Aradan bir kaç hafta geçmişti. Aras ile barışmış, sorunlarımızı ortadan kaldırmıştık. Artık sadece oğlumuza zaman ayıracak, ona çok iyi anne-baba olacaktık. Kuzey babasına gerçekten çok düşkündü. 1,5 aylık olmuştu güzel oğlum.
" Aras, lütfen.." Günlerdir uyuz Aras'a yalvarıyordum işe geri dönmek için. Ama tabiki izin vermiyordu.
" Sen şimdi dosyalara gömülür oğlumu ihmal edersin. Çalışmayacaksın. "
Sinirle soludum. " O benim de oğlum. Onu ihmal etmem ama bir mesleğim var benim. Sen nasıl mesleğini yapıyorsan ben de mesleğimi yapmak istiyorum. "
Kuzey'i uyuttuktan sonra aşağı inip salondaki geniş koltuğa oturdum. Elimde de Tess Gerritsen- Ruh Koleksiyoncusu kitabı vardı. Bu kadının kitaplarına bayılıyordum. Bütün seriyi aldırmıştım. Aras yanıma oturduğunda ona hiç bakmadım. Beni bazen çok kırıyordu, farkında değildi ama eziliyordum ben. Aras'ın evi, Aras'ın parası, Aras'ın arabası.. Bana ait hiç bir şey yoktu ki.. Aras bana her gün para bırakıyordu ama ben kendi paramı kazanmak istiyordum.
" Özür dilerim. Seni kırmak istemedim, biliyorsun. Ama beni de anla. Kuzey daha yeni doğdu, sana ihtiyacı var. " Kitabı bırakıp ona döndüm.
" Ben onu ihmal etmem. Sadece kendi paramı kazanmak istiyorum, her gün senden para almak zoruma gidiyor. Bir mesleğim varken neden yapmıyorum ki? Lütfen Aras.."
Kafa sallayıp saçlarımı okşadı. Dudaklarıma yöneleceği sırada yukarıdan Kuzey'in ağlama sesi geldi.
" Bu çocuk beni deli ediyor. Hastaneye geri götürelim, karışmış olabilir. " dedi Aras ciddi ciddi.
**
Günlerimiz böyle güzel geçiyordu. Biz bir aileydik. Küçük, çekirdek bir aile.. Aradan 2 ay geçmişti. Ben tekrar mesleğimi yapıyordum. Oğlum tam anneci olmuştu. Ben olmazsam kıyameti kopartıyordu. Neyseki öğlene kadar çalışıyordum sonra tüm gün oğluma zaman ayırıyordum.
Bugün ofiste pek işim olmadığı için hızlıca toparlanıp odamdan çıktım. Avukatlık ofisinde çalışan kadın avukat sayısı bir elin parmağını geçmezdi. Bazı yobazlara göre kadın; evlenip kocasına hizmet etmeli, çocuğuna bakmalı, yemek yapmalıydı ama asla çalışmamalıydı. Çünkü bazı yobazlar kadınların kendisinden üstün olmasını istemezdi. Ben düşüncelere dalmış yürürken cıyak cıyak bağıran bir kadın sesi ilişti kulağıma.
" Önüne baksana be, kör müsün? "
Kadına döndüm. Bu kadın işe yeni başlayan bir avukattı. Yüzümü görünce sinsice sırıttı.
" Çisem Candar, hani şu Aras Ilgaz'ın kaçırdığı avukat kız. Sen hâlâ yaşıyor musun ya? Ortadan kaldırmadı mı seni Aras? "
Ofistekiler durmuş bizi izliyordu. Caner de oradaydı. Bu işi bana o ayarlamıştı. Avukat kızlardan biri kadını çekiştirmeye çalıştı ama kadın yerinden bir milim kımıldamadı.
