prolog

95.4K 2.1K 469
                                    

Titreyen ve terleyen ellerimi kot pantolonuma silip, sürekli kayan kahrolası anahtarlarımı kapıya sokmadan önce gözlerimi kapattım ve derin bir nefes alarak, içimden ona kadar saydım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Titreyen ve terleyen ellerimi kot pantolonuma silip, sürekli kayan kahrolası anahtarlarımı kapıya sokmadan önce gözlerimi kapattım ve derin bir nefes alarak, içimden ona kadar saydım.

Sakinleşmeme en ufak bir yarar sağlamamıştı, aksine, kalbim az sonra kalp krizi geçirip yere yığılacakmışım gibi hızlı hızlı atmaya devam ediyordu. Yirmi üç senelik hayatımda hiçbir zaman kolay şeyler yaşamamıştım, özellikle şu son aylarda yaşadığım ve katlanmakta olduğum şeyler yüzünden delirecek gibi hissettiğim çok zaman olmuştu, ama az önce aldığım telefon? Kahretsin, bu yaşadığım her kötü olayın önüne geçerdi.

Londra'da klasik hale gelen yağmurlu, kasvetli bir gündü ve sarı saçlarım ıpıslak olmuştu, ama gözümden akan yaşların yağmurla hiçbir alakası yoktu. Telefondaki adamın çirkin sesiyle söyledikleri tekrardan suratıma çarptı: Biliyor.

Biliyordu.

İçine girmemem gereken olaylara karışmış, ateşle oynamıştım, başıma gelecekleri düşünmeliydim. Anahtarı kapıya sokmalı, eve girmeli ve eşyalarımı topladıktan sonra derhal bu şehirden kaçmalıydım.

Kalbimden nasıl kaçacaktım?

Bir yanım ona gitmemi, her şeyi açıklamamı, neden yaptığımı anlatmamı ve beni affedene kadar ayaklarına kapanmam gerektiğini söylüyordu. Onu seviyordum. Beni seviyordu. Beni affederdi. Bu, aşık tarafımın söylediği şeylerdi. Hayatta kalmak isteyen yanım ise, onun bunu asla anlamayacağını ve ihanetimi asla affetmeyeceğini söylüyordu.

Sonunda derin bir nefes alıp, titreyen ellerimle kapıyı açmayı başardım.

Çamurlu botlarımın yeri kirletmesini umursamadan hızlıca kısa koridoru geçtim, cebimden telefonumu çıkarmış, titreyen ellerimle doğru tuşlara basmaya çalışırken, küfrederek salona doğru ilerliyordum, Sonunda ara tuşuna basmıştım ki, başımı kaldırdım ve gördüğüm kişiyle, korkuyla nefesimi tutarken telefon elimden kayıp yere düşmüştü bile.

Buradaydı. Ütüsü biraz bile bozulmamış her zamanki takım elbiselerinden birisiyle, küçük salonumun ortasında durmuş, dikkatle bana bakıyordu.

 Ütüsü biraz bile bozulmamış her zamanki takım elbiselerinden birisiyle, küçük salonumun ortasında durmuş, dikkatle bana bakıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ATEŞLE OYNAMAK (İTALYAN SERİSİ#4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin