Keyifli okumalar...🤩
Her karanlığın ardında bir aydınlık, her aydınlığın arkasında da bir karanlık vardır. İnsanoğlu her seferinde aydınlığı istese de karanlığı yaşamadan aydınlığı bilemez. Ben de yeni bir karanlıktan kurtulup aydınlığıma yaklaşıyordum. Birçok kötü olay yaşasam da hayatımdaki insan her şeyi unutmamı sağlıyordu. O beni sevip sarıyordu ya karanlıklarım yeniden aydınlık oluyordu.
Sabah gözlerimi araladığımda ne yazık ki Cihangir yanımda yoktu. Bu duruma biraz hoşnutsuz yaklaşsam da yanımda uyuyamazdı. Hatta gece yere düşmüş bile olabilirdi. Sessizce odalarda onu ararken yatağında buldum. Normalde bu saatte çoktan uyanan adam şimdi uyuyordu. Belki de bütün gece uyumamıştı. Bilemiyordum. Ben onun yanında fazlasıyla huzurlu uyumuştum.
Bir süre keyifle uzaktan onu izledim. Aslında daha yakından izlemek isterdim ama kesin uyanırdı. Onu rahatsız etmemek adına sessizce odadan çıkıp mutfağa girdim. Girdim girmesine de ben şimdi ne yapacaktım? Beceriksizliğim nam salmışken kendimden ümitsizdim.
Çaydanlığa uzandım. Burçak'tan az çok görmüştüm. Bazen küçük şeyleri bana yaptırırdı. Yusuf da sürekli çay koyduğu için alışmıştım. Yapabilirdim sanırım. Çay suyunu koyarken çaydanlığın kapağını düşürmemi ise heyecanıma verdim. Biraz ses olmuştu. Kendime kızarak kapağı yerden aldım.
"Aferin İnci, dakika bir, gol bir."
Kendi kendime homurdanırken dolabı açarak kahvaltılıkları çıkarıp tezgâha yerleştirmeye başladım. Hazır şeyleri alıp bir yerden bir yere koymak zor gelmiyordu en azından. Domates ve salatalık çıkarırken domatesin birini düşürdüm. Almak isterken de kafamı tezgâha çarpmıştım. İnleyerek doğrulup elimle başımı tuttum. Şanssızdım da galiba biraz. Bir kere sakarlığa kurban gidince arkası kesilmiyordu.
"Gerçekten yetenek abidesiyim. Aptal dolap."
Ters ters dolaba bakıp söylenmemle pes etmeyerek tavayı çıkarttım. Yumurtaları da tezgâha koymuştum. Bu benim ilk yumurta tecrübem olacaktı. Bir kap çıkartıp yumurtaları kırmak ne kadar zor olabilir ki... Tecrübesizdim lakin azimliydim. İlk denemede iki yumurtayı fazla sert çarpmış olacağım ki her yer yumurta oldu. Fakat kabın içine pek isabet ettiremedim. Dudaklarımı büzdüm. İlk deneme için fena değildim. İkinci denememde ise kabın içinde yumurta vardı, evet. Fakat aynı zamanda neredeyse bütün kabuklar da içinde geziyordu. Moralim bozularak önümdeki kabı lavabonun içine koydum. Burçak yaparken ne kadar da kolaydı her şey. Bence yumurta yemesek de olurdu. Elime aldığım salatalığı yıkayıp soymak isterken kaynayan çaydanlık taşmış her yer su olmuştu. En sonunda isyan ettim.
"Ay mahvoldu ocak ya. Of ne yapacağım ben..."
Kendi kendime sinirlenirken telaşla çayın altını kapattım. Yanaklarımı şişirerek arkamı döndüğümde sevdiğim adamın ela gözleriyle karşılaştım. Yüzünde gördüğüm beni etkileyen tebessümüyle kollarını göğsünde bağlamış kapıya yaslanarak beni izliyordu. Üzgünce omuz silktim.
"Uyandırdım değil mi?"
Kollarını çözerek yanıma yaklaştı. Belime sarılıp alnımdan öptü.
"Mutfağa küçük bir ses bombası atsan da aynı işlevi görürdü."
Kaşlarım çatıldı. Başımı kaldırarak yüzüne baktım.
"Hiç de bile. Bence gayet iyi gidiyordum."
Gülümsemesini saklamaya çalışmakla meşguldü.
"Mükemmel bir kahvaltı hazırlayacağını biliyorum ama zahmet etme sevgilim. Giray aradı, bizi kahvaltıya bekliyorlar."
![](https://img.wattpad.com/cover/192180226-288-k933780.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baytar Hanım (Basıldı)
General Fiction"Aşkın en bordo haliydi bizimkisi..." Mutluluğun peşinden koşarken ayağım takılıp dizlerimin üstüne düştüğümde küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladım. Tam o sırada beyaz atlı olmasa da yeşil kamuflajlı bir adam çıktı karşıma. İlk başta siyah botlar...