52. bölüm

104K 7.2K 1.9K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...🙋

Geçen bölümde sizden şehirleri yazmanızı istemiştim ve fark ettim ki Türkiye'nin dört bir yanından kitabımı okuyanlar var. Hepinizi çok seviyorum.

Tabii bir de kardeş ülke Azerbaycan dan okuyanlara sevgilerimi selamlarımı gönderiyorum.

Ve Almanya... Sevgiler..

Bu günde yaşları yazmanızı istiyorum. Sanırım okurlarımın çoğu benden küçük. Kendimi yaşlı hissediyorum artık.🙈😅

Öncelikle ben başlayım o zaman.
Ben 27 yaşındayım.

Ay bir zamanlar yirmi yediymişim 😂😂

Keyifli okumalar...🤗

Cihangir'den

3 ay sonra...

Her şey Ankara'ya çağrılmamla başlamıştı. En çok İnci'yi uyurken hastane odasında bırakmak zor gelmişti. Uyandığında ilk beni göremeyecek olması canımı sıkmıştı. Zaten benim yüzümden yaşadığı onca şey içimi yeterince acıtıyordu. Meğer bunlar sadece başlangıçmış. Nereden bilebilirdim ki ailesinin bu kadar ileri gideceğini?

"Cihangir, bak oğlum seni sevdiğimi bilirsin. Sen ordumuzun gururu diyebileceğim askerleri arasındasın lakin yine birinin kuyruğuna basmışsın. Acısı buraya kadar geldi."

Ekrem Albay karşımda koltuğa oturmuş benimle konuşurken onu ayakta hazır olda bekliyordum. Kimin kuyruğuna bastığımı düşünüyordum. O kadar çoktu ki hangisi sesini buraya kadar duyurabilirdi?

"Komutanım ben..."

Sözümü kesen Ekrem Albay koltuğu gösterdi. "Önce şuraya otur."

"Emredersiniz komutanım."

Koltuğa otururken Ekrem Albay öne doğru eğilerek ellerini masanın üzerinde birleştirdi.

"Mümtaz Sargın... Derdi ne seninle?"

Albayın ağzından dökülen isimle şimdi anlamıştım kimin kuyruğuna bastığımı. Dişlerimi sıkarken nasıl bu kadar ileri gittiğini düşünüyordum. Oysa ben sadece kızını sevdim. "Kızı komutanım, İnci Sargın."

Ekrem Albay biraz merakla bana bakıp dudaklarını araladı. "Gel sen şunu bana baştan anlat bakalım Cihangir."

Sıkıntılı bir nefes verdiğimde üstünkörü İnci ve babasıyla olan sorunları anlattım. İnci'yi çok sevdiğimi fakat babasının bu ilişkiyi istemediğini, İnci'yi zorla evlendirmek istediklerini dile getirdim. Ekrem Albay beni dikkatle dinledikten sonra arkasına yasalanarak bir süre ciddiyetle düşünmüş sonra ise konuya girmişti.

"Bak oğlum, sana oğlum diyorum çünkü biliyorsun bendeki yerin farklıdır. Şayet ki farklı olmasa bile koskoca TSK seni ya da hiçbir askerini ensesi kalın bir adam için harcayacak acizlikte değil. O yüzden için rahat olsun. Fakat yine de büyük çaba sarf etmişler. Belli ki seni hiç istemiyorlar. Dikkatli olmakta fayda var."

Yüzümdeki ciddiyeti koruyarak başımı eğdim. "Bundan şüphem yok komutanım, sağ olun."

Ayağa kalkan Ekrem Albay'la ben de anında ayaklanırken eliyle bana işaret ederek oturmamı istedi. Elleri arkasında birkaç adım atıp bana döndü.

Baytar Hanım (Basıldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin