir göğse çarparak durmam uzun sürmedi. Ne olduğunu anlayamayarak hızla arkamı dönüp sert göğsün sahibinin kim olduğuna baktığımda başımı biraz kaldırmak zorunda kaldım. Gözlerim, karşımda çatık kaşlarıyla bana bakan adamın gözlerine değdiğinde daha önce yaşamadığım bir şekilde tutuklu kaldım. Lakin Tuna'nın aklıma gelmesiyle silkindim, karşımda bana hâlâ dik dik bakan adamın arkasına geçerek lacivert tişörtüne tutundum. Kalıplı vücudu ve uzun boyu beni rahatça saklarken yana eğilerek Tuna'ya baktım. Hâlâ etrafta beni arıyordu. Ne zaman vazgeçeceğini çok merak ediyordum. Tek istediğim hayatımdan defolup gitmesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baytar Hanım (Basıldı)
General Fiction"Aşkın en bordo haliydi bizimkisi..." Mutluluğun peşinden koşarken ayağım takılıp dizlerimin üstüne düştüğümde küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladım. Tam o sırada beyaz atlı olmasa da yeşil kamuflajlı bir adam çıktı karşıma. İlk başta siyah botlar...