16.Bölüm

8.3K 300 18
                                    

Çisem-

" Oğlum, annesinin  yakışıklısı.. "

Bir kahkaha  sesi geldiğinde  hemen sesin geldiği  yöne döndüm. Aras orada durmuş  beni izliyordu.

" Senin bir  tek yakışıklın  var o da benim. " Ellerimi  ellerinin  arasına  alıp  öptü. O anda yüzüğünün  olmadığını  farketmiştim.

" Yüzüğün  nerede aşkım?"  Yanıma oturup  saçlarımı  eliyle  karıştırdı. Bu çok hoşuma gidiyordu.

" Dar geliyordu. Kuyumcuya  götürdüm  sevgilim." Sonra yine karnıma  yöneltmişti  bakışlarını. Sert sert bakıyordu.Doğmamış  çocuğu  kıskanıyordu  resmen. Yüzümü  ellerinin  arasına  aldı. Gülümseyerek  ona baktım. " Doğum günün kutlu olsun sevgilim. "

Cidden o kadar unutkan mı olmuştum  ben. Teorik olarak saat gece yarısını  geçtiği  için  yirmi beş yaşıma  giriyordum bugün. Dudaklarımız  buluştuğunda  ona engel olmadım. Hamileyken kadınlar daha istekli olurmuş  şuan bunu test edip  onaylamıştım. Karnımdaki  darbelerle dudaklarımı  Aras'ın  dudaklarından  ayırdım.

Oğlumuz  tekme atıyordu. Aras ellerini  karnıma  koyup gülümsedi.

" Eşşek  sıpası! Sen hele  bir  doğ  göstericem  sana  anneyle  babanın  arasına  girmeyi."

**
Aras yatana kadar söylenip durmuştu.  Resmen doğmamış  çocukla  kavga ediyordu. Oğluşum  da babasının inadına  beni tekmeleyip  durmuştu. Aras hemen uyuduğunda  homurdanarak  ışığı  kapattım. Bugün yeni bir iş aldıklarını  ve çok yorulduğunu  söylemişti. Tam uyuyacaktım  ki Aras'ın  telefonuna  mesaj geldiğini  belli eden bir bildirim  sesi duydum. Alıp mesajı  açtım. Mesajı Ezgi atmıştı.

" Canım, yüzüğün  lavabonun  kenarında  kalmış. Bana gelince alırsın."

Mantıklı  bir açıklaması  olması  gerekiyordu. Sinirle  yataktan kalkıp  salona geçtim.

" Neden ağlıyorsun? Bir şey mi oldu? "

Aras'ın  sesini duymamla  yerimde sıçradım. Bir cevap vermeden  kollarımı göğsümde  birleştirip  öldürücü  bakışlarımı  ona yönelttim.

" Yüzüğünü  Ezgi'nin  evinde unutmuşsun. " Oturduğum  koltuktan  kalkıp  mutfağa  geçtim. Kendime bir bardak su doldurduktan  sonra bahçeye açılan kapıyı  açıp  dışarı çıktım.

**

Aras-

Lanet olası  bir akşam yemeğiydi sadece. Yeni bir iş almıştık. Geç saate kadar şirkette çalışıp saat dokuza doğru çıkmıştık. Ezgi'yi  evine bırakıp  oradan da karımın  ve oğlumun  yanına gidecektim. Ama Ezgi'nin  eşi yemeğe davet ettiği  için ayıp olmasın  diye içeri  girdim.

Ezgi benim çocukluk  arkadaşımdı. Aramızda başka bir şey yoktu  olamazdı da. Birlikte yemek yedikten sonra oradan ayrılmıştım. Yüzümü yıkamak için lavaboda  çıkarmıştım  sanırım yüzüğümü. Şimdi gel de bunu tombul karıma anlat. Neyse, tombul dediğimi  duymasın  sonra daha çok küser. 4.aya  gelmişti. Tombul tombul yanakları, yemek yerken kendini  kaybetmesi, her şeye ağlaması  o kadar güzeldi  ki..

**

Yirmi  beş yaşına giriyordu sevdiğim  kadın. Sabah kalkmış kahvaltı yapmadan Deniz'in  yanına gitmişti. Benimle konuşmaması  beni delirtse  de ona hazırlayacağım  sürprizi  görmemesi  iyi olmuştu. Hemen telefonumu  çıkarıp  Deniz'e  mesaj attım.

" Karıma iyi bak. Kahvaltı da yapmadı, bir şeyler yedir. Akşam sekiz  gibi burada olun."

Deniz'in  sürprizden  haberi olduğu  için Çisem'i  oyalamak  ona kalmıştı. Zaten Çisem'in  de canına minnet. Benim yüzümü görmemek  için Fizan'a  bile giderdi inatçı karım.Evin yardımcıları  temizlikle  ilgilenirken  ben de şirketten bir kaç kişiyi ve Çisem'in  ofisinden  bir kaç arkadaşını  arayıp  sürpriz  partiye davet  etmiştim. Esra yanıma geldiğinde  telefonu kapatmış  cebime koyuyordum.

SEN  BENİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin