Günlerdir ne uyku uyuyabiliyordum ne de yemek yiyebiliyordum. Gözümü kapattığım an sanki yanımda o adam varmış gibi hissediyordum. O adamın Ekin'e yaptıklarını öğrendikten sonra daha çok nefret etmiştim ondan. Her ne kadar babasının yaşadığını Aras'a söylemek istesem de yapamazdım. Babası yüzünden kötülük yapmıştı Aras. Şimdi düzelmişken tekrar babasının etkisi altına girmesini istemiyordum.
" Hâlâ konuşmayacak mısın benimle? Tam bir haftadır uzak duruyorsun benden. Boşanmak mı istiyorsun? İstediğin buysa boşanalım!!"
Saatlerdir oynadığım yemeğimden başımı kaldırıp Aras'a baktım. Sinirliydi. " Saçmalama ne boşanması. Ben sadece bir süredir kendimi iyi hissetmiyorum." Masanın üzerindeki elimi tuttu. " Benden bir şey saklamanı istemiyorum." dedi her kelimesine vurgu yaparak.
Kafa salladım. Günlerdir uyumadığım için gözlerim acımaya başlamıştı. " Yanımda uyur musun? "
Tek kelime etmeden beni kucağına alıp odamıza getirdi. Karnıma dikkat ederek beni yatağa yatırdıktan sonra o da yanıma uzandı. Belki şimdi uyuyabilirdim.. Bir kaç dakika sonra Aras uyumuştu. Kafamı göğsüne bastırıp uyumaya çalıştım.
**
Korkuyla Aras'a bakıyordum. Yanında babası ve Defne vardı. Gülümseyerek babasına baktı. Babası kafasını salladığında Defne'nin elini tutup yanıma getirdi." Sevgilim, bebeğimize merhaba demek ister misin? "
Defne sinsice sırıtarak yanıma yaklaşıp karnımın üzerine elini koydu. " Oğlum, az kaldı kavuşmamıza."
Aras'a baktım.Gülümseyerek Defne'ye bakıyordu. Kendime gelip Defne'nin elini ittirdim.
" UZAK DUR BENDEN. O BENİM OĞLUM."
Aras'ın ateş saçan gözleri beni buldu. Bana nefretle bakıyordu. " Aras, bir şey de lütfen. O benim oğlum, bizim, ikimizin."
Sadece güldü. Gözyaşlarım yanaklarımdan akarken söylediği şeyle öleceğimi sanmıştım.
" Seni gerçekten sevdiğimi düşündün mü? Bu kadar aptal olamazsın değil mi? Biz bir film ya da kitapta başrol değiliz Çisem. Benim sevdiğim tek kadın var o da Defne. Bu arada bizim oğlumuz ama senin değil. Sen sadece onu dünyaya getireceksin. Onun annesi Defne. "
Başımı ellerimin arasına alıp bağırdım. " HAYIR, BUNU YAPAMAZSIN ARAS! ARAS BUNU YAPAMAZSIN!!"
Belli belirsiz Aras'ın sesini duyuyordum ama çok derinden geliyordu. " Çisem! Uyan. Güzelim kalk kabus görüyorsun.."
Bir anda gözlerimi açtım. Rüyaydı. Korkunç bir rüyaydı. Aras yanıma oturup ellerimi tuttu. " Bunu yapamazsın Aras diyordun. Ne gördün rüyanda?"
Cevap vermeden oturmaya devam ettim. Daha fazla ondan saklayamazdım. " B-baban ya-yaşıyor."
Kahkaha attı. Beni kucağına çekip saçlarımı okşarken boşta kalan eliyle de karnımı okşuyordu. " Sakin ol. Bak bebeğimizi de korkutuyorsun. Sadece rüyaydı." Ona öfkeyle baktım. Hızla onu ittirip yataktan çıktım.
" Bir hafta önce dışarı çıktığımda gördüm babanı. Bugün rüyamda gördüğümse Defne gelip oğluma " kavuşmamıza az kaldı " diyordu. Sen de bana " onun annesi Defne. Seni gerçekten seveceğimi mi düşündün." diyordun. Baban yaşıyor Aras. "
Kapıyı açıp odadan çıktım. Salona inerken odadan gelen kırılma sesleriyle tekrar adımlarımı odaya yönelttim. Kapıyı açtım. Aras delirmiş gibi ne kadar süs eşyası varsa hepsini fırlatıp atıyordu. Hemen yanına koştum.
" Git başımdan Çisem. Sana zarar vermek istemiyorum! Bir süre gözümün önünde olma. Kendimi tutamayıp sana zarar verebilirim. Git şimdi."