" Kendini güncelle bir ara. Çisem Ilgaz ben. Aras Ilgaz'ın karısıyım. "
**
Günlerim bu şekilde Simla denen kadınla uğraşmakla geçiyordu. Kadınla hem aynı iş yerinde çalışıyorduk hem de komşu çıkmıştık. Bizim evin yanındaki evi satın almış. Ben olsam avukatlık maaşıyla bu evin kapısını ancak alırım. Sürekli gelip Kuzey'i sevmeye çalışmasından gına gelmişti.
" Deren ,kitaplara boğuldun az ara ver. Havuza girelim biraz. Ben Kuzey'i de yavaştan alıştırmak istiyorum suya."
Havuzda bir süre zaman geçirdikten sonra Kuzey'i de on dakika kadar yüzdürdüm. Ama sonra uykusu geldiği için duş aldırıp yatağına yatırdıktan sonra ben de duş alıp giyindim. Deren ve Bilge havuzun başında sohbet ediyorlardı. Mutfağa inip ne yapsam diye düşünürken ne zamandır fast food tüketmediğimizi farkedip hepimize hamburger menü sipariş ettim.
**
Aras yine geç gelmeye başlamıştı eve. Ama yoruluyordu bunu görüyordum. O yüzden üzerine gitmiyordum. Bugün de geç gelmişti.
" Aşkım, bir kaç gün izin versen kendine. Çok yoruluyorsun." Yüzümü avuçlarının arasına alıp beni kendine yaklaştırdı.
" Haklısın güzelim. Ezgi de hamile o yüzden izin verdim ona. O yüzden işlerin hepsi bana kaldı. "
Biraz sohbet ettikten sonra uyumuştuk. Yarın mahkemede duruşmam vardı.
**
Sabah uyandığımda Gözde'nin iki kez aradığını gördüm. Hemen geri aradım.
" Gözde, beni aramışsın canım. Nasılsın?" Bir süre ses gelmedi.
" Çisem, kendine çok dikkat et olur mu? Serhan'ın kız kardeşi Aras'ın peşinde. Ondan intikam almak istiyor. Kızın adı Eda. "
Tam geçti, bitti diyordum ama illaki bir şey çıkıyordu. Bunu Aras'a söylemeliydim. Yataktan kalkıp koşarak salona indim. Mutfaktan Kuzeyin agu bugu sesleri geliyordu. Adımlarımı mutfağa yönelttim. Aras kahvaltı hazırlıyor; Kuzey, Bilge ve Deren de oturmuş onu izliyordu. Deren bir süre bizimle kalacaktı. Abisi yurtdışında olduğu için bize emanet etmişti, öz kardeşi değildi ama çok seviyordu onu. Deren bu sene üniversite sınavına gireceği için sessiz, sakin bir ortamda ders çalışması gerekiyordu. Bilge de sınava gireceği için onun odasını iki kişilik olarak dekore etmişti Aras. Bilge ve Deren hem çok iyi anlaşıyor hem de aynı odada beraber kalıp ders çalışıyordu.
" Günaydın yenge!"
" Aaa günaydın abla."
Aras'ı çekiştirerek oradan uzaklaştırdım. " Ne oldu Çisem? Yüzün kireç gibi.."
Dışarıdaki koltuğa oturduk. " Aras, az önce Gözde ile konuştum. Serhan'ın kız kardeşi senin peşindeymiş, senden intikam almak istiyormuş."
O sırada yanımızda bir gölge belirdi. Simla denen kadın elinde bir tabakla bize bakıyordu. Getirdiği böreği masaya koydu. Bir eli de Aras'ın omzundaydı. Şu kadını paramparça etmemek için zor tutuyorum kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİMSİN
Teen Fiction" Sen benimsin " dedi mavi gözlerini gözlerime dikerek. " Ne olursun bırak artık gideyim. Daha ne kadar yanında tutacaksın beni? " Saçlarımdaki eli yavaşça boğazıma gitti. Tek eliyle boğazımı sıkarken diğer eliyle duvara yumruk atmıştı...