Keyifli okumalar...🥰
Cihangir'den...
Aşk, sevgi, mutluluk ne güzel ifadelerdi. Ama tek başına ne yazık ki bir ilişkide yeterli değildi. İlla ki etkileyen faktörler, yan ifadeler de olmalıydı. Mesela bağlılık gibi, huzur gibi, güven gibi...
Güven...
Beş harf, iki hece. Ama kattığı anlam bir ilişkiyi ayakta da tutabilirdi, yerle bir de edebilirdi.
Şimdi biz hangi taraftaydık?
Sevdiğim kadının göz göre göre yalan söylemesi içimdeki bir şeyleri alıp götürüyordu. Tek tesellim en azından yalan söylerken utanıp gözlerini kaçırmasıydı. Bu onun hiç yoktan yalana alışık olmadığını ve söylerken zorlandığını gösteriyordu. Bana ufaklık dediğim için kızan küçük yalancım keşke ne kadar haklı olduğumu görebilseydi...
Daha en başta bankanın aradığını söylerken bile rengi kaçmış, tedirgin duruşu ve gözlerini kaçırması her şeyi ele vermişti. Yemeğe kadar söylemesini bekleyip üzerine gitmemiştim ama sabrım ne yazık ki sonuçsuz kalmıştı. Yemekte ilk fırsatta ondan habersiz telefonunu alıp kimin aradığına bakmıştım. İsimsiz numarayı Giray'a göndererek öğrenmek benim için çok basit olmuştu.
Ben onun telefonunun şifresine kadar bilirken o, bordo bereli sevgilisini fazla küçümsüyordu.
Kısa sürede gelen mesajla istemsiz bir şekilde moralim bozuldu. Giray arayan kişinin Tuna Şahin olduğunu yazmıştı. İnci'nin eski nişanlısının araması ve bu kadar paniklemesi benim de canımı sıktı.
Oysa ben bunların olacağını biliyordum.
İnci'yi ilk gördüğümde nişanlısından kaçan küçük bir kızdan ibaretti. Eski nişanlısı havalimanına kadar gelmişti onu ararken. Buraya kadar gelebileceğini de tahmin etmek zor değildi. Ama benim merak ettiğim şey, İnci'nin bana yalan söylemesindeki sebepti.
Yemeğin ardından İnci'yi kliniğe bırakarak Tuna'yı araştırdım. Buraya geldiğini öğrenmem ise gerilmeme sebep oldu. Demek ki bulmuştu İnci'yi. Ya da İnci söylemişti yerini. Fakat bu ihtimali elemem uzun sürmedi. İnsan kaçtığı kişiye bulunduğu yeri söyler miydi? İşte en can alıcı kısım da burasıydı. Sevdiğiniz kişiden emin olamamak can sıkıyordu.
Evine geldiğimde onu hazırlanmış çıkarken bulmuştum. Bana doğuma gideceğini söyleyince inanmak istedim. Gerçekleri bile bile bir şans verip bana anlatabileceğini, birlikte çözebileceğimizi söyledim. Benim sevdiğim olduğunu söylerken bana itaat etmesini değil, onu koruyacağımı, yanında olacağımı anlamasını istedim.
Ama yine susmayı seçti.
Yine de onu takip etmek yerine serbest bıraktım. Nasıl olsa nereye gittiğini öğrenmek benim için zor değildi. Tek istediğim yanlış bir şey yapmamasıydı.
Ta ki telefonla onu arayana kadar.
O herifin sesini duyduğumda kalbimde hissettiğim ağırlığın büyüklüğü tarifsizdi. Şu anki durumun hiçbir açıklaması yoktu. Benim sevgilim, benim kadınım şu an benden habersiz, yalanlarla eski nişanlısının yanındaydı ve telefonunu açan it bana İnci'nin müsait olmadığını ve nişanlısını rahatsız etmememi söylüyordu.
İnci'nin beni düşürdüğü durumun telafisi çok zordu. Belki de imkânsız... Bir ilişkiye başlamak çok kolaydı fakat marifet devam ettirebilmekteydi.
Bu olayın hemen üzerine göreve çıkmam belki de bizim için olumlu olmuştu. Çünkü İnci'yle o an karşılaşmış olsaydım çok daha fazla kırardım kalbini. Fakat bir yandan da karşıma geçip ne diyeceğini merak ediyordum. Bir hafta olmuştu... Onsuz geçen koca bir hafta. Normalde arar defalarca sesini duyar, gülüşüyle mutlu olurdum. Şimdi ise telefonumu bir kez bile açmamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/192180226-288-k933780.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baytar Hanım (Basıldı)
Ficción General"Aşkın en bordo haliydi bizimkisi..." Mutluluğun peşinden koşarken ayağım takılıp dizlerimin üstüne düştüğümde küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladım. Tam o sırada beyaz atlı olmasa da yeşil kamuflajlı bir adam çıktı karşıma. İlk başta siyah botlar...