Gözyaşlarımın yanağımdan akıp gitmesine izin verdim. Aras'ı tek başına bırakıp odadan çıktım. Onu da anlayabiliyorum ama neden her sinirlendiğinde zarar gören taraf ben oluyorum ki.. Sanırım dediği gibi gözüne görünmemek en mantıklısıydı. Mutfaktan bir kaç pet şişe su ve atıştırmalık aldıktan sonra kütüphane olarak kullandığımız odaya girdim. Burada zaman geçirmek hoşuma gidiyordu. Hem bu sayede Aras'ın sakinleşmesi kolay olurdu.
Aradan üç saat geçmişti ama Aras yanıma gelmemişti. Kendine bir şey yapmış olmasından korkuyordum. Odadan çıkıp mutfağa yöneldim. Melike abla akşam için yemek hazırlıyordu.
" Melike abla, Aras hâlâ odada mı? " Elinde doğradığı patatesi bırakıp yanıma geldi.
" Aras Bey çıktı. Nereye gittiğini bilmiyorum ama bugün dönmeyeceğini söyledi. Hadi geç otur bir şeyler ye, kendinle birlikte bebeğini de perişan ediyorsun."
Aras bana kırılmıştı. Ondan babasının yaşadığını saklamıştım ama buna mecburdum. Aras'ı aradım ama telefonu meşgule atıp duruyordu. Bana gerçekten kırılmış. Melike ablanın tabağıma koyduğu yemekleri zorla da olsa yedim. Melike abla 35-40 yaşlarında olmasına rağmen çok genç duruyordu. Uzun yıllar Aras'ın babaannesinin evinde çalışmışlar ailesiyle. Aras onu ablası gibi görüyordu. Esra da onun kızıydı. Esra daha küçüktü. On yedi yaşına daha yeni girmişti. Okuldan sonra gelip annesine yardımcı oluyordu.
Tabağımı ve çatalımı makineye yerleştirdikten sonra salona gittim. Aras'ı aradım ama açmıyordu yine.
**
Çoktan akşam olmuştu. Evde tek başıma olduğum için korkuyordum. Aras gelmemişti. Ezgi'yi arayıp çağırmayı bile düşünmüştüm ama sonra vazgeçtim. Kapı açıldığında hemen ayağa kalktım. Aras gelmişti.
" Niye uyumadın? " Yanıma oturup beni kendine çekti. Ona doğru döndüm.
" Özür dilerim. Babanın yaşadığını sana söylemem gerekirdi ama korktum. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemedim. Baban olmayınca sen daha mutlusun Aras. Baksana.. Aile olduk biz. Sen,ben ve oğlumuz. Babanın bunu bozmasını istemedim. Evet bencillikse bencillik. Tekrar o kötü Aras olmanı istemedim. Babanın yaşadığını öğrendiğinde belki mutlu olmuş olabilirsin bunun için sana kızamam. Yine babanla görüşmeye devam edebilirsin ama benim onunla görüşmemi bekleme. Aras.." Eliyle ağzımı kapatıp susmamı sağladı. Ardından gülümseyerek dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
" Az nefes al. Babam öldüğünde yıkıldım evet. Çünkü ben hep onun gölgesindeydim. O ne derse onu yaptım ben bu yaşıma kadar. Ama onun ölmesi yani kendini öldü göstermesi benim kendime gelmemi sağladı. Onun zincirlerinden kurtuldum, temiz bir sayfa açtım kendime. Merak etme, onun artık kimseye bir zararı olmayacak. Çünkü geçmişte yaptığı şeylerden, Ekin olayından ve kendini öldü göstermesi yüzünden şuan gözaltında. "
Sevinçle ona sarıldım. Bu sevincim uzun sürmemişti. Aras da yargılanabilirdi. Bir zamanlar onu demir parmaklıklar ardına tıkmak için çalışıyordum ben. " Ya sen de ceza alırsan? "
Bir şey söylemedi. Onun tek suçu babasının suçlarını örtbas etmesiydi. Sadece bu suçtan bile ceza alabilirdi ama onu bu yola iten babasıydı. Düşüncelerimi bölen zilin sesi oldu.
Az sonra Melike abla yanında polislerle salona girdiğinde ne hissedeceğimi bilememiştim.
" Aras Ilgaz bizimle emniyete gelmeniz gerekiyor. "
Gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Aras alnıma sakinleştirici bir öpücük kondurup gitti.
-Bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİMSİN
Teen Fiction" Sen benimsin " dedi mavi gözlerini gözlerime dikerek. " Ne olursun bırak artık gideyim. Daha ne kadar yanında tutacaksın beni? " Saçlarımdaki eli yavaşça boğazıma gitti. Tek eliyle boğazımı sıkarken diğer eliyle duvara yumruk atmıştı...