*Bölümleri normalde word programında yazıyorum ama iki kez yazdıklarım gitti. Sinirden öldüm. *
Gözlerimi açtığımda karnımda gezinen kollarla irkildim. Aras yorgunluktan kızarmış gözleriyle bana bakıyordu.
"Aras?"
Hızla yatakta doğrulup oturur pozisyona geçtim. Hızlı hareket ettiğim için miniğim içimde tepiniyordu. " Ne zaman geldin? Ne oldu? Anlatsana ya.."
Aras bana sıkıca sarılıp alnıma bir öpücük kondurdu. " Bitti güzelim bitti. Babam ilk kez babalığını gösterdi. Karnım çok aç, devamını kahvaltıda anlatırım."
Kahvaltı masasına oturduğumuzda saat epey geç olmuştu. Aras üç gündür nezarethanedeydi onu çok merak etmiştim. Bebeğim için sakin olmalıydım. Hızlıca bir şeyler hazırlayıp yerlerimize geçtik. Aras hem yemek yiyor hem de olanları anlatıyordu. " Avukat aracılığıyla görüştüm onunla. Tüm suçu üstüne almış. İlk kez bir boka sürüklemedi aksine o boklardan kurtardı beni. "
Aras çok yorgun olduğu için duş alıp yatmıştı. Uyumadan önce de köfte, patates ve makarna istediğini söylemişti. Melike ablanın kasapta hazırlattığı köfteyi buzluktan çıkarıp çözülmesi için bir kenara bırakıp kaynayan suya kalem makarnayı döktüm.
Patatesleri de soyup yıkadıktan sonra hepsini eşit ölçüde doğrayıp önceden hazırladığım buzlu suya attım. Makarnayı da süzüp sosisle birlikte kavurup altını kapattım. Patatesleri kızartma makinesine atıp pişmesini beklerken tavada köfteleri kızarttım. Yemek neredeyse hazırdı. Masayı da kurup uykucu kocamı kaldırmaya gidecektim. Masayı hazırladıktan sonra merdivenlere yönelecekken zilin sesiyle kapıya yönelttim adımlarımı. Kapıyı açtığımda karşımda Bilge'yi görmeyi beklemiyordum. Geçmesi için kenara çekildim.
" Şey.. Ben abimle konuşmak için geldim. " Onu salondaki tekli koltuğa oturtup bende karşısına oturdum.
Bilge çok güzel bir kızdı. Ama çok inatçıydı. Babasının ölümünden hep bizi sorumlu tutmuştu ama öğrenmişti gerçekleri. Öğrenmeseydi şimdi burada olmazdı.
" Abin senin için çok endişelendi Bilge. Onu çok üzdün. Ben gidip abini kaldırayım, yemekten sonra konuşursunuz."
**
Aras hiç konuşmamıştı kardeşiyle. Yemekten sonra Bilge mutfağı toparlamama yardım etmişti. İkisini bahçeye gönderdikten sonra bende odaya çıkıp kitap okumaya başladım ama konuşmalarını duyabiliyordum.
" Abi, beni affet ne olur. Ben çok aptallık ettim, seni suçladım. Özür dilerim." diyordu Bilge ağlayarak.
Aras bir tepki vermedi ama üzgün olduğunu anlayabiliyordum. " Sana nasıl kıyabilirim ki.."
İkisi de susmuştu. Balkondan kafamı uzatıp baktım. Birbirlerine sarılmışlardı. Okuduğum daha doğrusu okumaya çalıştığım kitabı bırakıp aşağı indim. Dolaptan üç tane Magnum çıkarıp tepsiye koydum, yanına da bir kaç şişe su koyduktan sonra tepsiyle beraber bahçeye çıktım.
" Size dondurma getirdim." Bilge bana bakıp gülümsedi.
" Ben artık gideyim. Halam geç kalma demişti. " Aras'a baktığımda kaşlarını çatmıştı. Bilge'yi kolundan tutup oturttu.
" Başlatma halana. Yarın gidip eşyalarını toparlarız. Burada kalacaksın bundan sonra. " Bana baktığında bende başımla onayladım.
" Evet canım. Ben de odanı hazırlatırım. "
**
Aradan bir kaç gün geçti. Aras eve çok geç geliyor yüzüme bakmadan da yatıp uyuyordu. Bu hâli iyice sinirimi bozuyordu. Artık ben de onunla konuşmuyordum. Sabah tek başına kahvaltısını yapıp işe gidiyor, gece de geldiğinde bir şeyler atıştırıp yatıyordu.
Uyanır uyanmaz hazırlanıp salona indim. Aras salonda oturmuş kahvesini içiyordu. Beni görünce kaşlarını çatarak baktı.
" Nereye gidiyorsun? "
" Doğuma 4,5 ay var. Madem bu evde herkes kafasına göre yaşıyor ben de işe geri dönmeye karar verdim."
Ayağa kalkıp yanıma geldi. " Seni çok fazla şımartmışım ben. Benimle inatlaşma, üzülen sen olursun. Eski Aras'ı özlediysen merak etme o Aras geri döndü."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİMSİN
Ficção Adolescente" Sen benimsin " dedi mavi gözlerini gözlerime dikerek. " Ne olursun bırak artık gideyim. Daha ne kadar yanında tutacaksın beni? " Saçlarımdaki eli yavaşça boğazıma gitti. Tek eliyle boğazımı sıkarken diğer eliyle duvara yumruk atmıştı...